15 Eylül 2009 00:00

Pirelli’de sendikaya sahip çıkma zamanı

Pirelli’de bugün gerçekleşecek delege seçimi için mevcut yönetime rakip liste hazırlayan işyeri temsilcileri, “Onurunuza ve haklarınıza sahip çıkın. Bu korku imparatorluğunu yıkın” çağrısında bulundu.

Paylaş

Pirelli’de bugün gerçekleşecek delege seçimi için mevcut yönetime rakip liste hazırlayan işyeri temsilcileri, “Onurunuza ve haklarınıza sahip çıkın. Bu korku imparatorluğunu yıkın” çağrısında bulundu.
Lastik-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu Pirelli Lastik Fabrikası’nda bugün delege seçimi başlayacak. Geçtiğimiz yıl Pirelli’den atılan, ancak mahkeme kararlarıyla tüm haklarını geri kazanan Şube Yöneticisi Recep Ortaç, İşyeri Baştemsilcisi Harun Demir; temsilciler Necati Pehlivan, Temel Fidan, Metin Karaçam ve Metin Bezirci, atılanlar ve fabrikada çalışanlardan oluşturdukları listeyle seçime girecek. 76 delegenin belirleneceği seçimler, 3 vardiya sürecek. Mevcut şube yöneticileriyle atılan işyeri temsilcilerinin listeleri yarışacak.
DİSK’E ÇAĞRI
Seçim öncesi keskin açıklamalar yapan Lastik-İş Sendikası mevcut yöneticilerine cevap veren Pirelli’den atılan işyeri temsilcileri, atılan arkadaşları adına süreci değerlendirerek, işçiye sandığa sahip çıkma çağrısı yaptı. Kazanacaklarına olan inançlarını dile getiren temsilciler, var olan sendikal anlayışı bir kez daha açıklayarak, bu anlayışın değişmesi gerektiğine işaret ettiler.
DİSK’e ve kamuoyuna da çağrı yapan temsilciler, demokratik bir ortamda, şaibesiz bir seçim için bu sürece dahil olmalarını istediler. (Kocaeli/EVRENSEL)

İŞVERENE KARŞI DURAMADILAR
PİRELLİ BAŞTEMSİLCİSİ HARUN DEMİR:
TİS sürecinde Lastik-İş Sendikası merkez ve şube yönetimlerinin bize karşı takınmış oldukları tavır, adeta farklı sendikalarda görev yapan insanlar gibiydi. İşçilerin taleplerini dile getirdiğimiz için bize hep farklı gözle baktılar. Halbuki oluşturduğumuz TİS’te taleplerimiz şunlardı: Zam yüzde 10’dan aşağı olmayacak, 6’ya 2 çalışma sistemine geri dönülecek, idari maddeler konulacak, işçiye sorulacak. Bu söylediğimiz şeyler makine başında çalışan işçinin talepleriydi, bizim görevimiz de işçinin taleplerini merkez ve şube yönetimine aktarmaktı. İşçinin taleplerini dile getirdiğimiz zaman TİS’te adeta bize düşman gibi davranıldı. İşçinin beklentileri ve haklı taleplerine rağmen, işverenlerin karşısında duruş gösteremeyen Lastik-İş Sendikası merkez ve şube yöneticileri, bu defa işçinin greve çıkışını bize fatura ettiler. TİS masalarında yaşadığımız gerginlik, sıkıntı bizde kaldı. En önemli konu, sözleşmeyle ilgili işverenlerin beklentileri ve buna karşılık sendikanın karşı duramaz tavrıydı ve bizim bu ikilem arasında sıkışıp kalmamızdı. Biz halihazırda Lastik-İş Sendikası’nın üyeleriyiz. Ben şu an Lastik-İş Sendikası’nın Pirelli işyeri baş temsilcisiyim ama fabrikam yok. Diğer arkadaşlarım da mevcut görevlerini geri kazandılar.

