16 Eylül 2009 00:00
Hem kulağa hem yüreğe misafir
Matematiğin dağarcığından çıkan, gündelik pratiğe ve diğer alanlara dayatma eşliğinde dahil olan kavramlardan birisidir eşitlik.
Matematiğin dağarcığından çıkan, gündelik pratiğe ve diğer alanlara dayatma eşliğinde dahil olan kavramlardan birisidir eşitlik.
Öğrenme, anlama ve kavrama süreci kendiliğinden değil, dayatma ile ilerlediği için eşitlik in, zıtlık tan hatta çaprazdan ayrı bir yerde durmadığı görülememektedir.
Müziğin de dayatmacı bir eşitlik içerisinden çıkartıldığını, bu yüzden de dinleyenin aksesuarı olmaktan öteye gidemediğini, söyleyenle dinleyen arasında içtenlikle bezenmiş bir köprü kuramadığını düşünerek, Brenna MacCrimmon gerçekleştirdiği her projeyle bu dayatma engelini aşmaya çalışmaktadır.
Kanadada bir kütüphanede çalışırken Balkan Müziği hakkında bilgi sahibi olan MacCrimmon, bu müziğin köklerini ve uzantılarını kendi gözleriyle görmek amacıyla tasını tarağını toplayarak, bu yarımadaya gelir.
Çalışmaları onu, kısır bir politikanın güdümünde kalan yarımadanın Üzerine ölü toprağı serpilmiş folkloru ile buluşturur ve sanatçı vakti nakde kurban etmeden kollarını sıvayarak, yarımadanın folkloru üzerine çalışan Muammer Ketencoğlu ve daha sonra klarnete, popülist çıkmaz sokaklarda şimdilik tur attırmayan Selim Sesler ile tanışır.
Bu tanışmalar; Ketencoğlunun yanında Sumru Ağıryürüyeni de bulundurdukları, Kalan Müzikten çıkan Ayde Mori ve yine Kalan Müzik ve Selim Seslerin klarnetinin imzasını taşıyan Karşılama adını taşıyan çalışmalarla dinleyiciyi buluşturur.
Gerçekleştirdiği arkeolojinin yarım kalmasını kabullenemeyerek sanatçı; 2009da Kanadada ve Amerika Birleşik Devletlerinde kaydedilen albümünü, Kalan Müzikten Kulak Misafiri adını vererek çıkarır.
Önceki çalışmalarındaki dinamizmi artırdığı albümde, ölü toprağı serili topraklardaki kadın sesini, daha güçlü ve daha net bir şekilde çıkarmayı da amaçlamaktadır MacCrimmon.
Misafirlik sadece dört duvar için söz konusu değildir. Dinleyici sonsuz ve derin bir boşluğa, MacCrimmonın rengin sekizinci boyutunu yaratan sesiyle kulaç atmaktadır.
Boşluk derin ve sonsuzdur; ancak, sanatçı dinleyicinin oraya amaçsızlıktan ve hedefsizlikten uzak durarak gitmesini istememektedir. Ardında, milliyetçi, cinsiyetçi ve propagandist bir tarihi ve aynı nakaratı tekrarlayan politikayı bırakarak sanatçı; dinleyicisiyle kendisini, dayatmalara izin vermeyen yepyeni bir tarihin ve politikanın sayfasını açmak için derin ve sonsuz bir boşluğa bırakmaktadır.
Pastoral görüntüye liriği estetikten ilham alarak iliştiren kulakla birlikte yüreğe de misafir olan bu albüm dinleyicisini; eşitlik, zıtlık ve çaprazda olduğu gibi ev sahibi ve misafir gibi kelimelerin de arka planlarını incelemeye çağırmaktadır.
Çağrı pusulasında yazılanlar, MacCrimmonın hayatını ve eserlerini içselleştirenleri şaşırtmayacaktır:
Sizden olmayan biri, sizin yabancı olarak gördüklerinizden biri, atmış üzerinden bu yabancılık elbisesini; misafir gibi de davranmadan üstelik, sadece insani duruş kazansın diye çabalayıp duruyor. Sizler, ev sahipliği ve yerlilikten söz açılınca meydanı kendileri gibi düşünmeyenlerden başkasına bırakmayanlar; neler yapıyorsunuz acaba, önce insani duruşun burada ve her yerde kazanması için?-
Mehmet Akif Ertaş