14 Eylül 2009 00:00
Deli piyanist Aya İrinideydi
Hayatını konu alan Oscar ödüllü Shine filminden sonra hayat hikayesi müziğinden daha çok bilindik ve ilgi çekici olan dahi deli piyanist David Helfgott, cumartesi akşamı Aya İrinide klasik müzik severlere...
Hayatını konu alan Oscar ödüllü Shine filminden sonra hayat hikayesi müziğinden daha çok bilindik ve ilgi çekici olan dahi deli piyanist David Helfgott, cumartesi akşamı Aya İrinide klasik müzik severlere güzel bir romantik dönem dinletisi, sinema severlere de şahane bir Shine kesiti sundu.
Kırmızı kimonosuyla koşarak sahneye çıkışı, kendine özgü selamı, ön sıralardakilerin sürekli elini sıkması, sunucuya sarılması ve bitmeyecekmiş gibi gelen çocuksu enerjisi, filmde kendini canlandıran Geoffrey Rushun abartısız oynadığının göstergesiydi.
Küçük yaşta babasından aldığı ilk eğitimle piyano çalmaya başlayan ve harika çocuk olarak nitelendirilen Helfgott sürekli bir baba baskısı ve despot eğitimden kaçıp özgürleşmek için Kraliyet bursu kazandığı Londra Kraliyet Müzik Akademisine gider. Bu süreçte şizoaffektif bozukluk olarak adlandırılan akıl rahatsızlığı belirginleşir ve kendisinden 10 yıl, elektroşok da içeren psikiyatrik tedavi sürecini çalar. Bu süreç sonunda bir barda piyano çalmaya başlar ve kendisini tanıyan, tekrar keşfeden şu anki karısı Gillian Murray sayesinde hayatına ve müziğine kaldığı yerden devam eder.
Hayatının ve filmin en önemli sahnelerinden olan bu barda ki Arıvızıltısı (R.Korsakov) çalma sahnesini dün üçüncü bisinde seyirciye yaşatmış olması ve dünyanın çalınması en zor parçası olarak bilinen Rachmaninoffun üçüncü piyano konçertosunu çalması gecenin en önemli anlarındandı.
SPONSORLAR PROTESTO EDİLDİ
Konserden önce sponsorların bitmek bilmeyen gövde gösterisi, seyirciler tarafından alkışlarla protesto edilen bir klasik müzik terörüne dönüşmüştü ki, konser başlar başlamaz tavandan seyircinin üzerine düşen afiş de bu gerginliğin üzerine panik ve konsantrasyon bozukluğu yaşattı. Helfgottun Rachmaninoff, Chopin, Mendelssohn ve Liszt eserlerini çalan dahi piyanist tavırlarına eşlik eden, çaldığı melodilerden bağımsız banyodaki çocuk mırıldanmaları, mimikleri, jestleri ve kendine özgü uzun bisi ve selamıyla gece sona erdi. (KÜLTÜR SERVİSİ)
Erhan Vural