5 Eylül 2009 00:00
YENİGÜN
Onun en büyük hayali öğretmen olmak... Daha küçük yaşta başladığı öğretmenlik çabasını büyünce de sürdürmek istiyor. Branşını da kararlaştırmış. Daha doğrusu hayalini kurmuş.
10 yaşındaki Medyanın en büyük hayali, Kürt dili öğretmeni olmak. Anadilinde eğitim ve öğretim onun için en yakıcı sorun olmuş.
Annesinin karnındayken duyduğu sevgi sözcüklerini, doğduktan sonra ilk sözcüklerini ve giderek cümlelerini kurduğu anadilinde eğitim yapmanın yasak olduğuna akıl erdiremeyip, kendi dilini öğrenmeye, yazıp okumaya başlamış.
A, B, C... Q, W, X, Z...
Medya, Türkçe eğitim gördüğü okulda çok başarılı bir öğrenci olarak her yıl takdirname alıyormuş. Babası SSK emeklisi. Ağabeyleri ve ablaları da okumuş. Kürtçe gramer dersi de almış, sonra o çocuk aklıyla öğretmek için neler yapabileceğini düşünmüş.
Ailenin, amcanın, dayının, teyzenin, halanın ve çevrenin doğal destek ve teşviki de olunca, bir de görevden alındıktan sonra yapılan ilk seçimde halk desteğiyle yeniden başkan seçilen eski eğitimci Abdullah Demirbaşın şahsi desteği de olunca, Medya çocuk olmuş bir mamoste, yani bir öğretmen.
Kırık birkaç masa, birkaç sandalye atmış evinin bir odasına, sonra başlamış anadilinde eğitim ve öğretim çalışmasına.
Sayılar, günler, mevsimler, çiçekler, renkler...
Yek, du, se, çar, penc, şeş, heft, heşt, neh, deh...
Bihar, havîn, payîz, Zivistan...
Adar, gulan, tîrmeh, tebax /gelavêj, ilon..
Yekşem, duşem, sêşem, çarşem, pêncşem, înî, şemî....
Oyun arkadaşlarıyla başladığı Kürt dili eğitim çalışması, şimdi Türkiyenin ve dünyanın gündeminde. Medya çocuk, en küçük öğretmen olmakla kalmamış, aynı zamanda hakkında dava açılan en küçük öğretmen olarak gündemde. Dün, Derya Sazakın haberiyle Milliyetin manşetine taşınan haber, bir kez daha bu yüz karası durumu gözler önüne serdi.
Mamoste Medyanın annesi ve babası hakkında açılan soruşturma sürüyor. İfade vermek üzere Diyarbakır Savcılığı tarafından çağrı çıkarılmış. Pazartesi günü Adalet ya da Adliye Sarayına gidip, kızları Medyanın Kürtçe ders vermesi suçu işlediklerinden dolayı savcılığa ifade verecekler.
Medyanın annesi Türkçe bilmiyor. İfadesini doğal olarak Kürtçe verecek. Tabii savcı bir şey anlamayacak. Belki Türkçe bilmediği için azarlayacak. Ancak uygun görürse, tercüman tayin edecek ya da gayriresmi olarak yanındaki yöresindeki bir memuru, çaycıyı çağırıp, Medya öğretmenin annesinin sorguya verdiği yanıtları Türkçeye çevirmesini isteyecek.
Sonra düşünecek...
Düşünecek mi, bilmiyoruz.
Kürt Açılımı ya da Demokratik Açılım çalımının atıldığı bir zamanda bu yaman çelişkiyi çözmek için düşünse iyi olacak. Ama bunu kestirmek çok zor.
AKPnin manevraları, MHPnin ırkçı ve şoven tutumu, CHPnin inkarcı yaklaşımı düşünülünce; devletin yıllardır Kürtlere ve Kürtçeye reva gördükleri hesaplanınca, bunu kestirmek çok zor.
Doğrusu, savcının işi de kolay değil!
Bir zamanlar konuşulması yasaklanmış olan, daha bir süre önceye kadar TBMM tutanaklarına anlaşılmayan bir dil olarak geçen, birkaç ay önce hükümet eliyle gece gündüz yayın yapan bir televizyon kanalı kurulan, Mardinde bulunan Artuklu Üniversitesinde Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümünün açılmak üzere olduğu; ancak cezaevlerinde konuşulması yasak olan, çıkan gazetelerin toplatıldığı, Sur Belediyesi çok dilli belediyecilik programı kapsamında kitapçık çıkardığı için hakkında davalar açılan, belediye başkanı açığa alınan, ne olduğuna bir türlü karar verilemeyen bir dil ile ilgili bu kadar çelişkiyi çözmeyi aklına getirecek mi?
Bakalım AKP Hükümeti bu çelişkiyi nasıl çözecek?..
CHP lideri Baykal, bu kıssadan bir hisse çıkarabilecek mi?..
MHP Genel Başkanı Bahçeli ve onun gibi mermerci yaklaşım içinde olanlar, hayattan bir şey öğrenmek için çaba gösterecek mi?..
ENDER İMREK
Evrensel'i Takip Et