31 Ağustos 2009 00:00
Biter bitmez 2010 için kolları sıvadılar
Birbirinden renkli anılarla dolu 2009 Gönen Gençlik Buluşması sona erdi. 8 günün sonunda halaylar çekerek, her dilde türküler söyleyerek ayrılan gençler, 2010da uluslararası Antifaşist, Antiemperyalist Gençlik Kampını şimdiden...
Birbirinden renkli anılarla dolu 2009 Gönen Gençlik Buluşması sona erdi. 8 günün sonunda halaylar çekerek, her dilde türküler söyleyerek ayrılan gençler, 2010da uluslararası Antifaşist, Antiemperyalist Gençlik Kampını şimdiden örgütlemeye başlama kararıyla Gönenden ayrıldı.
Balıkesir Gönende bulunan Birleşik Metal-İş Kemal Türkler Dinlenme Tesislerinde 22 Ağustosta başlayan gençlik buluşması, dün sona erdi. Türkiyenin dört bir yanından gelen gençler, her yıl olduğu gibi kamp alanından yine buruk ayrıldı. Gençler, geçtiğimiz yıl 21incisi Brezilyanın ev sahipliğinde yapılan, 22ncisi 2010da Türkiyede düzenlenecek olan uluslararası gençlik kampı için çalışmalara, 2009 kampı biter bitmez başladı.
Önceki akşam düzenlenen kapanış etkinliğinde söz alan atölye yürütücüleri olan Şair-Yazar Sennur Sezer, Yazar Adnan Özyalçıner, Tiyatrocu Ümit Çırak, gençlerin emek harcayarak ortaya birtakım ürünler koyduğunu belirtti. Tek tek söz alıp gençlik buluşmasına ilişkin görüşlerini belirten gençler ise 8 günlük kolektif yaşamda ne gibi kazanımlar elde ettiklerini anlattılar.
İŞÇİ SINIFININ DAYANAĞI GENÇLİK
Kapanış etkinliğinde söz alan Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Levent Tüzel, kampın paylaşma, üretme, yeni dostluklar edinme, dünyaya dair tartışılan konuları bir kez daha ele alma gibi yararlarına değindi. Bir yandan kendini tahrip ederken sardığı bütün toplumları da ezen, yoksullaştıran, işsiz bırakan bu sistemden kurtulma mücadelesinde öncelikli görev, elbette işçi sınıfında ve dünya işçi hareketinde diyen Tüzel, işçi sınıfının en önemli dayanaklarından bir tanesinin de emekçi gençlik olduğunu belirtti.
ÇEVREMİZİ DE AYDINLATACAĞIZ
Gençlerin birikimlerini daha geniş yığınlarla paylaşacaklarını dile getiren Tüzel, Kendimizi aydınlandığımız gibi, çevremizi de aydınlatacağız. Hemen önümüzde 1 Eylül Dünya Barış Günü çalışmalarıyla bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Gelecek gençliğin, kriz kapitalizmin, kriz onun krizi, bizim değil diyorsak; bu sistemden kurtulmak istiyorsak; eşitlikçi, adil, insanca yaşayacağımız toplumcu bir düzene, sosyalizme kavuşmak istiyorsak, bunun öncelikle bizim mücadelemizden geçtiği çok açık diye konuştu.
EMEĞİN, KARDEŞLİĞİN DİLİ
Kendimizi yeniden örgütlerken, toplumu da yeniden örgütleyeceğiz diyen Tüzel, bunu hayata geçirirken de işçi basını Evrensel gazetesi ve Hayat Televizyonunun devreye gireceğini dile getirdi ve Kampın haberlerini, yarattığınız güzellikleri oradan bütün ülke gençliği gördü dedi. Tüzel, 2010 gençlik buluşmasında emeğin, barışın, kardeşliğin, hak ve özgürlüklerin, demokrasinin, sosyalizmin ortak dilinin konuşulacağına dikkat çekti.