KORKU İMPARATORLUĞU YIKILACAK
LASTİK-İŞ SENDİKASI KOCAELİ ŞUBE YÖNETİCİSİ RECEP ORTAÇ:
Bizim mücadelemiz Lastik-İş Sendikası ile değildir. Onun despot ve baskıcı yönetimiyledir. ‘Söz, yetki karar tabanındır’ ilkesiyle göreve geldikten bir müddet sonra, bu düşünceleri değişmiş; tabandan uzak, çalışanlardan kopuk 5-10 yandaşla yönetilen bir korku imparatorluğu kurulmuştur. İşte tüm bu noktada bizim amacımız, bu korku imparatorluğunu değiştirmektir ve bunu çalışanlarımızla başaracağımıza yürekten inanıyorum. Çalışanlara şunu söylüyorum: Gelin, ‘Söz, yetki, karar tabanındır’ ilkesi altında bir yönetim oluşturalım, bunun sözünü burada veriyoruz. Adalet önünde mücadelemizi sonuna kadar vereceğimize de söz veriyoruz. Eğer bizden sonra fabrikada çalışma şartları gerçekten kötüye gitmişse, işçi arkadaşlarımız bu yürekli yönetici ve atılan işçi arkadaşlarına sahip çıksın. Sonunda Lastik-İş Sendikası ve çalışanları kazanacaktır. Gelinen bu son aşamada oy kullanan arkadaşlar baskı altındadır. Oy kullanma ortamı ve şartları bizler için çok önemli.
Biz ve Pirelli çalışanları sandık bölgesinde, sandık kurulu ve oy kullanma kabinleriyle oy güvenliğinin sağlanmasını istiyoruz. Daha önceki oylamalarda kabin açık bırakılmış ve başına da adam dikilmiştir.
Oy kullanan, baskı altına alınmıştır. Yapılacak seçim için DİSK’ten gözlemci istiyoruz. Sandık güvenliğinin tam ve düzgün bir şekilde sağlanması gerekir.

YARININ EKMEĞİ İÇİN
İŞYERİ TEMSİLCİSİ METİN BEZİRCİ:
Süreci düşündüğümüzde, bazı önemli başlıklar karşımıza çıkıyor. Bunlardan biri, lastik işvereni ile iş birliği yaptığı mahkeme heyeti tarafından kesinleşen Lastik-İş Sendikası’nın tavırları. Ayrıca 6 onurlu insanın hiçbir şeyden çekinmeden verdiği mücadele ve onlara aktif bir şekilde destek verdiği için işten atılan 30 onurlu insanın da mücadelesi. Daha sonra üyelik hakkından kaynaklı yapılacak seçimlere aday olmak istedikleri halde delegelikleri engellenen lastik işçilerinin delege adayı olma hakkını almaları ve en sonunda yarın yapılacak delege seçimi. Süreç geldi buraya dayandı. Bir laf vardır ‘Pasif iyi, aktif kötünün teşvikçisidir’ derler. Ben şuna inanıyorum; o fabrikalarda bulunan 1200 tane lastik çalışanının en az bin tanesi onurlu, şerefli, haysiyetli ve iyi. Bu iyiler pasif. Dolayısıyla ‘pasif iyi’ şu anda 1 olan, 3-5 tane olan, yani sayıları 100’ü 200’ü geçmeyecek o kötü insanların propagandalarıyla işlerinin elinden alınacağı tehditleriyle korkuyor. Bu yönetim, işçi, sendikal hak ve mücadelenin öznesiyken makineye hapsetti, aklını beynini tarumar etti. Bu nedenle bugünün ekmeğine sahip çıkmak refleksiyle yarınlardaki kaybedeceklerini hesaba katmadı. Eğer hâlâ bu mantıkla hareket ederlerse 2012 yılında yapılacak TİS’te kamuoyuna sözleşme şöyle duyurulacak: “2010 yılında verilen ‘Yeni işe girişi işveren belirler’ maddesiyle, Lastik-İş Sendikası’nın üye sayısı 7 bin 500 olmuştur.” 2012 yılında 7 bin 500 üye sayısına ulaşacak Lastik-İş Sendikası, mevcut üyelerini ve hakları koruyarak bu sayıya ulaşmayacak. Bugünün ekmeğine sahip çıkmak için yaşananlara ses çıkarmayan işçi, belki de 2012 yılında aynı bizim düştüğümüz duruma düşecek. Yani işçiyi sendikanın öznesi durumundan koparıp makinenin öznesi haline getiren bu yönetim, onları makinelerinden de koparacak. Onun için ‘Korkanın tedbiri şaşar’ demişler. Mücadelelerle alınmış hakları, işverene altın tepside sunacak olan o sendika yönetimine bugünden karşı durmazlarsa, bundan çok değil 3-4 sene sonra lastik işçisi, sermayenin isteği doğrultusunda bütün haklarını ve işini kaybedecek. Burada lastik işçisine şunu söylemek istiyorum; korkmadan, çekinmeden sandığa sahip çıkıp, yarınlardaki geleceklerini yeniden garanti altına alsınlar. ‘Adaleti ve doğruluğu savunanlar, zulmü, delaleti, hıyaneti, düzenbazlığı savunanlar kadar cesur olmazsa adalet tahakküm olmaz.’ Onun için pasif iyi aktif kötünün teşvikçisidir konumundan, iyileri aktif bir şekilde hareket etmeye davet ediyorum. İyiler hareket ederse kötüler pasifize olacaktır.

