09 Ağustos 2009 00:00

TELEFON KULÜBESİ’NDEtoplu günah çıkarma

Son dönemde tuhaf yarışmalara bir yenisi daha eklendi: Telefon Kulübesi. İzleyenler bilir, bu yarışmanın “Telefon Kulübesi” (Phone Booth) filminden esinlendiği çok açık. Ama, moda tabirle “çakma”sı demek bile mümkün değil. Yılanlar, böcekler, garip danslar, insanları taciz eden görevler... Telefondaki ses yarışmacıya “görev” verip duruyor, hepsini yaparsa 25 bin lira ödül kazanıyor.

Paylaş
Son dönemde tuhaf yarışmalara bir yenisi daha eklendi: Telefon Kulübesi. İzleyenler bilir, bu yarışmanın “Telefon Kulübesi” (Phone Booth) filminden esinlendiği çok açık. Ama, moda tabirle “çakma”sı demek bile mümkün değil. Yılanlar, böcekler, garip danslar, insanları taciz eden görevler... Telefondaki ses yarışmacıya “görev” verip duruyor, hepsini yaparsa 25 bin lira ödül kazanıyor.Neyse, bu köşenin işi “yarışma eleştirisi” değil, haliyle biz asıl filme, “Telefon Kulubesi”ne dönelim. Bir metrekarelik bir telefon kulübesinden, güzel bir film çıkar mı? Elbette çıkabilir. Peki, ya gerilimi, aksiyonu, temposu yüksek bir film çıkar mı? İşte bu zor. Zoru başaran Yönetmen Joel Schumacher. Malum 3G’li günler yaşıyoruz artık, kim kullanır o eski telefon kulübelerini, demeyin? Gelenekçilikten değil, hala en güzel, en güvenli iletişim yolu, telefon kulübeleri... Colin Farrell’in canlandırdığı kahramanımız da “güvenli olsun” diye telefon kulübelerini kullanmayı alışkanlık haline getirmiş. Malum, cep telefonları zamparalık ve üçkağıtçılık için hiç güvenli değil. Asıl karakterimiz bir medya danışmanı. Pek başarılı olduğu söylenemez. Bu karakteri biraz daha açalım ki, mevzu daha anlaşılır olsun: Adı Stu... Hiçbir kural tanımıyan bir şerefsiz aslında. Cep telefonu bir saniye bile kapalı kalmaz. Yalancı ve çıkarcı. Karısına, sevgilisine, asistanına yalan söyler. Giydiği kıyafetler bile sahtedir.Asıldığı kadınlardan birini aramak için kullandığı telefon kulübesi, bu kez başına ciddi dertler açıyor. Biri arıyor ve görevler vermeye başlıyor. Karşılığında 25 bin lira falan önerdiği yok tabii, telefonu kapatırsa “öldürmek” ile tehdit ediyor. Ölümcül bir oyun işte böyle başlıyor. Gerilimin dozu giderek yükseliyor; Amerikan filmlerinin, izlenir kılan özelliği hikayenin adım adım örülmesi, küçük zeka oyunlarıyla bezenmesi de işin cabası...Kuşkusuz, aklımızdan klasik bir Türk yorumu geçmiyor değil, “Adamlar filmi ucuza kapatmış. Bir kulübede bitirmiş işi.” Ama kazın ayağı öyle değil. Evet, “Telefon Kulübesi” Amerika’da küçük bütçeli filmler arasında sayılıyor. Bu “küçük”lüğün rakamsal karşılığı ise 10 milyon dolar. Bizim “bütçesi” ile de tantana koparan “Güneşi Gördüm”ün bütçesi ise sadece 6 milyon dolardı...Mevzuya dönersek; telefondaki keskin nişancı, ölüm tehditleri arasında çok “sağlam” görevler veriyor, üçkağıtçı medya danışmanına... Gerçekle yüzleşmek ve dürüstlük gibi zor görevler, ana karakteri baya zorluyor doğrusu. Asıldığı kızı arayıp gerçeği söylemesi, karısını arayıp onu aldattığından söz etmesi, yılanlı böcekli iğrençliklere göre çok daha zor görevler kuşkusuz.Ne de olsa, tek ayağı üzerinde kırk yalan söyleme becerisine sahip New York’lu bir medya danışmanından söz ediyoruz. Üstelik, keskin nişancı hayatına dair her şeyi biliyor ve yalan söyleme şansı yok.Telefon kulübesine sipariş getiren pizzacı, her gün müşterilerini o kulübeden ayarlayan fahişe, bu fahişenin pazarlamacısı, onun cinayet işlediğini düşünen polis derken, aksiyon artıyor.Sonunda onlarca kamera önünde, canlı yayında gerçekleri itiraf etmesini istiyor keskin nişancı. Bir nevi günah çıkarma seansı. Telefon kulübesi ile günah çıkarma odaları arasında kurulan koşutluk, “canlı yayınlar” ile tüm bir ülkenin günah çıkarması, daha doğrusu günah çıkarmaya davet edilmesi olarak da okunabilir. Herkes kendine ders çıkarsın tabii, ama bu çağrı öncelikle Amerikan toplumuna. New York’un en işlek caddesindeki telefon kulübesinin seçilmesinin başka hangi simgesel anlamı olabilir ki?Neyse, gerisini anlatmak DVD keyfinizi bozabilir. Hazır, yaz ekranı, izleyecek doğru dürüst program kalmamışken, (Bir iki istisnası var tabii, ama söylersek reklama girer, anlayan anlar...) sokak arası fiyatları iyice ucuzlayan DVD’ler iyi bir seçenek. Kanal D’deki Telefon Kulübesi saçmalığını izlemekten bin kat iyidir.
Mustafa Kara
ÖNCEKİ HABER

Kına Rengiydi Deniz

SONRAKİ HABER

3D

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...