2010U SENDİKALAR ÖRGÜTLEYECEK
Gençlik buluşmasında yapılan işçi forumu sonrasında bir deklarasyon yayınlayarak, 2010 Uluslararası Gençlik Buluşmasının örgütlenme çalışmaları için sendikaların da devreye girmesini isteyen direnişçi işçiler de sahneye çıkarak gençleri selamladılar. Aralarında Sinter Metal işçileri, Desa Deri işçisi Emine Arslan, Tuzla tersane işçileri ve daha birçok işkolu ve işyerinde çalışanların da bulunduğu işçiler adına, Sinter Metal işçisi İbrahim Yalçın, işçilerin önümüzdeki dönemki yol haritasını belirleyen deklarasyonu okudu.
Daha sonra Mehmet Atlı ve Serdar Keskin ile Grup Günyüzü sahne aldı.
SALDIRILARA KARŞI DAYANIŞMA OLMADAN
Sandino Patriota (Brezilya): Gençler, dışarıda belki konuşma fırsatı bulamadıkları demokrasi ve haklar konusunda tartışma ve konuşma fırsatı buluyorlar. Bu kamp, gençler için bir özgürlük ve örgütlülük alanı. Gençlerin haklarına karşı tüm ülkelerde aynı şeyler yaşanıyor. Bologna Planı, üniversitelerin özelleştirilmesi gibi sorunlar bütün ülkelerde gençlerin karşı karşıya oldukları sorunlar. Kapitalizmin gençliğe saldırısına karşı uluslararası dayanışma olmadan bu mücadele kazanılamaz. Bu nedenle de önümüzdeki yıl uluslararası Antifaşist, Antiemperyalist Gençlik Kampını toplayacağız. Ve gençliğin faşizme ve emperyalizme karşı yanıtını önümüzdeki yıl vereceğiz.
Baha El Hatib (Filistin): Bu Türkiye için de bizim için de çok önemli bir kamp. Bu kamp fikri, farklı ülkelerden gençlerin ve gençlik örgütlerinin tanışması açısından çok önemli. Türkiyeden gençler ve uluslararası gençlik örgütleri arasında bir bağ kurulması açısından da önemli.
Saber Hammami (Tunus): 1200 gencin bir arada olduğu bir kampın yönetilmesi oldukça zor, ancak bunun gayet iyi gerçekleştiğini görüyoruz. Gençlerin kampa ve kamptaki konulara yönelik ilgisinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Kapitalizm, ekonomik bir kriz içerisinde. Bunun da tek alternatifinin sosyalizm olduğunu biliyoruz. Önümüzdeki yıl düzenlenecek kampa da bu açıdan çok önem veriyoruz. Biz de diğer gençlerle görüşlerimizi, deneyimlerimizi paylaşmak için önümüzdeki kampta yine burada olacağız.
Nasim Arabi (Lübnan): Diğer uluslararası partilerle tanışmamız, ilişkilerimizi geliştirmemiz ve 2010da düzenlenmesi planlanan uluslararası kamp açısından da çok olumluydu. Neoliberal politikalara karşı uluslararası bir çalışma açısından önemli.
Bilal Kasım (Suriye): Gerçekten bu tür etkinlikler çok önemli, gençliğin dayanışması açısından. Biz de özellikle bölgemizde bu tür etkinlikleri destekliyoruz. Özellikle düzenlenen etkinlikler çok iyiydi. Bölgemizde bu tür etkinliklerin olmasını çok önemsiyoruz ve destekliyoruz.
Hadi Marouf (Suriye): Bu kamp diğer partilerin, gençliğin tanışması açısından olumluydu. Biz de Türkiyedeki gençlerle bir tanışma fırsatı yakaladığımız için çok mutluyuz. Uluslararası komünistlerin tanışması ve deneyimlerinden faydalanmaları açısından çok olumluydu.
