30 Ağustos 2009 00:00

Kimlere açılalım, kimlere açılmayalım?

Nasreddin Hoca’ya karısı sormuş ya: “Hoca efendi, kimlere görüneyim, kimlere görünmeyeyim?” Nasreddin Hoca da yanıt vermiş: “Bana görünme de kimlere görünürsen görün!”

Paylaş
Nasreddin Hoca’ya karısı sormuş ya: “Hoca efendi, kimlere görüneyim, kimlere görünmeyeyim?” Nasreddin Hoca da yanıt vermiş: “Bana görünme de kimlere görünürsen görün!” Bu misalden hareketle sorabilseydik hoca efendiye:“Hocam, kimlere açılalım, kimlere açılmayalım?”Hoca efendi rahat, dünyevi hırslarına sırt dönmüş bir Bektaş adam olarak şöyle derdi belki de:“Bana açılmayın da kime açılırsanız açılın!”Bu bakımdan herkesin açılımı kendine.Misal Baykal, açılımı duyunca mayoyu çeker, Antalya sahillerinde suya dalar.Ertesi gün gazetelerde fotoğraflar:“Baykal açıldı!”“Kürt meselesine mi?”“Hayır, denize!”Ki, seçim kampanyalarında bile bölgeye bir kezcik açılamamış birisinin Kürt meselesine açılacağını düşünmek, fazla açılmak olacaktı zaten!Bu yüzdendir ki, onun ‘memleket bölünebilir’ iddiaları komik kalıyor.Çünkü, memleketin bir bölümüne gidemeyen, oy alamayan; koca bir bölgeyi dışlamış, dışlanmış, gözden çıkarmış birisi olarak zaten kendisi bizatihi bölünmeyi yaratmış oluyor!Bu durumda nasıl Sezen, Tayyip’i aradıysa...Muhtemelen Baykal’ın telefonu çalmıştır:“Bendeniz Bekir. Bugün gazetelerde açılım haberlerini okudum da...”“Endişeye mahal yok, ben sadece denize açıldım!”“Ben de Ayvalık’ta açılıyorum.”“Nereye?”“Köpeğime.”“Ne güzel, herkes bizim gibi açılsa, memleket bölünmez!” ***Mesela başka kimler nereye açıldı?Sibel Can haberleri gazetelerde...Fotoğrafı da basmışlar, yırtmaçlı elbisesi açılmış!Öğreniyoruz ki, bundan on yıl kadar önce o yırtmaç bir kez daha açılmış!Ki, burada medyanın “fikri takipçiliğini” takdir etmemek elde değil!Hani neredeyse ‘Sibel’in Yırtmaçlı Tarihi’ diye belgesel çekecekler!İnsanı üzen nokta şu; Sibel Can açılımı on-on beş yıl önceden başlatmış da, çözüme katkısı olmamış!Niyet güzel, sonuç etkisiz!Ha bir de, Sibel Hanım Sulhi’den açılmış!İyi olmuş. Çünkü ne kadar çok açılırsak o kadar iyi!Demokratlığın “tavizsiz savunucusu” Zülfü Livaneli de reklamlara açılmış!Müzik, film, edebiyat, köşe yazarlığı derken bir tek reklam yıldızlığı kalmıştı, onu da başardı; böylece kendi açılımını en geniş biçimde tamamladı!Ki, biz böylece anladık ki, özgürlük reklamda yatıyormuş!Anladık ki; Paul Eluard, o müthiş şiiri Zülfü bestelesin, reklamcılara satsın, alıp satma özgürlüğünü kazansın diye yapmış!Aslında biz bir açılım da Bülen Ersoy’dan bekliyorduk.Mikrofonu kapsın, deniz şamdelinden bozma şişme dudaklarını aralayıp, Belgrad Ormanları’na doğru şöyle bir bağırsın:“Yüce Rabbime dualar ediyorum.Kadeh kadeh rakıları içiyorum oh oh Kuru sulu karıştırıp içiyorum oh oh Üflemeyin sakın dostlar açılım yapıyorum oh oh!” Burada tek sorun, Bahçeli’nin çıkıp olaya müdahale etmesidir:“Sen kimsin, nesin, bizden habersiz nereye açılıyorsun?”
Yücel Sarpdere
ÖNCEKİ HABER

Reklamları dizginlemek

SONRAKİ HABER

cımbız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa