11 Eylül 2009 00:00

ÖRGÜTLÜ BASIN

Basit bir hareketten dolayı, ne olduğunu bile anlamadan kendini yerde bulursun… Arkadan birisi tekme atmış gibi gelir. Acı içinde kıvranırken, bir yandan da arkana, etrafına bakınıp sana vuran kişiyi görmeye çalışırsın.

Paylaş

Basit bir hareketten dolayı, ne olduğunu bile anlamadan kendini yerde bulursun… Arkadan birisi tekme atmış gibi gelir. Acı içinde kıvranırken, bir yandan da arkana, etrafına bakınıp sana vuran kişiyi görmeye çalışırsın. Ama kimse yoktur senin yakınında. O zaman anlarsın kendi başına olduğunu; aşil tendon kopmuştur!
Ortopediste gidersin… Anlatmaya başlarsın, lafın yarım kalır, o tamamlar:
“…arkadan birisi tekme atmış gibi oldu, değil mi?”
“…birden boşluğa düşmüş gibi yığılıp kaldın, değil mi?”
Seni acı içinde kıvrandıran bu hadise, doktor için ne kadar da sıradandır…
Peki tedavisi nedir? Film çekilecek, bakılacak…
Kısmi kopma varsa, acıyı azaltacak merhem takviyesiyle yavaş yavaş diğer kasları güçlendirici ayak hareketleri uygulanacak.
Tam kopma olmuşsa, “basit bir tamir” yapılacak. Onlara göre basit tamir, neredeyse ayak bileğinden diz kapağı altına kadar olan bölümün, baldırın arkadan kesilmesi, kopan ve kısalan kasların aşağıdan ve yukarıdan çektirilerek dikilmesi… Narkozun etkisi geçtikten sonra günlerce acı içinde kıvranmak… Sonra aylarca koltuk değneğine bağlı kalmak…
Ama buna benzer, belki de bundan daha beter ne vakalar görmüşlerdir ki, cerrahlar olağan bir durum gibi anlatırlar bu operasyonu hastalarına…
***
Sendikacılar için de aynı şeyler söylenebilir. Yüzlerce vakayla karşılaşırsınız.
Yıllarca hizmet verdikleri kurumlardan verimsizlik, yeniden yapılanma, uyumsuzluk gibi türlü türlü keyfi bahanelerle ve hak etmedikleri yöntemlerle atılan her bir kişi için özel, acı veren, anılarına vurulan ayrı birer darbedir iş akdi fesihleri.
Kısmi tedavisi, işe iade ve alacak davalarının açılması; tam tedavisi ise sendikal örgütlenmedir.
Hepsiyle tek tek ilgilenirsiniz Hipokrat yemini etmiş hekimler gibi…
Dinlersiniz; söylenebilecek olanları genel hatlarıyla anlatır, hukuki yönüyle ilgilenmesi için avukatlarınıza yönlendirirsiniz.
İşten atmalarda dava açmalarında tereddüde neden olan yargılama süresinin -yani tedavi sürecinin- uzunluğudur. Bazıları buna katlanmaktan kaçınır. Tüm haklarını işverene bırakır, kaderine razı yaşar.
Bazen bu illet göz göre göre gelir.
Bir işyerinde gizlice örgütlenmiş, toplusözleşme hakkını elde etmiş, hatta müzakerelere de başlamışsınızdır. Uyarırsınız; üzerinize baskılar gelebilir, sizi bölmeye çalışabilirler, size çeşitli vaatlerde bulunabilir, kandırabilirler. İşveren vekillerinin bu uyanık girişimlerine aldanmayın; örgütlü yapınızı bozarsanız, hepinizi teker teker yok ederler…
Size ücret zammı teklifinde bulunanlar, bunu sizin örgütlü mücadelenizi dağıtmak için yapar; tek başınıza işverenin karşısında bu pazarlığı yapma imkanınız yokken, size verilecek 300-500 liralık zam rüşveti, arkanızı dönüp sattığınız arkadaşlarınızın kanayan yürekleri ve sendikal örgütlü gücünüz sayesindedir. Ne vicdanınızı karartın ne alnınıza bir leke sürün. Ömür boyu hain damgasıyla yaşamak, tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa tutulmaktır.
Bu uyarıları kimse dinlemez.
***
Zaten hekimlerin sağlıklı yaşam için önerdikleri bilimsel diyetler de insanlara garip, anlaşılmaz, zor gelir.
Zor olandan hoşlanmaz insanlar.
Kolay lokma ise ağzı laf yapan soytarılarca altın tepsilerde servis edilir.
Tıpkı bitkiler, çiçekler, otlarla yapılan karışımların insanlara verdiği manevi tatminle yetinilmesi gibi...
Hekim, yanlış tedaviyle sağlığını yitiren hastayı iyileştirmekten kaçınamaz...
Sendikacı da uyarılarını dikkate almayan emekçiye ‘bir tekme de ben vurayım’ diyemez...
Aşil’in ölümcül yeri ayak bileğindeki tendonlarıydı.
Emekçilerin yumuşak karnı ise örgütsüzlüğü, çaresizliği, açlığı, korkaklığı, güvensizliği…
Sonuç: Uzun ve acılarla dolu tedavi sürecine katlanacaksınız!
ERCAN İPEKÇİ
ÖNCEKİ HABER

Google internet gazetelerini paralı yapacak

SONRAKİ HABER

LİMAN ARKASI

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa