25 Eylül 2009 00:00

DURUM

Son günlerde öne çıkan bir tartışma var. Bu tartışma, “Kürt Açılımı” diye başlayıp “Demokratik Açılım”a doğru dönen, ama merkezinde Kürt sorununun bulunduğu tartışma ve buna bağlı olarak gündeme gelen alfabe sorunu.

Paylaş

Son günlerde öne çıkan bir tartışma var. Bu tartışma, “Kürt Açılımı” diye başlayıp “Demokratik Açılım”a doğru dönen, ama merkezinde Kürt sorununun bulunduğu tartışma ve buna bağlı olarak gündeme gelen alfabe sorunu. Türkçe alfabeye xq ve w harfleri dahil edilmeli mi, edilmemeli mi? Büyük basının demokrat ve liberal eğilimli bazı yazarları bunun olabileceğini savunurken, ulusalcılığı Kürtlere düşmanlıkla sınırlı olan bazı yazarlar ise buna kesinlikle karşılar.
Hürriyet’ten Yalçın Bayer, Prof. Ozan Ozankaya’nın “Abecemiz, ulusal birliğimizin temellerinden biridir” başlıklı yazısından aktarmalar yapıyor ve Ozankaya’nın “Abecemizde eksik harf bulunmamaktadır” diye özetlenebilecek görüşlerini aktarıyor. Sonradan yasayla kabul edilen ve içerisinde xqw harflerinde yer aldığı -ama bu harfler çıkarılarak- “Latin alfabesinin”, “ulusal birliğin temellerinden biri” olmasını anlamak zor olsa da, Ozankaya’nın xq ve w harflerine “gerek yoktur” yönündeki iddialarının üzerinde durmak gerekiyor.
Ama öncelikle vurgulamak gerekir ki, dilbilimi ile uğraşanlar açısından bu tartışma yeni değildir. “Harf Devrimi”nin aceleye getirildiği, Türkçede yer alan bazı seslerin yeni alfabede bulunmadığını tespit eden ve söyleyen epeyce dil bilimcisi vardır ve bu tartışma oldukça eskilere gitmesine rağmen sadece akademik düzeyde bir tartışma olarak yürütülmüştür. Ozankaya örneğin, kef ve kaf seslerini karşılamak üzere alfabeye konan K harfinin yeterli olduğunu, bu harfin kendisinden sonra gelen sesin kalın ya da ince oluşuna göre okunduğunu söylemektedir. Peki bu harf yalnız olarak görüldüğünde nasıl seslendirilecektir? Alfabenin buna yanıtı kalın K’dır, yani KA. KE ise kayıptır! Bu sesi karşılayan q harfidir.
X harfi içinde benzer bir durum söz konusudur. Bu ses Türkçede genizden gelen h karşılığıdır. Örneğin saklamak kelimesi eğer doğru bir Türkçe kullanımı ile yazılacaksa saxlamaq olarak yazılmalıdır vb!.. Halk dilinde söylenişi de aslında böyledir. Azerbaycan Türkçesi, Anadolu Türkçesi gibi Türkçenin Oğuz grubuna aittir ve Azerbaycan Latin alfabesine geçerken x ve q harflerini alfabesine dahil etmiş, toplam 32 harf kullanmıştır. Türkçe alfabe ise bilindiği gibi 29 harftir!
Burada istisna olan w’dir. Türkçede w sesi, dolayısıyla w harfi bulunmamaktadır. Ancak v’den sonra gelen ünlü ile bu sesin eksikliği hissedilmemektedir. Ama vurgulamak gerekir ki Türkçe alfabede olması gereken harf sayısı 32’den de fazladır. A ve E harflerinin karşıladığı sesler oldukça farklıdır ve örneğin hâlâ kelimesi ile şapkalı a ile yazılması gereken ve akrabayı belirleyen hâlâ farklıdır. Keza vücudun organı olan el ile yabancı anlamına gelen el yine farklı vurguları içerir vb...
Buradan bir sonuca varmak gerekirse o da şudur: Türkçe alfabeye xq ve w’nin alınması “ulusal birliği” zedelemez. J sesinin de Türkçe bulunmamaktadır, ancak alfabede bulunmaktadır! Bu harfler Türkçe alfabeye alınsa da alınmasa da Kürtçe alfabede bu harfler vardır. Yani Kürtler kendi dillerini öğrenirken bu harfleri zaten kullanmaktadırlar.
Bu harflerin Türkçe alfabeye alınması ise hem Türkçenin doğru yazılması, hem de Kürt vatandaşlara saygının gereği zorunludur. Modern bir devlet gibi davranıp, açıkça ve samimice bu harfleri Kürt vatandaşlarımıza saygının gereği Türkçe alfabeye koyuyoruz demek de, bu ülkenin, bu halkların yararınadır. Böylece bırakalım ötesini, en azından hem halklar arasındaki yakınlığın artmasına katkıda bulunulacak, hem de bir yığın teknik zorluk ortadan kalkacaktır.
Ahmet Yaşaroğlu
ÖNCEKİ HABER

Kol kıran polise takipsizlik!

SONRAKİ HABER

2. Ergenekon’da 8. duruşma

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...