30 Eylül 2009 00:00
YENİGÜN
AKPnin davul zurna çalarak dünya aleme ilan ettiği, sonra eğerek bükerek; adını değiştirip, içini, çevresini boşaltarak sürdürdüğü açılım, memlekete bir fayda sağlamadan kapanmış bulunuyor.
Şimdi, her yıl olduğu gibi teröristler sıkıştı, kış da bastırıyor, bir yere kımıldayamazlar, zaten örgüt de çözülmeye başladı edebiyatının koro halinde gündeme sokulacağı bir döneme girmiş bulunuyoruz.
Zira, önce Kürt Açılımı olarak açıklanan ama giderek ne olduğu, ne söylediği anlaşılmayan, her açıklama ve yeni toplantının bir öncekini tekzip ettiği açılım, başka bir bahara ertelenmiş bulunuyor.
AKPnin, süreci uzattıkça uzatmak isteyerek; seçimlere, önümüzdeki döneme yatırım peşinde olduğunu; Kürt halkını yedeklemek için son seçimlerde uğradığı hezimeti bertaraf edecek bir hesaba kilitlendiğini görüyoruz. Ancak bu konuda başarılı olduğunu söylemek pek mümkün değil.
Üç aşamalı bir çalışmaya, uzun süreli bir hazırlığa dayanacağının söylenmesine; kısa, orta ve uzun vadeli bir çalışmayla Kürt sorununun çözüleceği söylenmiş olmasına rağmen, geçen süre içinde bir arpa boyu yol alınmadığı görülmektedir.
Başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye halkları, sorunu sahiplenerek çözmek üzere; AKPyi ve tabii kan ve şiddetten beslenen parti ve diğer bilumum güçleri ve şiddette ısrar eden TSKyı karşısına alarak, Ya sorunu çözün ya da kendiniz çözülün demedikçe; emek ve demokrasi düşmanlarının üstüne yürümedikçe, sorun daha önce gündeme getirilen ancak unutturulan, beraber yaşamaya mahkum edildiğimiz birçok diğer açılım gibi hoş bir seda olacaktır.
Ancak bu sorunda karamsar olmamak için de birçok neden bulunmaktadır. Kürt halkının mücadelesi ve ısrarı, umutların diri kalmasında önemli bir etken.
En başta gelen ve sorunun çözümünde hayati derecede önemli olan, Kürt halkının tutumudur. Kürt halkı, eşit haklara dayalı birlikte yaşamı, öyle AKPye, Baykala, Bahçeliye, Başbuğa bırakacak; onlardan insaf ve medet umacak değil.
Kürt halkı, AKPnin açılım hesabını önemsemiş; Buyurun, açılın ve çözün demiştir. Ancak açığa düşmemiş, AKPnin katakullisine gelmemiş, beklenti içinde eriyip mum merhem olmamıştır!
AKPnin Kürt halkı için Ben adım atmak istedim ama önüme engeller çıkarıldı diyebileceği, inandırıcı bir gerekçe de bulunmamaktadır.
Kürt halkı, daha önce düşürüldüğü tuzaklardan çıkardığı derslerden öğrendiğini göstererek hareket etmesini bilmiş; atılacak adımlara destek ve güç vereceğini, operasyonların durması halinde çatışmaların da biteceğini, devam eden çatışmasızlık kararının, hepten süresiz olarak çatışmasızlığa dönüşebileceğini açıklamıştır.
Ancak gelinen yerde, ne kısa vadeli, ne orta vadeli, ne de uzun vadeli çözüm planı için bir emare, bir belirti ortaya çıkmıştır. Önce İçişleri Bakanı Beşir Atalayın, ardından da Başbakan Erdoğanın yaptığı açıklamalara bakılacak olursa, her şey yolunda giderse 2011de, öne alınırsa 2010da yapılacak seçimlere kadar bir adım atılmayacaktır.
Kürt halkı ve Türk halkı AKPyi takip etmeli, açılımı gözlemeli, seçimlerde AKPyi desteklemeli ve huzura kavuşmalıdır!
Sivil ya da demokratik Anayasa da AKPnin izni ve inayetiyle ancak seçimlerden sonra yapılacaktır.
AKP kendisini bulunmaz Hint kumaşı sanıyor!
Ya da kendisini uyanık, halkı keriz!..
ENDER İMREK
Evrensel'i Takip Et