26 Eylül 2009 00:00
Koşullar daha da kötüleşti
AKP Hükümeti tarafından Sosyal Güvenlik Reformu olarak sunulan ve sağlık, sigorta, emeklilik gibi alanlarda gerçekleştirilen değişikliklerin yürürlüğe girmesinin ardından bir yıl geçti.
AKP Hükümeti tarafından Sosyal Güvenlik Reformu olarak sunulan ve sağlık, sigorta, emeklilik gibi alanlarda gerçekleştirilen değişikliklerin yürürlüğe girmesinin ardından bir yıl geçti. Bu bir yılda neler değişti? Halkın hayatını kolaylaştıran düzenlemeler var mı? Yoksa yaşam daha mı zorlaştı?
Bu soruların yanıtlarını Türk-İş hazırladığı rapor ile kamuoyuna duyurdu.
Türk-İş, 1 Ekim 2008de yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Reformunun bir yılını değerlendirdiği raporda, bir yıllık uygulamanın, sosyal güvenlik sisteminde finansman, kapsam, hak ve yükümlülüklerde birliktelik ve kurumsal yapı konularındaki sorunları çözüme kavuşturmadığını; aksine, sigortalıların yeni sorunlar yaşamasına neden olduğunu bildirdi. Raporda bir yıllık uygulama sonuçlarının çok olumsuz bir tabloyu ortaya koyduğu belirtildi.
Küresel krizin etkisinin yoğun yaşandığı 2008de sistemin 1.90 olan aktif/pasif dengesinin, 2009da 1.82ye kadar düştüğü ifade edilen raporda, 2008in Ocak-Temmuz döneminde 15 milyar 937 milyon lira olan finansman açığının, 2009un aynı döneminde 16 milyar 766 milyon liraya yükseldiğine dikkat çekildi.
Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun 20 Mayıs 2006da yürürlüğe girmesiyle üç sosyal güvenlik kurumunun tek çatı altında toplandığı anımsatılan raporda, buna karşın özerk yönetim yapısı oluşturulmadığı için kurumsal yapı sorunlarının devam ettiği kaydedildi.
Raporda, SGKnın kurulduğu 2006dan bugüne kadar aynı siyasi parti iktidarda olmasına karşın son 2.5 yıl içinde 5 kez kurum başkanı değiştirilmiştir. Çok sayıda üst yöneticinin de sıklıkla değiştirildiği göz önüne alınırsa, kurumun yapısal sorunlarının çözüme kavuşturulduğunu, kaynaklarının en uygun şekilde kullanıldığını söylemek zordur denildi.
TEDAVİDE KALİTEYE ULAŞILAMADI
Genel Sağlık Sigortasının ülkede yaşayan herkesi kapsaması ve sigortalının sağlık hizmetine ulaşmasını kolaylaştırmasının olumlu değerlendirildiği raporda, ancak bir yıllık uygulamada kurumun sağlık giderlerinin önemli ölçüde artmasına karşın, tedavi hizmetlerinde amaçlanan hizmet kalitesine ulaşılamadığı kaydedildi.
Yıl sonunda kurumun sağlık giderinin 35 milyar lirayı aşacağının tahmin edildiği vurgulanan raporda, 2009 bütçe rakamlarının çok üstünde gerçekleşecek sağlık giderlerini azaltmak için sigortalıların cepten ödemesi gereken paranın artacağı endişesi duyulduğu belirtildi.
Raporda, sigortalıların ödedikleri primlerin dışında cepten ödeme yaparak sağlık hizmetlerine ulaşmalarının, düşük gelir grubundaki çok sayıda kişinin yeteri kadar sağlık hizmetinden yararlanmasını engellediğine dikkat çekildi.
İŞÇİNİN PRİM YÜKÜ ARTTI
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun uygulanmasıyla işçilerin prim yüklerinin arttığı belirtilen raporda, kamuda çalışan işçilere 6772 sayılı Kanun gereği ödenen ikramiyelerden prim kesilmeye başlandığı anımsatıldı. Raporda, asıl ücretlerin dışında, ikramiye ve benzer niteliklerde ödemelerin yapıldığı aylarda, prime esas kazancı aşan ödemelerin, takip eden iki ayda prime tabi tutulmasının, uygulanması güçlükle yürütülen ve işçilere prim yükü getiren diğer bir düzenleme olduğu ifade edildi.
SİSTEM DAHA DA DURAKSAYACAK
Raporda şu ifadelere yer verildi: Sosyal güvenlik sisteminin sorunlarını çözeceği iddiası ile uygulanan düzenlemeler, sigortalı işçilerin yeni sorunlar yaşamasına neden olmuş, sistemin sorunlarının çözüleceğine ilişkin hiçbir işaret vermemiştir. Aksine, bir yıllık uygulamanın sonuçları, sistemin aktüeryal dengesinin daha da bozulacağına ve açıklarının daha da büyüyeceğine işaret etmektedir. Türk-İş, giderek büyüyen açıklarla sigortalıların haklarının daha da kısılacağından, çok daha vahimi giderek sistemin duraksayacağından endişe duymaktadır. Türk-İş, ülkemizin ekonomik ve sosyal şartlarına uyan, tüm taraflarla uzlaşılarak özerk yönetim yapısına sahip, sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi kurulabileceğine inanmakta ve bunu istemektedir.
