26 Ağustos 2009 00:00

Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi ‘Adalet ve Özgürlük Müzesi’ olsun!

1982-1984 yılları arasında Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde tutuklu kaldım.Tutuklu kaldığım süre içinde çok ağır baskı ve işkenceler gördüm. Tutuklu ve hükümlülere yapılan baskı ve işkencelere tanık oldum.

Paylaş

1982-1984 yılları arasında Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde tutuklu kaldım.
Tutuklu kaldığım süre içinde çok ağır baskı ve işkenceler gördüm. Tutuklu ve hükümlülere yapılan baskı ve işkencelere tanık oldum. Anlatılması çok zor, iğrenç şeyler duydum.
Burada bunları anlatacak değilim, yeri ve zamanı değil.
Ancak, 22 Ağustos 2009 günü akşamı birçok televizyon kanalında, haberlerde; “‘Açılım’ Kapattı”, “Kürt Açılımında İlk Adım”, “Demokratik Açılımda Yeni Bir Sayfa Açılıyor”, “Ünlü Cezaevi Kapatılıyor” ana başlıkları altında, hükümetin 12 Eylül sonrası işkence merkezine dönüşen Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’ni kapatacağı...5 No’lu Cezaevi’nin Ergani-Diyarbakır karayolu üzerinde kent dışında yeni yapılacak bir cezaevine taşınacağını...İşkence merkezi olarak kötü şöhrete sahip mevcut cezaevinin yıkılarak yerine bir eğitim kompleksi bir anaokulu, bir ilköğretim okulu, bir Anadolu lisesi, 2 spor tesisi yapılacağını dinlerken, biraz gerildim, ama daha çok da düşündüm.
Bu girişim iyi niyetli bir girişim olabilir, ama doğru bir girişim değil!
Yaşanmış acı ve direnişlerin tarihsel mekanını yıkıp yerine eğitim kompleksi yaparak, tarih belleklerden silinmek mi isteniyor acaba?
Eğer tarih belleklerden silinmek isteniyorsa çok yanlış yapılıyor. Doğru olan toplumların tarihleriyle, korkularıyla, acılarıyla, utançlarıyla yüzleşmeleridir. Eğer bu yüzleşme gerçekleşmezse, toplumsal güven ve barış sağlanamaz. Bireysel ve toplumsal huzur ve iyileşme sağlanamaz. “Demokratik Açılım”lar gerçekleştirilemez: Geleceği yeniden inşa edemeyiz.
Geçmişte arzu etmediğimiz, istemediğimiz olayların tekrar vuku bulmaması için bu yüzleşme gerçekleşmelidir; toplumsal adalet ve barış, ancak böyle sağlanır.
Tarihsel mekanlar, tarihi belgeler yok edildiğinde veya maskelendiğinde, karartıldığında, tarih de karartılmış, maskelenmiş olur. Tarihin karartılması ise kimsenin hayrına değildir.
Birilerinden intikam veya öç almak için değil, toplumsal adalet ve barışın sağlanması, güvenin oluşması için Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi “Adalet ve Özgürlük Müzesi”ne dönüştürülmelidir. Bu, Kürt ve Türk halkının hayrına olacak bir girişim olarak algılanacaktır.
Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde yatanlar, Diyarbakır halkı, demokrasi ve özgürlük yanlısı tüm namuslu insanlar!
Gelin; Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nin yıkılarak, yerine eğitim kompleksi değil cezaevinin mevcut yapısı korunarak “Adalet ve Özgürlük Müzesi” yapılması için sesimizi yükseltelim!
Biz sesimizi yükselttiğimizde hükümetin de sessiz kalmayacağını düşünüyorum.
MÜSLÜM ÜZÜLMEZ - Yazar
ÖNCEKİ HABER

Almanya’daki sol deneyim

SONRAKİ HABER

Teslim olmayalım da Halil’im, aman kurşun saçalım...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...