14 Eylül 2009 00:00

ROJEV

‘Açılım’, son birkaç aydır AKP Hükümetinin Kürt sorununun çözmeye yönelik bir hamlesi olarak tartışılıyor. Kürt halkı her vesileyle çözüm için taleplerini dillendirdiğine göre geriye doğal olarak...

Paylaş

‘Açılım’, son birkaç aydır AKP Hükümetinin Kürt sorununun çözmeye yönelik bir hamlesi olarak tartışılıyor. Kürt halkı her vesileyle çözüm için taleplerini dillendirdiğine göre geriye doğal olarak “çözüm için hangi adımların atılacağı” sorusu kalıyor. Bugün “Kart kurt” söylemini Genelkurmay’ından MHP’sine kadar en gerici odaklar bile terk etmiş durumda. Herkes Kürtlerin varlığını kabul ediyor, “Kürtler kardeşimizdir” sözleri ağızlardan düşmüyor. Bu ülkede sayıları 20 milyonu bulan bir halk olarak da Kürtler kendi kimliklerini, kültürlerini sürdürebilmek için anadillerinde eğitim yapabilme hakkını istiyor. Ama bırakalım anadilde eğitimi, dünyada 200 yıldır Kürdoloji alanında çalışmalar yapılırken YÖK, Mardin Artuklu Üniversitesi’nin Kürt dili ve edebiyatı bölümü açılması talebine “yok” diyor. YÖK, anayasanın 42. maddesini gerekçe göstererek ancak ‘Türkiye’de yaşayan diller enstitüsü’ açılabileceği kararını veriyor.
YÖK Başkanı’nın Fetullahçı ve YÖK’te AKP’ye yakın isimlerin çoğunlukta olduğu malum. Üstelik aylar öncesinden DTP Siirt Milletvekili Osman Özçelik 2809 sayılı YÖK kanunu’nun 11. ve 32. maddelerinin değiştirilerek Kürt dili ve edebiyatı bölümleri açılmasının önündeki engellerin kaldırılması için yasa teklifi vermişti. Ayrıca biliyoruz ki, bu hükümet TRT Şeş’in açılmasında olduğu gibi istediğinde yasal engelleri bir tarafa bırakabiliyor.
Ne diyordu göreve başlarken YÖK Başkanı Özcan?
- “ Özgürlüklerin önündeki engelleri kaldıracağım”
Aynı Özcan Kürt dili ve edebiyatı bölümleri kurulması konusunda da “ Bu konuda YÖK olarak her şeyi yapmaya hazırız.” diyordu.
Şimdi ne diyor Özcan?
-”Anayasal engel var!”
YÖK ve Özcan, son aldıkları kararla Kürtçenin Türkiye’de yaşayan diller arasında ‘araştırılabileceği’ne hükmederek lütfetmişler!
YÖK bu kararıyla, Mardin Artuklu Üniversitesi’nde 30 öğrencinin Kürt dili ve edebiyatı bölümünde okumasına kapıları kapatıyor.
Başbakan Erdoğan, “‘açılım’a devam” diyor; öte yandan 20 milyonluk bir halka ( Fransa’da yayımlanan Le Français Dans Le Monde dergisi Kürtçeyi dünyanın en etkili ve zengin dilleri sıralamasında 31. sırada gösteriyor) 30 öğrenci bile çok görülüyor.
Genelkurmay bozuk plak gibi “Son terörist yok edilinceye kadar devam” açıklamalarını sürdürüyor; YÖK ve Hükümet, Kürt halkının varlığını, kültürünü sürdürmenin olmazsa olmaz koşulu olarak gördüğü anadilde eğitimin önüne daha en başından 12 Eylül faşist anayasasının duvarlarını dikiyor...
12 Eylül Anayasası’nın 42. maddesine göre “Türkçe’den başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez.”
En gericisine kadar herkes artık “Kürt var” diyor ama iş Kürtçe eğitime gelince cevap “yok” oluyor. Kürt’sün ama anadil eğitimi olarak Türkçe okuyacaksın! Al sana kardeşlik, al sana eşitlik!
Yeni bir eğitim dönemi başlarken çözüm konusundaki saflaşma, ‘anadilde eğitim’ karşısındaki duruşlar üzerinden şekilleniyor.
ÇETİN DİYAR
ÖNCEKİ HABER

Garipçe iftarda sele yakalandı

SONRAKİ HABER

Rektör İnanç: Anadil ana sütü gibi helal

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...