İŞ KAZASI GEÇİREN AÇ KALIYOR
Türk-İşin hazırladığı raporda, 1 Ekim 2008den itibaren 18 yaşını dolduran okumayan, çalışmayan ve evlenmemiş kız çocuklarının sigortalının bakmakla yükümlü olduğu aile ferdi sayılmaması, işçilere verilen istirahat raporları, özel sektörde mevsimlik ve kısmi süreli çalışanların sigortalılıkları konularındaki uygulamaların da yeni sorunlara yol açtığı belirtildi.
Yeni uygulama ile iş kazaları ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü yüzde 25 veya daha yukarı oranda kaybedenlere bağlanan gelirlerde önceki sistemde uygulanan alt sınır uygulamasının kaldırıldığına işaret edilen raporda, 1 Ekim 2008den önce bu durumdakilere 485 liranın altında gelir bağlanmazken alt sınır uygulamasının kaldırılmasıyla bu miktarın 121 liraya kadar gerilediği dile getirildi. Raporda, Geçirdikleri iş kazası sonucu oluşan sakatlıkları nedeniyle işten çıkartılan ve yeni bir iş bulma şansı imkansız olan bu durumdaki sigortalı işçiler açlığa mahkum edilmiştir denildi.
HARCANAN PARA ARTTI YARARLANAN KESİM AZALDI
Raporda, kurumun finansman açığının aynı hızla büyüyeceği varsayılırsa yıl sonuna kadar açığın boyutunun 30 milyar liraya ulaşacağı kaydedildi.
Raporda, geçen yıl sisteme 35 milyar lira olarak gerçekleşen transfer tutarının, bu yılın temmuz ayına kadar 30 milyar 923 milyon liraya ulaştığı, yıl sonuna kadar yapılacak transfer tutarının 52 milyar lirayı aşacağının tahmin edildiği belirtildi.
Prim gelirlerinin emekli aylığı ve sağlık giderlerini karşılama oranının geçen yıl yüzde 64.6 düzeyinde olduğu hatırlatılan raporda, 2009 Temmuz ayı itibariyle bu oranın yüzde 54.5e gerilediği belirtildi. Raporda, şu görüşlere yer verildi: Giderek prim gelirlerinin söz konusu giderleri karşılama oranının daha da düşebileceğinden endişe duyulmaktadır. Bir yıllık uygulamanın kurum finansmanı açısından ortaya koyduğu bu tablo, kayıt dışı çalıştırmanın ve işsizliğin kabul edilir düzeyde çözüme kavuşturularak kurumun aktif-pasif dengesi sağlanmadıkça, finansman yapısının düzeltilmesinin mümkün olmayacağına ilişkin Türk-İşin görüşünü haklı çıkarmaktadır. Bir yıllık uygulama, sistemin finansman sorununun çözüme kavuşmadığı sonucunu ortaya koyduğu gibi kapsam sorununun da çözüme kavuşamadığı işaretini vermiştir. Sosyal güvenlik sistemimizin kapsamı dışında olan nüfus 2007de genel nüfusun yüzde 17si olarak hesaplanırken, 2008 ve 2009da bu oran yüzde 19a yükselmiştir. Raporda, sosyal güvenlik sisteminde reform olarak adlandırılan projenin dördüncü ayağı olan Sosyal Yardım ve Primsiz Ödemeler Kanununun bugüne kadar yasalaştırılmaması da eleştirildi.
EMEKLİLERE SEFALET DAYATILIYOR
Türk-İşin raporunda, yeniden yapılandırılan sistemin hak ve yükümlülüklerde de birliktelik sağlamadığı ifade edildi.
Geçen yıl 741 lira olan en düşük kamu görevlisi emekli aylığının, 2009da yıllık yüzde 9.3 artırılarak 810 liraya yükseltildiğine dikkat çekilen raporda, 2008de 576 lira olan en düşük işçi emeklisi aylığının yıllık yüzde 4.4 artırılarak 601 liraya, Bağ-Kur emekli aylığının ise yüzde 5.7 artırılarak 445 liradan 471 liraya yükseltildiği belirtildi.Raporda, Hiç kuşkusuz kamu görevlilerine verilen en düşük emekli aylığı da ülke şartlarına göre çok azdır. Ancak işçi ve kendi adına çalışan esnaf ve çiftçi emeklisine refahtan pay verilmemesi, onların yaşam koşullarının iyileştirilmemesi, sosyal devlet anlayışı ile örtüşmemektedir denildi. Raporda, benzer ayrıcalıkların emekli aylıklarının hesaplanmasında ve diğer bazı haklarda da devam ettiğine yer verildi.
(İstanbul/EVRENSEL)