23 Eylül 2009 00:00

Üreticiler tüccarın pençesinde

Hükümetin uygulamaları çiftçileri özellikle de onların büyük kısmını oluşturan küçük üreticileri olumsuz etkiliyor. Büyük üreticiler ve tüccarlar ise kârlarını artırıyor.

Paylaş

Hükümetin uygulamaları çiftçileri özellikle de onların büyük kısmını oluşturan küçük üreticileri olumsuz etkiliyor. Büyük üreticiler ve tüccarlar ise kârlarını artırıyor. Bu uygulamalardan nasibini alanlar arasında pirinç üreticileri de var.
Bafralı çeltik üreticileri, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından açıklanacak fiyatın 1.4 TL’nin altında olması halinde ekonomik olarak bitme noktasına geleceklerini açıkladılar. Üreticiler bu durumun pirinçte dışa bağımlı hale gelme anlamına geleceğini de dile getirdiler.
Bafra’nın Karpuzlu köyünde çeltik üreticisi olan Yusuf Şener, son 4 yılda maliyetlerin arttığına dikkatleri çekerek, TMO tarafından açıklanan rakamlar, verilen desteklerde herhangi bir değişiklik olmadığını belirtti. Açıklanacak rakamın 1.4 liranın üstünde olması gerektiğini dile getiren Şener, aksi durumda gübre, mazot ve işçilik ile ilgili borçlarını ödeme noktasında ciddi sıkıntıya düşeceklerini ifade etti.
Bafra Ziraat Odası Başkanı Sait Karagöl ise son yıllarda umduğunu bulamayan çeltik üreticileri ve tarımsal üreticilerin beklentilerinin karşılanmamasının büyük hayal kırıklığı yaşattığını kaydetti.
MASRAF ARTIYOR FİYAT YERİNDE
Karagöl, gübre, tohum, zirai ilaç, mazot, elektrik gibi girdi fiyatlarındaki aşırı fiyat artışlarına karşılık, ürün fiyatlarının yerinde saydığını ve tarım için eylem planı hazırlanması gerektiğini vurguladı.
Bafra Tahıl Üreticileri Birliği Başkanı İsmail Ak da gerek pirinç ithalatının, gerekse verilen düşük fiyatların her anlamda Türkiye’yi dışa bağımlı hale getireceğini, çiftçi nüfusunun önemli oranda azalmasına sebep olacağına dikkat çekti. Ak, hükümetin oluşacak bu kara tabloyu iyi analiz etmesi gerektiğinin altını çizerek, “Son birkaç yıl içinde dünya standartları üzerinde verim artışı yakalayan 20 bin çeltik üreticisinin ülke ihtiyacının tamamını karşılamaya talip bir potansiyeli var. Pirinç ithalatı hiç de akıllıca bir iş değil. Bu tablonun, elbette siyasi ve iktisadi olumsuz etkileri, ne üreticimize ne tüketicimize, ne de ülkemize fayda getirecektir” dedi.
Siyasi iktidarların çeltik üretiminde tarım politikalarını belirlemeleri için üretici birlikleri, TMO ve değirmencilerin bir araya gelerek, geleceğe yönelik arz ve talebin dengesini oluşturacak bir sistem oluşturmaları gerektiğine işaret eden Ak, “Piyasa istikrarının sağlanması yolunda üretilen ürünün bir anda değil, talebin istediği ölçüde peyderpey piyasaya sürülebilmesi için üretici birliklerinin ve TMO’nun desteklenmesi gerekmektedir. Çeltik ürününün yerli üretimle karşılanması hususunda gerekli şartlar oluşturulmalıdır” diye konuştu.
‘AÇIKLANACAK RAKAMLAR ÖNEMLİ’
Koşuköyü’nde çeltik üreticisi olan Cemalettin Demir ise Bafralı üreticilerin karpuz noktasında zarar ettiklerini, ürünlerinin tarlada kaldığını hatırlatarak, TMO’nun açıklayacağı rakamın önemli olduğunu dile getirdi.
Gerek pirinç ithali, gerekse düşük rakamların üreticilerin ekonomik olarak bitmesi anlamına geldiğini belirten Demir, “Bu duruma en kısa sürede çözüm bulunmalı. Çiftçinin bitmesi, bizden alacağı olan esnafın da işini zorlaştıracaktır” ifadesini kullandı. (EKONOMİ SERVİSİ)