Dimitris Jamouramis (Yunanistan): Oldukça iyi düzenlenmiş bir kamp, çok sayıda atölye olması ve etkinliklerin planlanması, kampın hazırlanışındaki inisiyatifin ne kadar iyi olduğunu gösteriyor. Başka ülkelerdeki genç arkadaşlarımızla, kapitalizmin saldırıları ve neden olduğu savaş sorunları karşısında fikir alışverişinde bulunma şansı yakaladık.
Tatiana Mantziou (Yunanistan): Türkiye insanlarıyla dayanışmamızı göstermemiz açısından önemli bir fırsattı. Bu ekonomik kriz döneminde özellikle buraya gelip kendi deneyimlerimiz ve mücadelelerimizi ve dayanışmamızı paylaşmamız bizim açımızdan önemliydi.
Anna Maravella (Yunanistan): Burada değişik ülkelerden arkadaşlarımızla görüşme ve deneyimlerimizi paylaşma fırsatı bulduk. Türkiye işçi sınıfının ve Türkiye gençliğinin bu dönemde neler düşündüğünü, tartıştığını görmüş olduk.
EVRİM PANELİNE YOĞUN İLGİ
(Asena Akarsu)
Binlerce gencin bir araya geldiği Gönen Gençlik Buluşmasının son gününde yapılan evrim paneliyle, bilime karşı saldırılara en güzel yanıt verildi. Evrim Teorisi ile ilgili panele gençlerin yoğun katılımı dikkat çekti. Doç. Dr. Alaeddin Şenelin katıldığı panelde, yaradılış düşüncesinin temel tezleri çürütülürken, Evrim Teorisinin ise bir kuram değil bir olgu olduğu üzerinde önemle duruldu.
Konuşmasında yaradılışın, doğruluğu ya da yanlışlığının kanıtlanmasına izin vermeyen bir inanç olduğunu söyleyen Şenel, insanın yaradılıştaki amacının ise tanrıya kulluk etmek olduğunu vurguladı. Daha sonra dini olgulardaki kulluğun kökenleri üzerine örnekler veren Şenel, mitolojilerde görülen hikayelerin ise o dönemdeki toplum yapıları ile çok büyük benzerlikler gösterdiğine dikkat çekti.
Big Bangın Evrim Teorisi için büyük bir dayanak olduğunu söyleyen Şener, evrimin bugünkü insanda da devam ettiğinin altını çizerken, örnek olarak ise bebekleri gösterdi. Günümüzde doğan bebeklerin yemek ve nefes borularını beraber kullanabildiğini, fakat daha sonra bebekler büyüdükçe nefes borularının yukarı doğru ilerlediğini ve bu özelliğin kaybolduğunu belirtti.
MÜCADELE BİZİ BİRBİRİMİZE KENETLEDİ
Yıkımlara karşı direnen Başıbüyük Mahallesi Güzelleştirme Derneği Başkanı ve Maltepe Belediyesi Meclis Üyesi Adem Kaya, gençlerle bir araya gelerek kentsel dönüşüm projesini tartıştı. Başıbüyük halkının mücadelesini konu alan söyleşi, sinevizyon gösterimi ile başladı. Sinevizyon gösteriminin ardından söz alan Kaya, bir mücadelede hukuksal sürecin yüzde 5lik bir dilimi kapsadığını, olması gerekenin halkın mücadelesinin örgütlenmesi gerektiğini belirtti. Bu mücadeleye kadınların katılımının önemine dikkat çeken Kaya, Mücadele kadınsız olmuyor, çünkü onlar daha inançlı ve inatçı oluyorlar. Hem kendi gelecekleri olan çocukları için hem de başlarını sokacakları evlerinin elinden gitmesine karşı daha dirayetli oluyorlar dedi. Kaya, Başıbüyük halkının vermiş olduğu mücadelede birçok zorlukla karşılaşıldığını, mahallenin Çevik Kuvvet tarafından adeta işgal edildiğini, polis saldırısıyla yaralananlar olduğunu, ama bu saldırıların Başıbüyük halkını birbirine daha fazla kenetlediğini dile getirdi.
(Gönen/EVRENSEL)