26 Eylül 2009 00:00
Almanya yarın sandık başında
Avrupanın en büyük ülkesi Almanya, yarın sandık başına gidiyor. Yaklaşık 62 milyon seçmenin oy kullanacağı seçimlerde 16 eyaletten 600ün üzerinde milletvekilinin seçilmesi bekleniyor.
Avrupanın en büyük ülkesi Almanya, yarın sandık başına gidiyor. Yaklaşık 62 milyon seçmenin oy kullanacağı seçimlerde 16 eyaletten 600ün üzerinde milletvekilinin seçilmesi bekleniyor.
Seçimlerden önce yapılan değerlendirmelerin çoğunda, yarın yapılacak genel seçim, bugüne kadarki en sıkıcı, heyecansız seçim olarak nitelendirildi. Son haftada bile gazete ve televizyonlarda seçim konularından çok başka konular öne çıktı. Başbakan Angela Merkel ile SPDnin başbakan adayı Frank Walter Steinmeier arasında 13 Eylülde televizyon ekranlarında yapılan düello da seçim havasını değiştirmedi. Dört yıldır aynı politikaları birlikte hayata geçiren her iki ortak ekranda düello yerine düet yapmıştı.
2005te yapılan erken genel seçimlerden sonra ülkenin iki büyük partisi olan Hristiyan Demokratlar (CDU/CSU) ile Sosyal Demokratların (SPD) Angela Merkel öncülüğünde büyük koalisyonu kurması da, seçmenler arasında partilere olan ilginin azalmasına vesile olduğu belirtiliyor.
KRİZ ORTAMINDA SEÇİM
Ekonomik krizin derinleştiği bu yıl, Almanyada süper seçim yılı olarak ilan edilmişti. Avrupa Parlamentosu ve genel seçimler de dahil olmak üzere ülkede, toplam 15 ayrı seçim yapıldı. Yarın ayrıca, genel seçimlerin yanı sıra Brandenburg ve Mecklenburg-Vorpommern eyaletlerinde de parlamento seçimleri yapılıyor.
Bir yıl içinde bu kadar seçimin olduğu bu yıl içinde partilerin artan işsizlik, yoksulluk, kısa çalışma gibi konularda ne vaat ettiği, ne söylediği önem kazanıyor.
Asıl olarak da bu konuda partilerin söylediklerinin halen kararsız görünen yüzde 30dan fazla seçmenin son anda kararını etkileyebileceği yönünde.
Hristiyan Demokratlar ve Hür Demokrat Parti (FDP), işsizliğin düşürülmesi için işverenlerden alınan vergilerin düşürülmesini, ücret yan giderlerinin azaltılmasını vaat ediyor.
SPD ise 10 yıl içinde ülkede 4 milyon yeni işyeri açacağını ve böylece işsizliği yeneceğini vaat etti. Ayrıca, bugüne kadar yanaşmadığı yasal asgari ücret talebini de savunmaya başladı.
Hükümet partileri CDU/CSU ve SPD ayrıca, kapatılma tehdidi ile karşı karşıya olan Opelin son anda Magna tekeline satılmasını da kendi hanelerine yazarak, kriz karşısında nasıl da işçilerin işyerlerinin korunması için çalıştıklarını propaganda ediyorlar.
Birlik 90/Yeşiller Partisi ise atom santrallerinin kapatılması ile yeni teknolojik alanlarda daha fazla işyeri açılabileceğini vaat ediyor.
ZENGİNLİK HERKESE!
Sosyal kısıtlamalara, yoksulluğa ve savaşa karşı söylemiyle dikkat çeken Sol Parti ise Afganistandaki Alman askerlerinin geri çekilmesini, Hartz VI yardımının kaldırılmasını, emeklilik yaşının 67ye çıkarılmamasını ve zenginlerden daha fazla vergi alınmasını talep ediyor. Ülkede zenginler ile yoksullar arasındaki uçurumun izlenen politikalar nedeniyle yıldan yıla derinleştiğini, ancak Almanya gibi bir ülkedeki zenginlikten herkesin yararlanması gerektiğini ifade eden Sol Parti ayrıca, Zenginlik Herkese! sloganını öne çıkarıyor.
SON ANKETLERE GÖRE DURUM
Seçim öncesinde yapılan son anketlerde, Başbakan Angela Merkelin başını çektiği CDU/CSUnin oyu yüzde 35-36 arasında tahmin edildi. En yakın rakibi SPDnin oyları ise anketlerde yüzde 24-26 arasında tahmin ediliyor. Araştırmacılar, liberal FDPnin yüzde 13-14, Yeşillerin yüzde 10-11, Sol Partinin yüzde 10-12 arasında oy alacağını tahmin ediyor.
Son anketlere göre seçimlerde Başbakan Angela Merkelin de istediği CDU/CSU-FDP koalisyonu çok az bir farkla kurulabilir ya da kurulmayabilir. İlk kez Kontenjan Milletvekillerinin hükümetin kurulmasında belirleyici rol oynayabileceğine de işaret ediliyor. Siyasi gözlemciler, kontenjan milletvekilliğinin bu kez daha çok DU/CSUya yarayacağına işaret ediyor.
Bu koalisyon modelinin kurulması için yeterli çoğunluk sağlanmadığı takdirde, en büyük olasılık şu anki hükümetin bir dört yıl daha görevde kalabileceği yönünde. Her iki ihtimal durumunda da Merkel, dört yıl daha başbakanlık koltuğunda oturmaya devam edecek.
Seçimlere katılım oranının bu kez daha düşük olacağı tahmin ediliyor.
DAĞDELENİN YENİDEN SEÇİLME ŞANSI YÜKSEK
Pazar günkü seçimlerde değişik partilerden toplam 31 Türkiye kökenli, federal milletvekilliğine aday. Bunlar arasında dört yıl önce Sol Partiden meclise seçilen DİDF Üyesi Sevim Dağdelenin yeniden seçilmesi ihtimali oldukça yüksek. Kuzey Ren Vestfalya eyaletinden 7. sırada aday olan Dağdelen, aynı zamanda Sol Parti Meclis Grubu Göç ve Uyum Politikası Sözcüsü. Sol Partiden toplam 10 Türkiye kökenli milletvekilliğine aday bulunuyor.
İki dönemdir SPDden Federal Parlamentoya seçilen Lale Akgünün de yeniden seçilme şansı yüksek. Kölnden doğrudan aday olan Akgün, aynı zamanda eyalet listesinin 29. sırada yer alıyor. SPDden ayrıca, Hamburgda 2. sıradan gösterilen Aydan Özoğuz da meclise girme yansı yüksek olan siyasetçiler arasında.
Yeşiller Partisinin eş başkanı Cem Özdemir ise Stuttgarttan doğrudan aday. Partisi tarafından eyalet listesinden aday gösterilmeyen Özdemirin doğrudan milletvekili seçilmesi durumunda sürpriz olacak. Aynı partiden Özcan Mutlu ise Berlinde 4. sıra adayı. Federal Seçim Dairesi tarafından verilen bilgiye göre genel seçimlerde Almanyada yaşayan yaklaşık 15 milyon göçmen kökenliden 5.6 milyonu oy kullanma hakkına sahip ve bunların 327 bini Türkiye kökenli Alman vatandaşı.
(Köln/EVRENSEL)
Yücel Özdemir