SANDIĞA SAHİP ÇIKIN
NECATİ PEHLİVAN TEMEL FİDAN (İŞYERİ TEMSİLCİLERİ):
TİS dönemlerinde fabrikaya uğramayan Lastik-İş Sendikası profesyonelleri, seçim zamanında fabrikalara gidip işyeri temsilcisi gibi görev yapıyorlar. Bu aslında, basın açıklamalarında yansıttıklarının gerçek olmadığını, kaybetme korkusu yaşadıklarını gösteriyor. Biz seçimi alacağımızdan kuşku duymuyoruz. Ancak sandık güvenliğiyle ilgili çekincelerimiz var. Bu insanlardan farklı şeyler bekleniyor.
Sandıkta oylarımızın çalınacağını düşünüyoruz. Biz bunu daha önce yaşadık. Mevcut yönetim sandık görevlilerini kendisi belirledi. İçerideki arkadaşlarımızdan sandık görevlisi olmak isteyenler kabul edilmedi. Gerekli tedbirleri almak için başvurularımız oldu, şube yöneticisi ve işyeri temsilcileri olarak sandıkların başında durmak hakkımız. Kafalarda soru işareti kalmaması gerekiyor. Başvurularımıza olumlu sonuç alsak da almasak da sandıklara sahip çıkılması Lastik-İş’in geleceği açısından gereklidir. Ancak biz fabrikada olsak da olmasak da içerideki delege adayı arkadaşlarımız, sandığa sahip çıkmalı, güvenliği sağlamalı. Sendikalardan, özellikle DİSK’ten bu konuda yardımcı olmasını talep ediyoruz. Seçim kurulundan yetkililer istiyoruz. Konfederasyonumuzdan adil ve demokratik bir seçim olması için gözlemciler istiyoruz. Çünkü konuyla alakalı hakim kararı, bir de konfederasyonumuz haricinde başvurabileceğimiz başka bir yer kalmadı. Biz aslında işçi arkadaşlardan gelen baskı ve talep üzerine ve kendimizde böyle bir sorumluluk hissettiğimiz için bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Kendi çıkarlarını düşünüp sendikanın çıkarlarını düşünmeyen, işçiyi karşısına alan, işçinin düşüncelerine hiçbir zaman önem vermeyen zihniyetin dışarıdaki arkadaşlarımızla birlikte her zaman karşısında olacağız. Biz bu sendikacılığı, koyulan kuralları tüzüğüne uygun şekilde yürütmek gerektiğine inanan insanlarız.

‘ÇAPULCU’ DENİLEN MÜCADELE EDENLERDİR
METİN KARAÇAM (İŞYERİ TEMSİLCİSİ):
Biz atılan işyeri temsilcileri olarak, sendikanın kamuoyuna deklare ettiği gibi kendi çıkarları için yanlış beyanlarda bulunan üç beş tane çapulcu değiliz. 13 aydır verilen mücadele, öyle ‘üç beş tane çapulcunun mücadelesi’ diyerek tanımlanamaz. Bu mücadele, Lastik-İş Sendikası’nın 60 yıllık mücadele anlayışının son 6 yıldır varlık gösteren, işçi sınıfının taleplerinden uzaklaşan sendikal anlayışına karşı verilen mücadeledir. Çapulcu olarak tarif ettikleri, atılan ya da fabrikada çalışan işçi, buna karşı mücadele vermektedir. Kendisini demokrat olarak tanımlayan Lastik-İş Sendikası, herkesin de bildiği gibi Brisa fabrikasından atılan 64 tane işçi delege seçimlerine müracaat ettiğinde, işçileri tüzüğe ve yasaya uygun olmasına rağmen aday yapmamıştır. İşçiler hakim huzurunda ancak aday olmuş ve sonrasında yapılan seçimlerde içerideki listeyi oluşturan arkadaşlarla birlikte seçimi kazanarak çıkmıştır. Tüm bunlar Kocaeli sınırlarında yaşanırken, Lastik-İş Sendikası, Kocaeli mahkemelerine değil de Üsküdar 1. İş Mahkemesi’ne dava açarak seçimi iptal ettirdi. Asıl davanın muhatapları olan seçilen delege arkadaşlar, bu davadan haberdar edilmedi. Üstelik Lastik-İş Sendikası, bu davayı gizli tutarak, 8. ayın 13’ünde verilen kararı, 9. ayın 7’sinde kamuoyuna deklare etti. Bunun sebebi, Pirelli’de yapılan delege seçimlerinin iptal edilmesine neden olan 36 işçi arkadaşım, şube seçimini belirleyecek, Pirelli’deki delege seçimine adaylık başvurusunu bu tarihte yaptı. Buradaki art niyet, Brisa’da atılan işçilerin delege olması, Pirelli’de yankı yaratmıştı ve Pirelli işçisi de sendikanın anlayışına müdahale edecek bir tartışma sürecine girmişti. Mahkeme kararının bu sürece denk getirilmesi, işçiye ‘Siz ne yaparsanız yapın’ mesajı vermek içindi. Tüm bu yaşananlar, işçiyle kenetlenmiş, demokratik bir sendika tarifine sığmıyor.

