08 Eylül 2009 00:00

Gerçekler ve eksikler

Yargıtay Başkanı Hsan Gerçeker, Hükümetin Yargıya müdahalesini eleştirdi, ancak Demokratik yeni Anayasa taleplerini es geçti

Paylaş

Demokratik kurum temsilcilerinin “Kürt sorununun çözümüne katkı sunacak bir yeni anayasa” talebi, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’in adli yargı yılının açılışında yaptığı konuşmada yer bulmadı. Gerçeker, konuşmasının önemli bölümünü, iktidarla kendileri arasında polemiğe yol açan konulara ayırdı.
‘BAKAN HSYK’YA ÜYE OLAMAZ’
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı yargı reformunda yargı bağımsızlığı yönünde bir ilerlemeye rastlanmadığını ifade ederek, “Yargı bağımsızlığı noktasında mevcut durumun dahi gerisine düşülmesi olasılığı söz konusudur” dedi. Gerçeker, taslakta Anayasa Mahkemesi ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK), Meclis’in üye seçmesinin öngörüldüğünü, adalet bakanı ile müsteşarının HSYK’nın üyeleri olarak kalmaya devam ettiğini belirterek, bunların yargı bağımsızlığıyla bağdaşmadığını vurguladı.
SİYASALLAŞMA UYARISI
Gerçeker şöyle devam etti: “Yargı Reformu Stratejisi Taslağı’nda bu yönde bir ilerlemeye rastlanmadığı gibi; aksine, kurulun oluşumunda Yasama ve Yürütme organı (Cumhurbaşkanı) tarafından üye seçimi planlandığı belirtilmiş olmakla yargı bağımsızlığı noktasında mevcut durumun dahi gerisine düşülmesi olasılığı söz konusudur. Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan ‘Yargı Reformu Stratejisi Taslağı’nın, Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği arasında anılan birliğe üyelik yolunda sürdürülen müzakereler kapsamında hazırlandığı bilindiğinden, söz konusu taslakla ilgili değerlendirmenin, Avrupa Birliği’nce düzenlenen, istişare ziyaret raporları ile tarama ve ilerleme raporlarında yer alan ve doğrudan yargının bağımsızlığının güçlendirilmesi, tarafsızlığı, geliştirilmesi, verimliliği ve etkinliğinin artırılmasına yönelik bulunan beklentiler dikkate alınarak yapılması uygun bulunmuştur. Anayasa Mahkemesi’nin mevcut üye sayısı çoğaltılabilir. Ancak, parlamento tarafından Anayasa Mahkemesi’ne üye seçilmesi yerinde değildir. 1961 Anayasası döneminde getirilen bu şekildeki düzenleme, ortaya çıkan birçok sakıncalar nedeniyle 1971 yılında yapılan değişiklikle terk edilmiştir. Uygulanmış, fakat olumsuzlukları nedeniyle terk edilmiş bulunan bir konunun yeniden gündeme getirilmesi doğru görülmemektedir. Böyle bir uygulama kaçınılmaz olarak yargının siyasallaşması eleştirilerini de beraberinde gündeme getirecektir.”
‘VESAYET’E YANIT
Gerçeker, AKP kurmaylarının sıkça ifade ettiği ‘vesayet’ eleştirisine de konuşmasında yanıt verdi: “Taslakta, eğer hatalı bir yazıma yer verilmemiş ise mevcut ve yasal bir üst mahkeme olgusu ve işleyişinin, hakim ve savcıların yargısal faaliyetleri üzerindeki nesnel etkisinin ‘vesayet izlenimi’ şeklinde tanımlanması şaşırtıcıdır. Söz konusu izlenimin, yargının işleyişinde ne gibi bir sorun teşkil ettiği açıklıkla ortaya konulmamış ise de, ima edildiği şekliyle, bu yasal durumun hakim ve savcılar üzerinde bireysel bir ‘bağımlılık modeli’ oluşturduğunu ileri sürmenin, yargı erkinin tüm kurum ve kuruluşları ile ilk derece ve üst mahkemeleri ile birlikte bütünlüğünü zedeleyici, son derece isabetsiz, abartılı ve tümüyle öznel nitelikte bir saptama olduğunu değerlendirmekteyiz.”
DEDİKODU KANIT DEĞİLDİR
Yargıtay Başkanı Gerçeker, konuşmasında Ergenekon davasıyla ilgili olarak tartışılan gelişmelere de yer vererek şöyle konuştu: “Özellikle mekan ve konut dokunulmazlığını çiğneyen arama ve mülkiyet hakkını örseleyen el koyma... Zorunlu olduğunda başvurulması gereken son çaredir, sıra dışıdır. Öyleyse özenle kullanılması gerekir. Bunlar asla bir cezaya, yaptırıma, kurala dönüşmemeli; gözaltı, tutukluluk süresi gereksiz yere uzatılmamalıdır. Dedikodu kanıt değildir, iddianamenin dayanakları arasında yer alamaz. Anayasal düzene karşı suçları bizzat savcı soruşturmak zorundadır, kolluk ifade alamaz. Herkesin ve özellikle tutuklu bulunan kuşkuluların iddianameleri makul sürede yazılmalıdır.”
Gerçeker, askeri yargıya dair olarak yapılan ve hükümet ile CHP arasında tartışmalara neden olan düzenlemeler konusunda ise genel bir ifade kullanmakla yetindi: “Askeri yargı ile ilgili düzenlemelerin de bir bütünlük içerisinde, demokratik hukuk devletinin gereklerine uygun olarak anayasa değişiklikleri ile birlikte yapılması, bu konudaki tartışmaları sona erdirecektir.”


YÜCE DİVAN TALEBİ
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Anayasa Mahkemesi’nin işlevinin Anayasa yargısı ile sınırlı olması gerektiğine dikkat çekerek, Yüce Divan görevinin Yargıtay’a verilmesi gerektiğini savundu.
Gerçeker, yanlış uygulamaların, usule aykırılıkların, özellikle de iletişimin dinlenilmesindeki yasaya aykırı işlemlerin, davaların ve tutukluluk sürelerinin makul süreyi aşacak derecede uzamasının, toplumda kuşku ve endişe yarattığına ve yargıya olan güveni azalttığına dikkat çekti.
Gerçeker, “Türk yargısının Avrupa’da sınıfta kaldığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde defalarca mahkum olan Türk yargısının Avrupa çıtasını tutturma sınavını veremediği, hukuk üretemeyen, üretilmiş hukuku içselleştiremeyen bir yargı niteliğinde bulunduğu şeklinde basında çıkan eleştiriler bizi derinden yaralamaktadır. İnanıyorum ki, yeterli olanaklar sağlandığında ve yeterli ortam oluşturulduğunda, yargı görevini en iyi şekilde yerine getirecektir” diye konuştu.
Gerçeker, “Adli Tıp Kurumunun, mali, idari ve bilimsel özerkliğinin sağlanması yönünde düzenlemeler yapılması yararlı olacaktır” dedi.
(ANKARA)
ÖNCEKİ HABER

Diyarbakır Barosu’ndan ‘yüzleşme’ çağrısı

SONRAKİ HABER

Gül’den AB vurgusu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...