14 Eylül 2009 00:00
Darbenin işçi sınıfı boyutu unutulmasın
Türkiye İnsan Hakları Kurumu (TİHAK) Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezinde düzenlediği panelle geçmişe şahitlik edenlerle, aydınlarla dünden bugüne 12 Eylülü tartıştı. Etkinlikte, sağlık sorunu nedeniyle katılamayan Halit Çelenkin yazılı sunumunu, İlhan Erdostın kızı Alaz Erdost okudu. Bütün tarih boyunca, başlangıçtan günümüze dek, şu ya da bu ölçüde, yürürlüğe konulmuş yasalar, yalnızca sınıf egemenliğine ve sınıf sömürüsüne dayalı toplumsal ilişkileri korumuştur sözünü hatırlatan Çelenk, bu sözlerin bugün de geçerliliğini koruduğunu dile getirdi. Çelenk, 12 Eylül hukukunun 1960-1980 yılları arasında, ülkemizde görülen ekonomik, toplumsal ve siyasal gelişmelerin bir ürünü olarak ortaya çıktığını ifade etti.
DARBELERİN ÜÇ AYAĞI
Daha sonra konuşan Vecihi Timuroğlu, burjuvazinin yığınları demokratik yollarla yönetemeyeceğini anladığında askeri bir darbe yaptığını söyledi. Timuroğlu, faşizmin üç ayağına; sermaye, ordu ve din kurumlarına vurgu yaparak, 12 Martta bu ayaklardan birinin eksik kaldığını 12 Eylüldeyse üç ayağın da oluştuğunu ifade etti.
Prof. Dr. Mümtaz Soysal, 12 Eylülün ekonomik kökenli askeri bir darbe olduğunu dile getirdi. 12 Eylülle birlikte üniversitelerin kalitesizleştirilğini belirten Soysal, darbenin işçi hareketine müthiş bir darbe vurduğunu söyledi.
Prof. Dr. Korkut Boratav da 12 Eylülün sınıfsal boyutunun unutulmaması gerektiğini; 2. Dünya Savaşının ardındaki ilk 30-35 yılda faşist zulmün kısmen frenlendiğini söyledi. Bu dönemde Türkiyede de sol bir filizlenmenin açığa çıktığını dile getiren Boratav, 12 Martın kanlı ve gaddar darbesinin bu rahatlığı tam olarak yıkmayı beceremediğini, bunun üzerine 12 Eylülün gerçekleştiğini anlattı.
Yazar Vahap Erdoğdu ise, Eylül ayının bir çok kanlı sahneye şahitlik ettiğini dile getirerek, 6-7 Eylül olaylarını, Hitler faşizminin başlangıç tarihi olan 1 Eylülü ve 12 Eylülü hatırlattı. Erdoğdu,12 Eylülü gerçekleştiren generallerin ilk işinin Nakşibendi tarikatına mensup Turgut Özalı göreve getirmek ve zorunlu din derslerini eğitime koymak olduğunu da sözlerine ekledi. Yayıncı Muzaffer İlhan Erdost ise 12 Eylülün hemen arkasından kardeşiyle birlikte gözaltına alınışlarını, dövülmelerini ve kardeşi İlhan Erdostun nasıl öldürüldüğünü anlattı. (Ankara/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et