31 Ağustos 2009 00:00

EVRİM/DEVRİM

“Son terörist ortadan kaldırılıncaya kadar...” Başladığımız nokta buydu. Bir süre top zıplatarak dönüp dolaşıp geldiğimiz nokta yine bu oldu.

Paylaş

“Son terörist ortadan kaldırılıncaya kadar...” Başladığımız nokta buydu. Bir süre top zıplatarak dönüp dolaşıp geldiğimiz nokta yine bu oldu.
Hani, “Oğlu her ne sebeple hayatını kaybetmiş olursa olsun, Yozgat’taki anne ile Hakkari’deki anne, oğullarının başında aynı duayı ediyorsa”ydı? Hani “Kürt Açılımı”ydı? Hani yıl sonundan önce olacaktı?..
Osmanlı bile şu halimizden daha iyi yaklaşırdı bazı sorunlara. O kadar çok oyunu olan Osmanlı bile, dönüp dolaşıp arpa boyu bile yol gitmeden “çözer gibi” yapmazdı.
Şu hale bakın! Koskoca bir Cumhurbaşkanı “tarihsel fırsat”tan söz ediyor ve “İyi şeyler olacak” diyor. “Kürt sorunu” diyor, “Çözeriz” diyor. “Norşin” diye eski Kürtçe adını bile kullanıyor yerleşim merkezinin. Sonra?.. Genelkurmay başkanı “Anayasa’nın değiştirilmesi bile teklif edilemez olan 3. maddesi” diyor; “Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür, dili Türkçedir” diyor. “TSK, ulus devlet yapısının korunmasında taraftır” dedi. “Bölücü terör örgütüne karşı mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi” teminatı veriyor. Anayasa’yı ileri sürerek, “farklılıkların siyasi temsil aracı sayılmasının kabul edilemeyeceği”ni vurguluyor. Yani “Olmaz”; “ancak haksız Kürdü kabul ederiz” demiş oluyor!
Ve “koca” Cumhurbaşkanı, “Çok güzel bir konuşma” deyiveriyor! Hani “tarihsellik”, “fırsat” falan nerede? Sadece kandırmaca! AKP de başkan vekilinin ağzından “Genelkurmay’a aynen katılıyoruz”u patlattı. Yani demiş oldu ki: “Safi kandırmacaydı bizimki!” Nereye gitti “açılım”lar, “saçılım”lar?..
MHP’nin yanında CHP ve TKP gibi “ulusalcı” partiler pek memnun. Sonunda Genelkurmay, MHP ile CHP, TKP gibi fazlasıyla “antiemperyalist” grupları, eşitsizlik ve Kürt karşıtlığında kararlı bir cephede toplamış oldu. Yoksa “Türkiye bölünecek”ti! Kurtardılar vatanı!
Zaten “ulusa sesleniş konuşması”yla, zamanında “tekçi” vurgusuyla “Ya sev ya terk et” demiş olan Başbakan da, aynı “cephe”ye katılmıştı. Zaten “Milli Birlik Projesi” olduğunu belirtmişti. Ama Anayasa değişikliği lafları bile geçiyor, hiç değilse Kürtlüğün tanınacağı sözü ediliyordu. Tutum aldı: “Anayasa’nın belirlediği ölçüler ortadadır!” Siz Başbakan, “Anayasa’yı değiştireceğiz” demiyor muydunuz? Altını çizdi yeniden: “Tek millet, tek vatan, tek bayrak, tek devlet!” Ama tartışma “tek millet” vecizesinde düğümlenmiyor, Başbakan tarafından “Ne mutlu Türküm diyene” özdeyişi bile tartışma konusu yapılmıyor muydu?
Osmanlı’dan bile geri olduğumuz kesin! Sadece kapitalizm gelişmiş, o kadar.
Gericilikte mek parmak ileri gitmemişiz. Ya da iyice ileri gitmiş, gericiği tahkim etmişiz, bu bir kez daha anlaşıldı. Eşitliği tartışamıyoruz bile!
Peki, bitti mi? Yine eski tas eski hamam mı? Kürt sorunu eski noktada mı? Hayır! “Aynı suda iki kere yıkanılmaz!” “Köprülerin altından su aktı bir kere!” Amerikan çıkarları Kürt sorununun az-çok normalleşmesini dayatıyor. Ve akıllara “ağabeylik” ve Kerkük petrollerinden pay düştü bir kere. “Bölgesel Amerikan taşeronluğu” “yağlı lokma” görünüyor, çekici.
Ve daha da önemlisi, 30 yıla yaklaşan bir ulusal demokratik mücadele var. Üstesinden gelinememiş! Bütün yukarıdan atıp tutanlar, PKK’yi yenemediklerinin farkındalar. Olmuyor bir türlü. Nasıl bulunacak çözüm peki? Bir otuz yıl daha mı savaş? Bir 40-50 bin can daha mı? Anneler bunca ağlamayı kabullenir mi? Hele bir kez barışın tartışılmaya başlandığı ve havasının, lafının bile, askerinin eline pimi çekilmiş el bombasını ceza olarak veren subayların cinayetlerinin dışında ölümleri durdurduğunun görüldüğü koşullarda?..
Emperyalizm yandaşı ve övgücüsü A. Altan, “Siyasi partiler de, ordu da, PKK da kendini ‘barış’ fikrine hazırlasa iyi olur. Kimse barışın önünü kesemez. Türkiye’nin kaderini belirleme gücü sadece kendi elinde değil.” demişti. Öyle değil tabii. Türkiye’nin, halkının elinde çözüm. Kürtler zaten barış istiyorlar. Sorun bizde! Dayatmadan, zorbalıktan, eşitsizlikten vazgeçecek miyiz, geçmeyecek miyiz?
MUSTAFA YALÇINER
ÖNCEKİ HABER

Örgütlü olsaydık bunları yaşamazdık

SONRAKİ HABER

Mesaj ve gösteri bayramı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...