16 Şubat 2011 22:24

‘Artık kimse politikadan korkmuyor’

Klasik, caz, blues ve Latin Amerika müzikleri ile daha 15 yaşlarında iken devrimci olan babasının plakları sayesinde tanışan ve daha sonraki yıllarda folk ve rock müziğini keşfeden Tunuslu şarkıcı Amel Mathlouthi, şu an adeta Tunus’taki isyanın sesi. Mathlouthi, Arap müzisyen Marcel Khalifa, Che Guevara ve devrimci babasının düşüncelerinin izinde

‘Artık kimse politikadan  korkmuyor’
Paylaş
Erkan Araz

Sizi tanıyabilir miyiz?

Tunus’ta doğdum. Çocuk yaşta şarkı söylemeye başladım. Daha sonra bir tiyatro ile ilgilendim ama müziği daha çok seviyordum ve müzikle yoluma devam ettim. Üniversitede pratik dizayn okudum ve bu yıllarda yine müzikle iç içeydim. Üniversiteyi bitirince hem kariyerime odaklanmak, hem de sesimi duyurabilmek için Fransa’ya taşındım.

Müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Klasik müzik, rock ve arap müziklerini birleştirdiğim ortak bir müzik olarak tanımlıyorum. Şimdi yeni bir albüm hazırlıyorum ve bu bahsettiğim müzik tarzlarının dışında elektronik müzik de eklemek istiyorum. Böylelikle daha kapsamlı bir çalışma olacağını düşünüyorum.

CHE’NİN MÜCADELESİ HEPİMİZİN KARAKTERİ OLMALI

Müziğinizin söz dünyasını nasıl kuruyorsunuz?

Kendi sözlerimi yazmaya başladıktan sonra ifade özgürlüğü, gençlerin problemleri gibi konuların üzerine eğildim ve bunlar hakkında şarkılar yazdım. Zaten kendimi böyle problemlere hep yakın hissettim. Bu tip konularda şarkılar yapmak ve başkalarına şarkılarımla yardım edebilmek beni hem sevindiriyor, hem de bana çok yardımcı oluyor. Çünkü çocukken hepimiz masumduk ve dünyanın bu kadar sorunlu bir yer olduğunu bilmiyorduk. Büyüdükçe bunların farkına varmaya başladık. Bende bir müzisyen olarak şarkılarımla bunları yansıtmaya çalışıyorum.

Düşünsel olarak kimlerden etkilendiniz?

İlk olarak babamdan oldukça etkilendim. Babam devrimci ve özellikle Fransa’da 68 ve 70 dönemlerinde çok aktif birisiydi. Ben de ondan gelen bir duyguyla asi bir ruh taşıyorum. Olayları olduğu gibi kabul etmeyen bir karaktere sahip olduğumu düşündüm hep. Babamın bu özelliğinden dolayı ona şükran doluyum. Beni çok güçlendirdiğini düşünüyorum. Sonra Joan Baez, Bob Dylan, Şeyh İmam ve Marcel Khalifa’dan oldukça etkilendim. Onların şarkıları bana hep umut aşıladı. Zaman zaman ağlattı, zaman zaman da sorunlarıma eğilmek konusunda zorladı. Daha sonra Che Guevera ve Küba devrimini keşfettim. Onları okudum. Özellikle Che’nin bütün Latin Amerikayı özgürlüğe kavuşturma mücadelesi beni oldukça etkiledi ve şunu düşünüyorum: Che’nin mücadelesi hepimizin karakteri olmalı. Bu insanlarla kendimi bir aile gibi hissediyorum. Bütün bu isimlerin müzikleri ve yaşamdaki düşünceleri kendi müziğimi ve düşüncemi oluşturmamda çok yardımcı oldu. Böylelikle kendi alanımda da farklı bir tarz yaratabildim.

TUNUS GERÇEK BİR DEMOKRASİ İSTİYOR

Tunus bu sıralar oldukça hareketli. Tunus devrimi ile ilgili düşünceleriniz nedir?

Tunus’ta ilk fark ettiğim şey, havaalanına gittiğimde buradaki görevliler üniforma giymemesiydi. Normal sivil kıyafetli insanlar vardı ve halka daha yakın duruyorlardı. Diktatörün resimleri yoktu artık. Daha önceden o kadar portreleri vardı ki etrafta, insanların kusması geliyordu. Artık o resimleri görmemek beni oldukça mutlu etti. Kafelerde, sokaklarda bütün insanlar devrim hakkında politika hakkında konuşuyordu ve bu çok güzel bir şeydi. Eskiden insanlar evlerinde bile politika ve sistem hakkında çekiniyordu. Ama artık öyle değil.

Halk ne istiyor?

İnsanlar gerçek bir demokrasi istiyor. Özgürce ne istediğini, ne yapmak istediğini söyleyebildikleri bir ülke istiyorlar. Bütün bunlar nereye kadar gider? Bir adım atıldı, bunun sonrası nasıl olacak? Hayaliniz nedir?

20 yıldan uzun bir süredir diktatörlük vardı. Ülkedeki bütün kurumlarda yolsuzluk başını alıp yürümüştü. Kurumlar çok berbat durumdaydı. Önce bunu temizlememiz gerekir. Bu biraz zaman alabilir ama Tunus çok farklı bir yer. Eskiden Osmanlı’ydı, Fransa etkisine açık, Afrika ve Arap kültürünün etkisi var. Bir çok kültürün buluştuğu bir nokta gibi. Dolayısıyla çok yaratıcı ve farklı insanlar var. Çok iyi bir demokrasi kurma yolunda bayağı ileri gidebiliriz ama insanların birbirine yardım etmesi gerekir. Türkiye için söylemek istediğiniz bir şey var mı? Türkiye’nin bizden daha gelişmiş bir demokrasisi var. Ama arkadaşlarımla da konuştuğumda ülkedeki hükümetin kendi demokrat olarak tanıttığını ama öyle olmadığını duyuyorum. Türkiyelilerin de kendilerine verilenle yetinmemesi ve daha çok demokrasi için mücadele etmesi gerekir. (İstanbul/EVRENSEL)


YENİ ALBÜMDE DEVRİM ÖNCESİ VE SONRASINI ANLATACAK

Müzikal hedefleriniz nedir?

İlk önce albümümü bitirmek istiyorum çok uzun zamandır üzerinde çalışıyorum. 5 yıldır söz yazıyorum. Artık bu bitirme tezi gibi oldu. Yaptığım şarkı ve müzikle insanların hayal edebilmelerini sağlamak ve onları mutlu edebilmek istiyorum. Albümümde de devrim öncesi ve sonrası gibi hem geçmişi hem geleceği anlatan şeyler olacak. Şu an yaşananlarla ilgili olarak yazdıklarınız var mı? Geçmişte yazdığım şarkılar şu anda olanları anlatıyordu. Diktatörden korkmuyordum eskiden de ama bu şarkıları ülkemde söylemek zordu. Bu nedenle çok sesimi duyuramıyordum. Umarım bundan sonra benim şarkılarımı Tunuslular daha çok dinleyecekler ve sadece dans ettikleri Lübnan şarkılarının dışında bunları da dinleyecekler. Şu anki süreçle ilgili şarkılar yazıyorum ama bunlar bir sonraki albümde yer alır.

ÖNCEKİ HABER

Topkapı’da kurultay hazırlıkları

SONRAKİ HABER

Mısır’da saflar netleşiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...