17 Eylül 2009 00:00
Adaletini AİHMde arayan ülke: TURKiYE
Türkiyeden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular 2002de 54 seviyesine kadar düşmüşken, 2007 ve 2008de tekrardan 300lere çıktı.
Türkiyeden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular 2002de 54 seviyesine kadar düşmüşken, 2007 ve 2008de tekrardan 300lere çıktı. Son 7 yılda Türkiyenin AİHM grafiği sürekli bozulma yolu izledi ve Türkiye tekrardan AİHMin başmüşterisi haline geldi.
AİHM kaynaklarından edinilen bilgiler çarpıcı bir gerçeği gözler önüne seriyor. Buna göre 1990lı yılların sonuna kadar çok yüksek bir AİHM grafiği olan Türkiyenin durumu, 2002 yılına gelindiğinde çok düzelmiş; hatta Türkiye, Fransadan bile daha iyi bir grafiğin sahibi olmuştu. Ancak bu durum, 2002den itibaren değişmeye başladı ve 2002den 2008e kadar geçen sürede Türkiyeden yapılan başvurular, 54ten 300ler seviyesine çıktı.
TÜRKİYE AİHMDE CEZA BİRİNCİSİ
Bunun dışında da, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince yapılan genel değerlendirmede yer alan veriler, Türkiyenin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde ceza birincisi konumunda olduğunu gösteriyor. Türkiye, ifade ve yaşam özgürlüğü gibi temel alanlarda en çok ihlal yapan ülke. 2009 Ocak ayına kadar İtalya 1953, Türkiye 1939, Fransa 740, Rusya ise 643 AİHM kararının muhatabı oldu.
EN ÇOK VERİLEN CEZALAR
Yine AİHM verilerine göre Türkiye en çok cezayı;
*531 adet vaka ile adil yargılanma hakkının ihlali,
*458 vaka ile malvarlığı hakkının ihlali,
*348 vakayla güvenlik ve özgürlük hakkının ihlali,
*262 vakayla yargılanma süresinin uzunluğu,
*189 vakayla sağlık ve hukuksal yardım ihlali,
*170 vakayla ifade hürriyetinin ihlali,
*147 vakayla insani olmayan ve aşağılayıcı muamele,
*120 vaka ile yeterli adli araştırma yapılmamasından,
*66 vaka ile yaşam hakkının ihlali,
*47 vaka ile özel ve aile yaşam hakkının ihlali,
*30 vaka ile örgütlenme hakkının ihlali ile aldı.
İTALYA-TÜRKİYE FARKI
Türkiye ile hemen hemen aynı sayıda AİHM cezası alan İtalyanın ceza alma nedeni ise ağırlıklı olarak mahkemelerin uzun sürmesi. İtalya, Türkiyeden farklı olarak fikir özgürlüğünün ve yaşam hakkının ihlali ile örgütlenme hakkına yönelik engellemeler alanında cezaya maruz kalmadı. Türkiyenin dava sayısı nicelik olarak İtalya ile aynı seviyede olmakla beraber, niteliksel olarak İtalyadan çok daha ağır bir tablo sunuyor.