27 Ağustos 2009 00:00

ÖZGÜRLÜKLER

İnsan hakları ve özgürlüklerini talep etme konusunda maksimalist yaklaşım göstermek gerekir. En fazla hak, en fazla özgürlük! Hak ve özgürlük konusunda mutabakat arayışları falan olmaz.

Paylaş

İnsan hakları ve özgürlüklerini talep etme konusunda maksimalist yaklaşım göstermek gerekir. En fazla hak, en fazla özgürlük! Hak ve özgürlük konusunda mutabakat arayışları falan olmaz.
Birey açısından en fazlasını talep etmek, devlet açısından bu hak ve özgürlükleri tanımak ve pratiğe geçirmek. Formül bu.
Kürt sorununu tartışıyoruz da sorunun savaş boyutu var.
Kürt sorununun aldığı savaş boyutu ihmal edilerek, sorunun çözümü olanaksız. Kayıplara bakalım. Kurtuluş Savaşı’nda Türk tarafında savaş meydanında on bin civarında asker yaşamını yitirmiştir, Yunan tarafının kayıpları daha fazla. 1984 yılından sonra başlayan çatışmalarda toplam 35-40 bin kişi yaşamını yitirmiştir. Bu sadece insan kayıplarıyla ilgili sayılar. Doğanın tahribatını ve diğer alanlardaki kayıpları saymayalım. Sonuç: Herhangi bir şiddet sorunu ile değil, savaş boyutlu bir şiddet olgusu ile karşı karşıyayız. Belirtilen durumda şu soruyu sormamız gerekir: Savaş nasıl sona erer? Bu konudaki istekler maksimal mi olmak zorunda? Prensip ne olmalı?
Kürt sorununun çözümü için başlayan “Kürt Açılımı” sürecine hükümet “Demokratikleşme Açılımı” demeye başladı. O konuda herkes görüşlerini de açıklamakta. Burada bir problem yok. Peki ama PKK silahsızlanmaya hazır mı? Koşulları nedir? Bu durum nasıl öğrenilir? Silahsızlanma süreci nasıl başlar? Bu konuda yapılabilecekler nelerdir? Genel siyasi af sorunu çözer mi? Bu tür bir af, neleri ve kimleri kapsar, şartları nedir? Yaşanan 26 yıllık savaş nedeniyle, işkence ve faili meçhuller, zorla kaybedilenler ve genel olarak savaş hukukuna aykırı eylem ve işlemlerle ilgili nasıl bir süreç ve mekanizmalar gerekir? Hakikat komisyonları fikri bu sorunda nerede yer alır? Silahsızlanma süreci başlarsa bu süreci denetleyecek, izleyecek yapılar, oluşumlar kimlerden oluşacak? Süreç nasıl denetlenecek? Silahsızlanma süreci nasıl işleyecek? Kim, ne zaman, nasıl, nereye silah bırakacak? Devlet, döşediği mayınları ve serbest patlayıcıların yerlerini söyleyecek mi; PKK bir mayın haritası verecek mi?
Peki insan hakları ve özgürlükleri konusunda maksimalist olmak lazım da, barış konusunda nasıl tutum almak lazım? Şöyle söylenebilir: Barışı hak temelli olarak kavramak ve savunmak lazım. İyi ama, ortadaki çatışmanın sona erdirilmesinde prensip yine maksimalist mi olmalı, yoksa Cicero’nun söylediği gibi; “En kötü barış en haklı savaştan iyidir” mi demeliyiz? Ben bu sözün doğruluğuna inanırım. Evet, öyle yapmak lazım. İyi de, elinde silah olan PKK ama ‘Ben seni muhatap almam’ diyorsun. İki; Öcalan hapiste, ‘Ben seni de muhatap almam’ diyorsun. Sahi, söyler misiniz? Siz hayali bir savaş mı yürüttünüz? Bu savaşın tarafları yok muydu? Şimdi de bir tarafın silahsızlanması sorununu konuşmuyor muyuz? Konuşmayacak mıyız? Doğrusu böyle bir şeyi düşünmek bile istemez, akıl ve vicdan sahibi hiç kimse. Aldatılmak!..
Eğer en kötü barış bile savaştan iyiyse, o zaman silahsızlanma konusu maksimalist isteklerin masaya getirileceği bir konu olmamalı. Maksimalist talep; özgürlük, eşitlik, kardeşlik gibi insan hakları ve özgürlükleri konusunda olur. Yöntemlerde, idari konularda, süreçlerde, sözgelimi silahsızlanma ve benzeri konularda değil...
Bir de gerçekçi olmak lazım. Barışa katkısı olacak herkes sürece dahil edilmeli.
HÜSNÜ ÖNDÜL
ÖNCEKİ HABER

zama zingo

SONRAKİ HABER

Haber-Sen Günlük gazetesinin kapatılmasını kınadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...