Üreticiler örgütlenmeli
Çeltik üreticilerinin sıkıntılarını değerlendiren Ziraat Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, sorunun tarımda uygulanan politikalardan kaynaklı genel bir sorun olduğunu belirtti.
ADB’de üretilen pirincin pazar arayışından kaynaklı Türkiye’de ithal pirinç kullanıldığını bildiren Atalık, bu sebeple Türkiye’de pirinç üreticilerinin sıkıntı yaşadığını kaydetti. Üreticinin pirinci çok düşük fiyattan satmak zorunda kaldığını söyleyen Atalık, bir başka sorunun ise Türkiye’de üretimin azaltılmak istenmesi olduğunu dile getirdi. Hükümetin “Çiftçi azalırsa, Türkiye gelişmiş ve sanayisi güçlenmiş bir ülke olacak” mantığıyla hareket ettiğini söyleyen Atalık, üreticilerin sorunlarının örgütlenmekten geçtiğini söyledi. Üretici kooperatiflerinin bu noktada büyük öneme sahip olduğunu vurgulayan Atalık, “Maalesef son dönemde üretici birlikleri AKP Hükümeti tarafından karalanmaktadır. Üreticiler bu sebeple örgütlülükten uzaklaşıyor ve tüccarların eline düşüyor” dedi.
Fındık üreticileri için de konuşan Atalık, son dönemde artan fındık alım fiyatlarının büyük fındık tüccarlarına ve arazi sahiplerinin işine yaradığını bildirdi.
Ezilenin küçük üretici olduğunu söyleyen Atalık, “Küçük üreticinin bekleyebilecek gücü yok. Ürettiğini bir an önce elden çıkarmaya çalışıyor” dedi. ABD ve AB’de bile tarımda serbest piyasanın uygulanmadığını söyleyen Atalık, Türkiye’de de ürün fiyatını üretici birliklerinin belirlemesi gerektiğini söyledi. Üreticilerin tüccarların eline düştüğünü bildiren Atalık, çözümün de yine kooperatif örgütlenmesiyle geleceğini açıkladı. FİSKOBİRLİK gibi üretici kuruluşlarının son dönemde özerkliğini kaybettiğini ve hükümete bağlı kurumlar haline dönüştüğüne açıklık getiren Atalık, çiftçilere yapılan yardımların da bu birlikler üzerinden yapılması gerektiğini söyledi. Atalık, hükümet kurumları üzerinden yapılan yardımların farklı bir politik kaygı olduğuna dikkat çekti.


TÜCCARIN YÜZÜ GÜLÜYOR
Pazara ilk indiğinde 3.5 liradan satılan fındığın fiyatı, büyük fındık üreticilerinin ürününü bekletmesiyle 4.7 liraya ulaştı.
Giresun Ziraat Odası Başkanı Özer Akbaşlı, eylül ayının piyasalarda fındık fiyatlarının oluşmasında çok önemli bir ay olduğunu belirterek, "Çünkü fındığın her yıl ortalama 150 bin tonluk bölümü bu ayda pazara iniyor. Bu nedenle fındık bu ayda oluşan fiyat üzerinden sezon sonuna kadar piyasada işlem görüyor." dedi.
Hükümetin fındık fiyatının serbest piyasa koşullarında oluşacağı yönünde karar alması üzerine ziraat odaları olarak üreticiye fındığını pazara az miktarda indirmeleri konusunda sürekli uyarıda bulunduklarını anlatan Akbaşlı, "Üreticiye, Türkiye'nin, 2009 yılı tahmini fındık rekoltesinin 400 bin ton dolayında olduğu söyledik ve bu miktardaki fındığın da piyasalar için yeterli olmadığını vurguladık. Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) deposundaki fındığı, 2009 ürünü fındık satılana kadar piyasaya sürmeyeceğini ifade ettik. Gelinen bu süreçte 15 Ağustos'ta pazara ilk indiğinde 3.5 liradan işlem gören fındık bugün 4.7 liraya kadar yükseldi" dedi.
Fındık Üreticilerinden Adem Turan da 1.5 ton fındığı olduğunu ifade ederek, "Sıkıntıya düşmediğim takdirde fındığı satmayacağım. Fındığın fiyatı konusunda Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği'nin (FİSKOBİRLİK) duruşu çok önemli. İnşallah piyasaya girer ve fiyatın yükselmesine katkı sağlar" şeklinde konuştu. GİRESUN


ŞEKERDE YÜKSEK YOĞUNLUKLU İTHALAT DÖNEMİ
Türkiye, şeker üretiminde kendi kendine yeterli olmasına ve zaman zaman stok sorunu yaşanmasına karşın, şekerli mamul üretiminde kullanılan yüksek yoğunluklu tatlandırıcıların (YYT) ithalatı artıyor.
Şeker Kurulu, bu yılın ilk 8 ayında, 172 bin 42 ton şekere eşdeğer YYT ithalatı için uygunluk belgesi verdi.
Ocak’ta 4 bin 176 ton şekere eş değer YYT ithalatı için uygunluk belgesi düzenlenirken, Haziran’da bu miktarın 77 bin 409 tona çıkması dikkat çekti.
YYT kullanımı, şeker tüketimini düşürdüğü için, Türkiye’de üretilen şekerin iç pazarı daralmış oluyor.
Şekerde iç pazarın daralması, özelleştirme çalışmaları süren şeker fabrikaları açısından olumsuzluk olarak değerlendiriliyor.
(ANKARA)
ÖNCEKİ HABER

İşsizler köylerine geri dönüyor

SONRAKİ HABER

Araçların yüzde 30’u ilk muayeneden geçemedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...