11 Eylül 2009 00:00
BASIN TURU
Milyonlarca ABDli, İşçi Bayramını kutluyor. Çoğu ABDlinin kendi kendine hizmet eden politik konuşmalardan, sosisli sandviçlerden, havuz partilerinden başka üç gündür kutlanan İşçi Bayramının ne olduğuyla ilgili fikri yok.
Bilinmeyen bayram
Milyonlarca ABDli, İşçi Bayramını kutluyor. Çoğu ABDlinin kendi kendine hizmet eden politik konuşmalardan, sosisli sandviçlerden, havuz partilerinden başka üç gündür kutlanan İşçi Bayramının ne olduğuyla ilgili fikri yok. İşçi Şövalyelerinin İşçi Bayramını 1882de yarattığını ve Kongrenin 1894te ulusal tatil ilan ettiğini bilmiyoruz. Neredeyse hiçbirimiz işçi hareketinin özelliklerini bilmiyoruz. Kömür sahaları meleği Mother Jones (1830-1930) işçi hakları için savaşan evrensel bir koalisyon olan Dünya Endüstri İşçilerini organize eden Büyük Bill hakkında fikrimiz yok.
Haftalık iş saatini 54-60 saatten 48 saate indiren ve ABD Giyim İşçileri Birliği ile Kongre Sanayi Kuruluşlarının yaratılmasına neden olan 1916daki greve öncülük eden Sidney Hillmanı (1887-1946) bilmiyoruz. Tabana ait politik kampanyaların babası olarak bilinen, Cesar Chavezin (1927-1993) Tarım İşçileri Birliğini oluştururken taktiklerinden yararlandığı Saul Alinskynin (1909-1972) yaşamına dair kolektif bilgimiz yok.
Çoğumuz, işçi haklarını savunmak için savaşırken hapse düşen ya da yaralanan Eugene Debs (1855-1926), Joe Hill (1879-1915) ve diğer binlercesini duymadık bile. Çoğu ABDli ve kesinlikle çoğu gazeteci, sosyal eylemci ve ülkedeki en göze çarpan iç savaş karşıtı yayımcı Horace Greeleyin hikayesini bilmiyor. 1954te yüzde 35 olan sendikalı işçilerin yüzde 12.4e düştüğüne dair hikayeler anlatılacak ama yönetimin verdiği gözdağından ya da profesyonellerin işçilerin sendikalaşmaya ihtiyaçları olmadığı gibi yanlış inançlarından bahsedilmeyecek. Gazeteciler, işçilerle görüşebilir. Sıcak ve rutubetli bir giyim fabrikasında haftanın 6 günü, günde 12 saat 3-4 dolara çalışan ihtiyar bir kadınla konuşabilirler. Bize resesyondan bahsedip yaşamlarındaki en derin kesik olduğunu söyleyen ama çok sıkı çalışsalar da hâlâ işleri olduğundan memnuniyet duyan bugünkü işçilerle de konuşabilirler.
İşçi İstatistikleri Bürosunun (BLS) raporuna göre işsizlik oranı resesyonun başladığı 2007deki yüzde 4.8den 9.7ye çıktı. 7.4 milyon olan işsiz sayısı 14.9 milyon oldu. 9.1 milyon ABDlinin yarım gün çalıştığı söylense de, onların da ya çalışma saatleri ve haftalıkları azaltılıyor ya da tam gün çalışacak bir iş bulamıyorlar. BLSye göre 2.3 milyon ABDli de son 4 haftada herhangi bir iş başvurusunda bulunmadığı için işsiz olduğu halde işsizler listesinde görünmüyor.
Bu arada, şirket yöneticileri ise nakit girişi arttığından milyon dolarlar kazanıyorlar. Verilere göre George W. Bushun yönetimi bırakmasından yaklaşık bir yıl önce başlayan resesyonda 4.3 milyon ABDli işsiz kalmıştı. 2008 verilerine göre ise ABDde İkinci Dünya Savaşından sonraki en büyük işsizlik yaşanıyor. Obamanın trilyonluk yoğun teşvik paketi altında resesyonun yavaşladığı görülse de, yıl sonuna kadar bir milyon ABDli daha işten çıkarılacak. İşçi Departmanının son çalışmaları, ABDli işçilerin hiç olmadığı kadar yaratıcı olduğunu söylüyor. Çünkü işten çıkarılma korkusuyla hiç olmadıkları kadar sıkı çalışıyorlar.
Elbette son yılların batık ekonomisinde kâr eden sanayi bölümleri de var. Raporlara göre en düşük ortalamaya sahip perakende satışlar işçi kazanıyor. Ama bu da iyi bir iş olduğu için değil, kiraların, tam gün olduğundan yüzde 50 daha düşük olmasından dolayı. BLS raporlarına göre perakende satışlarda çalışan işçilerin sadece yüzde 16sı sağlık sigortası istiyor.
Walter Brasch, 8 Eylül 2009