21 Eylül 2009 00:00

SÖZ OLA TORBA DOLA


Yıllardır o köşede, bu köşede yazıp duruyorum bir şeyler. O köşe, bu köşe dediğime bakıp da çok köşeli bir yazan olduğum sanılmasın. Üç beş köşem olmuşsa şimdiye dek, bunlardan ikisi Evrensel’dedir zaten. Biri yıllar önce olmuş, gazete kapatılınca da son bulmuştu. Biri de yazmakta olduğum bu köşe.
Bu köşede yazdıklarımın içine; daha çok da sonuna en az bir tane Hayyam dörtlüğü konduruyorum yerim elverdiğinde. Her sözü ben söylüyorum da son sözü o söylesin istiyorum. Adam çok iyi söylemiş çünkü. Dört dize de okuyanın yüzüne yüzüne indiriyor bu dünyanın unutulan gerçeğini. Kuşkusuz başka ozanlar da var ama onunkinin tadı bir başka. Hem de bambaşka.
Daha önce de yazmıştım sanıyorum. Ankara da salt şarap satan bir yer bulmuştum. Dükkan mı denir, mağaza mı denir, şarapevi mi denir ne denirse… Kalecik bağlarına ve şarap fabrikasına gezi düzenliyordu. Kızılırmak yakınına hem de. İşte bu gezi nedeniyle bulmuştum orayı. Şaşırıp kalmıştım içeri girip bir göz attığımda. Dört duvar şarap şişeleriyle donatılmıştı. Yerden tavana dek. Çeşit, çeşit. Her beğeniye, her keseye ve de her bedene uygun. Şaşkınlığım şarapların çokluğunun, çeşitliliğinin ötesinde orada olması gereken bir şeyin olmamasından kaynaklanıyordu. Büyük, çok büyük bir eksiklik vardı anlayacağınız. Şarap çoktu da, Hayyam yoktu orada. Her sergenin altında değilse de, her bölüme bir Hayyam dörtlüğü ne güzel de yakışırdı oysa. Güzel bir yazıyla, güzel bir çerçeve içinde. Bir tablo gibi. Bedri Rahmi resmi ya da Ara Güler fotoğrafı gibi. Görenler sarhoş olmaz mıydı daha içmeden? Şarapla kol kola girmez miydi daha alıp gitmeden?
Tutamadım kendimi soktum burnumu adamların işine. Madem şarapla ilişkimiz vardı, onların tecimsel benim tatsal olarak da olsa, bir katkım olsun istedim. Hayyam’ın eksikliğini ballandıra ballandıra dillendirdim. Düşüncemi doğru bulması sevindirdi beni. Demek biliyormuş Hayyam’ı. Ya bir de bilmeseydi. Ama yine de her şeyde bir kusur bulan o karşıt yanımın ortaya çıkmasına engel olamadım. O kendini gösterince de kızmam geldi, Hayyam’ı bilip de böyle bir şıklık yapmadıkları için. Kızmakla kalmadım, düşündüğümü yapmalarını sağlamak için de dörtlüklerden bir seçki yapıp gönderdim. Sonrasını bilmiyorum ne oldu, ne bitti.
Ağustos ayı içinde, bu konuya ilişkin yeni bir şaşkınlık yaşadım. Şarap satılan yerlerde Hayyam adının anılmadığı, trafik kazalarına önlem olması için kimi illerde içki satışının yasaklandığı ülkemde bir şarap şenliği yapılıyormuş. Hem de Ömer Hayyam adıyla birlikte. Denizli’nin Bekilli ilçesinde. Hem de dokuz yıldır. Şu güzelliğe bakar mısınız?
Tuncer Mankır’ın Birgün’deki yazısından öğrendim bunu da. Savsöz olabilecek nitelikteki “Anadolu’da şiiri şaraba banmak…” başlığını koyduğu yazısında “ÖTV, KDV ve ne kadar v varsa salarlar aşıkların mahzenine ama depolarımızda kaynayan şıra inadına aşk olur, gel ki sonunda festival olur Bekilli meydanlarında…” diyordu Mankır. Denizli’ye bağlı Bekilli ilçesinde yapılan şarap şenliği şarap, şiir ve hem şarap hem şiir, yani Ömer Hayyam üzerine kurulmuş. Dokuz yıldır da yapılıyormuş. Öylesine yerleşmiş ki, “Bekilli ve Ömer Hayyam ortak anılır” olmuş. “Şiiri şaraba bananların uğrak yeri” olmuş Bekilli şenliği.
Bu yıl 14-16 Ağustos günleri arasındaydı şenlik. Umarım, oldukça şenlikli olarak yapılmıştır. Şaraplar, bandırılan şiirler eşliğinde içilmiş ve tüketilmiştir. Böyle bir şenlikte şiiri de şarabı da, hele de Hayyam’ı seven kim bulunmak istemez. Önümüzdeki yıllarda daha erken ve daha geniş bir duyuru yapılmasını isterim doğrusu. Ardından da olsa bu şenliğe katkı vermek “şiiri şaraba banmak” için “Şarap, sen benim günüm güneşimsin” diyen Hayyam’a sığınayım yine. Çok söyledim, son söz onun olsun her zamanki gibi.

Zahide hurilerle dolu cennet hoş gelir,
Oysa bana üzümün suyu daha hoş gelir
Onun cenneti veresiye, benimki peşin
Ne var ki uzaktan davulun sesi hoş gelir
*
Şarap beden gücüdür, can gücüdür bana,
Çözülmedik ne sırları çözdürür bana,
İstemem dünyayı, ahireti şarap varken,
Bir damlası iki dünyadan yeğdir bana.

Hadi bakalım Bekilliler nice şenliklere. Şenliğiniz şen olsun.
ÜSTÜN YILDIRIM

Evrensel'i Takip Et