08 Eylül 2009 00:00
Kadın öyküleri kadınlarla buluştu
Karadenizi öykülerine taşıyan 23 kadın yazarın bir araya geldiği, Kadın Öykülerinde Karadeniz yazarları ve öyküler, okurlarla buluştu.
Karadenizi öykülerine taşıyan 23 kadın yazarın bir araya geldiği, Kadın Öykülerinde Karadeniz yazarları ve öyküler, okurlarla buluştu.
Ankara Kurgu Kültür Merkezinde düzenlenen bir etkinlikle, Kadın Öykülerinde Karadeniz adlı kitaba öykülerini vermiş olan yazarlar okurlarıyla bir araya geldi ve Aslı Solakoğlu Hasmım Sinop, Kevser Ruhi Kehribar Kadınlar, Esra Odman İki İncir, Çiğdem Sezer ise Apış arası Sokak adlı öykülerini okudular.
Kadın öykülerinde Karadeniz; Kocaeli Üniversitesinde Öğretim Üyesi Efnan Dervişoğlunun seçkilerinden oluşturulmuş ve daha önce Sel yayıncılık tarafından yayınlanmış 2007 yılında Kadın öykülerinde İstanbul, 2008de Kadın öykülerinde Ankara adlı serinin üçüncü kitabı.
Efnan Dervişoğlu Kadın öykülerinde Karadenizin ortaya çıkma sürecine ilişkin, sadece Karadenize, sadece Ankaraya değil de dünyanın her köşesine, insanın yaşadığı, kendisini kattığı, kendisiyle özleştirdiği, yaşamaya ve yaşatmaya çalıştığı bütün şehirlere ilgisi olduğunu belirterek, ama doğduğum topraklara, Karadeniz topraklarına bu yüzden bağlılığım sonsuz ve bu çalışmayı heyecanla karşıladım dedi. Temel ve Fadimenin ötesinde Karadeniz Coğrafyasının, doğal özelliklerinin, sinebileceği öyküler olmasını istediklerini aktaran Dervişoğlu, bu nedenlerle 23 kadın yazarın aktardığı Karadeniz öykülerinden oluşan bu seçkinin ortaya çıktığını aktardı.
Kehribar Kadınlar ve Saçları Deli Çoruh adlı iki öykü kitabı olan Kevser Ruhi, Kehribar Kadınlarda 12 Eylülün küçük bir kasabaya izdüşümü olduğunu, aynı zamanda da Karadenizden de izler taşıdığını, Kafkas ve Balkan göçlerini konu olarak aldığını aktardı. Ruhi ikinci kitabı olan Saçları Deli Çoruhta, Çoruh nehrine yapılan barajlardan sonra görülen sosyolojik değişimin topluma yansımasının, Batum yöresinden göçlerin, ayrıca 12 Eylülün acı ve hüzün dolu öykülerinin yer aldığını belirtti. Ruhi, Batum ve civarından göç konusunu işlemeye çalıştım. Çünkü biz bu göç öyküleriyle büyüdük dedi.
Gölgesi Bedenim ve Göründüğü Gibi Değil adlı iki öykü kitabı olan Esra Odman, 12 Eylülün Türk toplumunda öncesi ve sonrasında yaşayan herkesin önüne bir taş olarak konulmuş, bazen kaygan bazen oturmuş bir zemin olduğunu ve buna dikkat edilmesi gerektiğini aktardı. 12 Eylülün hafızalardan hiçbir zaman sildirilmemesi gerektiğine inandığını, yaşanan acı ve tahribatların yanı sıra bazı gerçeklerin ortaya çıkmasında, güzelliklerin yaratılmasında da önemi olduğunu düşündüğünü belirten Odman, ilk kitabında bununla ilgili öyküler yazmasının nedenini de buna bağladı. Odman ikinci kitabında ise azınlıkların dünya üzerinde yaşadıkları acılarını, Struma gemisinden yola çıkarak aktarmaya çalıştığını söyledi. (ANKARA)