Mücadeleye devam!

Lastik-İş’in Pireli işyeri delege seçimleri sonuçlandı. Resmi olmayan sonuçlara göre mevcut şube yönetiminin listesi seçimleri kazandı. Seçimdeki usulsüzlüklerse sendikal hareketin tarihine geçecek düzeyde. Seçimler öncesinde Lastik-İş Genel Başkanı Abdullah Karacan’ın ‘300’den fazla oy alamazlar’ dediği muhalifler 300 civarında oy alırken, şube yönetiminin desteklediği liste 700 civarında oy almış durumda. Muhalif işçilerse alınan-verilen oyların söz konusu olmadığını, seçimlerin baştan sona usulsüz, antidemokratik; sandıktan çıkan sonuçların da sahte olduğunu belirtiyorlar.
Sandığın mühürsüz, sandık kurulunun varlığının belirsiz, iki gün boyunca sendika yöneticilerinin kilidi elinde olan sandıklarla baş başa olduğunu belirten muhalif işçiler, “Hiçbir muhalifi sandığa yanaştırmadılar. Sayım zamanı sandıkların çevresinde etten duvar ördüler. Sandıklarda mühür yok. Kilidi açıp bizim fotokopilerimizi çıkartıp kendi fotokopileri koymaktan kolay bir şey yok. Neden bir tane muhalifin sandığın yanında durmasına izin verilmez? Neden sandığın yanında durmak isteyen muhalifler, tehdit ve küfürlere maruz kalır? Bunun sebebi apaçık belli” diye konuştular.
AÇIK OY KULLANDIRILDI!
Genel Başkan Abdullah Karacan, adliyenin önünde seçimlerle ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamaya 4 bin sendika üyesinden Goodyear fabrikası ağırlıklı 200 kişi katılırken, 1200 kişilik Pirelli fabrikasından az sayıda işçinin bulunduğu gözlendi. Yapılan açıklamada, “Seçimler bütün katılma hakkı bulunanlara açık olarak yapılmış, yasalara ve mahkeme kararlarına uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Sandıkların açılması ve oyların sayılması da herkesin önünde ve şeffaf bir şekilde tamamlanmıştır. Bir süredir ulusal ve yerel basında kendisine yönelik karalama kampanyası açanlara, Pirelli işçisi gereken dersi sandıkta verdi. Yapılan seçimler sonucunda üyelerimizin yüzde 75’inden fazlası sendikamızın birlik ve bütünlüğünü savunan adayları seçti” denildi.
İşten atılma tehlikesi nedeniyle ismini açıklamadığımız Pirelli işçisi, bu kadar hile ve adaletsizliğe dayanamadıklarını belirterek, “Genel başkan bir haftada yedi kez geldi. Tüm ekibiyle tek tek oy istedi. Yetmedi, tek tek tehdit etti; yetmedi, yaklaşık 350 kişiye zorla açık oy kullandırdılar. Kapalı kullanmak isteyenden oyun fotoğrafını istediler. Onu da yapmayanın oy kullanırken arkasına dikilip oyunu kontrol ettiler, liste tuttular. Bunların hepsi bir yana, önceki gece vardiyası hiçbir muhalifi sendikaların bulunduğu üst kata çıkarmayıp sandık anahtarı ellerinde son hamleyi yaptılar. Bir de utanmadan oy sayımını kameraya aldılar. Böylece seçimin ‘adil’ olduğunu gösterdiler. Ne yapabiliriz ki, fabrikadaki 900 muhaliften 300 oy çıkmasını uygun görmüşler” diye konuştu.
DIŞARIDAKİLER BÖLÜCÜ
Başka bir Pirelli işçisi ise “Genel Başkan Abdullah Karacan bir haftadır fabrikadaydı. Muhaliflere, onlara destek verenlere etmedik hakaret bırakmadılar” dedi.
Karacan’ın kendisinin MHP’li ve sağcı olduğunu söylediğini belirten Pirelli işçisi, “Karacan ‘Dışarıdakilerin derdi ideolojik. Vatana ve bayrağa düşmanlar. Toprağımızda gözleri var. Uç etnik kökenlerden insanlarla iş birliği yapmayın’ dedi. Muhaliflere sürekli böyle söyleniyordu. Muhalifler sandıkların başına bile yaklaştırılmadı” diye konuştu.
TUTANAKLAR VAR
Seçimlerin, yaşanan usulsüzlüklerle Lastik-İş sendikasının tarihine kara bir leke olarak geçeceğini belirten muhalif işçiler, “Bu seçimler iptal edilecek. Hakim, sandıkların mühürsüz olduğunu ve gizli oy sisteminin kurulmadığını tespit etti. Tehditlere dair tutanaklar ve ses kayıtları mevcut. Bu seçimler iptal edilmelidir. Geçen seçimlerde 700 işçi sandığa gitmedi, protesto etti. Bu seçim sonuçları şaibelidir, kesin olarak hilelidir. Suç duyurusunda bulunduk. Mücadelemiz devam edecek” diye konuştular. Dün yapılan kayyum talepli duruşma ise ileri bir tarihe ertelendi.

---

İŞÇİLER ÜZERİNDEKİ BU KADAR BASKI NİYE?
Pirelli’deki delege seçimlerinin demokratik bir şekilde yapılmasını talep eden sendikalardan Eğitim Sen Kocaeli Şube Başkanı Veysel Kaplan, Lastik-İş’in açıklamasını gazetemize değerlendirdi: “Biz çağrıcılar olarak, demokratik bir seçimin gerçekleşmesi gerektiğini, işçilerin kendilerini baskı altında hissetmeden sandığa gitmelerini, sandıkta tercih yaparken işten atılma korkusu yaşamamaları gerektiğini, işçideki bu korkunun sendika yönetiminden kaynaklandığını söyledik. Bizden özür bekleyen Lastik-İş yöneticileri önce şunun açıklamasını yapsınlar: Genel merkez ve şube yöneticilerinin, seçimden önce bir hafta boyunca Pirelli fabrikasını karargah olarak belirlemelerinin nedeni nedir? Bir işyerinde delege seçimi yapılırken, ortada iki liste varken ve genel merkez bir listeye tarafken, genel başkan bir hafta boyunca işyerindeyken, bu nasıl bir demokratik seçimdir?”
Kaplan, “Sandıkların mühürsüz olması, kabinlerin gizli oy kullanmaya müsait olmaması, avukatların bile içeri alınmaması; bu mudur demokratik seçim” diye sordu. Kaplan sözlerini şöyle sürdürdü: “Önce bunu açıklasınlar, sonra bizden özür istesinler. Mademki biz bu seçimi çok rahat alırız diyorlardı, muhalifleri neden içeri almadılar? Açıklanması gereken şeyler bunlar. Seçim sonucuna yönelik şaibeler, kuşkular devam etmektedir. Lastik-İş bu seçim sürecini yönetememiş, antidemokratik tutumunda ısrar etmiştir. Lastik-İş yönetimi demokratik seçim çağrısı yapan sendikalara ve aydınlara kızacağına, neden böyle bir çağrı yapıldığını düşünmelidir.”

---

LASTİK FABRİKALARINDA NELER YAŞANDI?
Geçen sene haziran ayında Lastik-İş Kocaeli Şubesi ve lastik patronları arasında süren toplusözleşme görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlanmış ve işçiler greve çıkmışlardı. Sendikacıların ve bizzat Genel Başkan Abdullah Karacan’ın katıldığı görüşmelerde, sendika yöneticileri işverenle anlaşma eğilimi gösterip greve karşı çıkarken, işçiler ve işyeri temsilcileri grevden yana tutum almışlar; fabrikalarda yapılan oylamalarda ezici bir çoğunlukla grev kararı alınmıştı.
İş birliği halindeki işveren ve sendika yöneticileri, hak gasplarına karşı greve çıkan işçilere “Bu grevin hesabı sorulacak” mesajları gönderirken, “sektörün önünde engel” olarak tanımlanan Pirelli’deki 5 işyeri temsilcisi, önce sendika tarafından temsilcilik görevinden alındı, sonra bir şube yöneticisiyle beraber işten atıldı. Krizin patlak vermesiyle Pireli, Brisa, Goodyear fabrikalarından kriz gerekçesiyle 150’nin üzerinde muhalif işçi atıldı, sendika yöneticileri atılan işçilere destek olmak bir yana, 150 işçinin atılmasını bir başarı olarak savundu.
İŞÇİLER SANDIĞA GİTMEDİ
Bir buçuk yıla yakın bir süredir mücadele eden işçiler, gasp edilen sendika üyelik ve delegelik haklarını kazandılar. Pirelli’de atılan işçilerin delege adayı olmalarının engellendiği seçimi muhalifler protesto ettiler. Seçimde 1200 işçinin çalıştığı fabrikada 700 işçi sandık başına gitti. Açılan dava sonucu Kocaeli 1. İş Mahkemesi, Pirelli’deki delege seçimlerinin iptaline karar verdi, sendika ise temyize gitti. 17 Temmuz’da Yargıtay’dan gelen onama kararı üzerine sendika seçimleri yenilemek zorunda kaldı. Ancak sendika, delege seçimleri ve şube kongresinin tarihini belirlemediği için işçiler bu tarihlerin belirlenmesi talebiyle kayyum davası açtılar. Şube, kayyum talepli davanın duruşmasından önce Pirelli delege seçim tarihini 15 Eylül olarak belirledi. 15 Eylül tarihinde yapılacak delege seçimlerinde aday olabilmek için sendika binasına giden işçiler, önce içeri alınmadı; ancak çıkan arbedenin ardından içeri girebildiler.
BRİSA’DA MUHALİFLER KAZANMIŞTI!
Brisa’da yapılan seçimleri ise atılan işçilerin de içinde bulunduğu muhalifler ezici bir çoğunlukla kazandı. Daha sonra bu seçim, sendika yönetiminin sonradan çıkardığı bir yönetmelikte yer alan “delegelik için işyerinde çalışma şartını” öngören madde nedeniyle Üsküdar 1. İş Mahkemesi tarafından iptal edildi. Oysa yönetmelik sendika tüzüğüne aykırıydı. Tüzükte sendika delegeliği için üyelik yeterli şarttı. Önümüzdeki günlerde Brisa’da delege seçimi yenilenecek, muhaliflerin kazanmasına yine kesin gözüyle bakılıyor.
(Kocaeli/EVRENSEL)
Meltem Akyol - Arif Koşar