DİSK OLAYLARA MÜDAHALE ETMELİ
METİN KARAÇAM (İŞYERİ TEMSİLCİSİ):
Bütün bu süreçler yaşanırken, Kocaeli kamuoyunda 3 gün önce Kocaeli Sendikalar Birliği'ne üye sendikalar ve öğretim üyelerinin de altına imza attığı bir çağrı yapıldı. Bu bildiriden sonra özellikle DİSK, bildirinin altında imzası olanları teker teker aradı ve uyardı. DİSK, onurlu mücadele içerisinde yer almış, işçi sınıfına doğru önderlik etmiş, kazanımlar elde etmiş; ekonomik, siyasal ve kültürel anlamda toplumun taleplerine sahip çıkmış bir konfederasyon olarak biliniyor. Şimdi ne gariptir ki yaklaşık 13 aydır Kocaeli'nde yaşanan bu antidemokratik uygulamalar karşısında DİSK sessiz kalıyor. DİSK neden Lastik-İş Sendikası'nın mevcut yönetimini dinleyerek bu sürece karar veriyor? DİSK'in asıl sorumluluğu, üyelerinin toplamınadır ve yaşananlara müdahale etmelidir. Ayrıca Lastik-İş Sendikası genel başkanı, fabrikalara girerek bizlerle ilgili işçiye birtakım şeyler anlatıyor; bizleri karalıyor. Bunlar, Lastik-İş Sendikası'na genel başkanlık yapan bir insana yakışan davranışlar değil. Biz bu zamana kadar kimseye belden aşağı vurmadık, bizim derdimiz kişisel falan değil.
Bizim sorunumuz, kendimize yönelen haksızlıkların kaynağı olan lastik işçisini bekleyen tehlikeler karşısında, işçiyi bilinçlendirmek ve bu bilinç düzeyinde de kendi geleceğine sahip çıkmasını sağlamaya çağırmaktır.

Lastik işçilerine destek
LASTİK-İŞ Kocaeli Şubesinde işçilere dönük baskılara, sendika ve sivil toplum kuruluşları tarafından protesto açıklamaları sürüyor. MAZLUMDER Kocaeli Şubesi'nde yapılan basın açıklamasına Kocaeli Gönüllü Kültür Teşekkülleri, Memur-Sen, Eğitim Bir-Sen, Sağlık-Sen, MARSİAD, Ensar Vakfı, Araştırma Kültür Vakfı, Tarih Bilinci Derneği destek verdi. MAZLUMDER Kocaeli Şubesi Başkanı Çetin Tahtacı sendika yönetiminin işçilerin demokratik haklarını kullanmak isteyen işçilere engel olduğunu belirterek, yaşanılanları sendikacılıkla bağdaştırmanın mümkün olmadığını ifade etti. Bu konuda DİSK'e çağrıda bulunan Tahtacı, "Lastik-İş'teki bu uygulamaları yakın takibe alıp gerekeni yapın. Hiç kimsenin sendikacılığı bu tür uygulamalarla küçük düşürmeye, toplum gözünde, işverenin işbirliği içinde hareket eden kurumlar konumuna sokmaya hakkı yoktur. Sendikalar işçilerin haklarını koruyan yegane kuruluşlardır. Yıpratılmasına, toplum gözünde küçük düşürülmesini kabul etmiyor ve Lastik- İş sendikasının bu uygulamalarını kınıyoruz. (Kocaeli/EVRENSEL)
ÖNCEKİ HABER

12 Eylül Darbesi - 4

SONRAKİ HABER

DÖNÜŞÜM

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa