2 Ekim 2009 00:00
Mahkeme JİTEMi Genelkurmaya sordu
Diyarbakır, Mardin ve Batmanda, birden fazla adam öldürme, kundaklama ve bombalama eylemleri gerçekleştiren JİTEMcilerin yargılandığı davanın duruşmasında mahkeme heyeti, JİTEMin olup olmadığına ilişkin Jandarma Genel Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığından bilgi istedi.
Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi ile 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin verdiği iki ayrı görevsizlik kararı nedeniyle Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilen dava dosyası, Uyuşmazlık Mahkemesinin kararı üzerine Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesine iade edilmişti. Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın duruşmasına, tutuksuz yargılanan sanıklar katılmazken, mağdurların Avukatı Tahir Elçi ve sanık avukatları hazır bulundu.
DOĞANIN İFADESİ DOSYAYA KONULDU
Duruşmada ilk önce İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinden talep edilen ve gönderilen JİTEM Kurucusu Arif Doğanın ifadesi okunup dosyaya konuldu. Tanık Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcının talimatla alınan ifadesi de okunup dosyaya konulurken, Av. Elçi, Arif Doğanın beyanlarında JİTEM adlı örgütü kurduklarını ve resmi bir kurum olduğunu ifade ettiğini söyledi. Elçi, Tanık Hanefi Avcı de JİTEM adını vererek, örgütle ilgili beyanlarda bulundu. Bu beyanlar göz önüne alınarak, Jandarma Genel Komutanlığına yazı yazılarak, komutanlık bünyesinde JİTEM isimli bir kuruluşun olup olmadığının sorulmasını talep ediyorum dedi.
Ayrıca adı geçen sanıklardan bazılarının asker olduklarını belirten Elçi, sanıklarla ilgili Genelkurmayın işlem başlatıp başlatılmadığının Diyarbakır 7 Kolordu Komutanlığına sorulmasını istedi. Mahkeme heyeti, tanık Eşkişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ve Arif Doğanın dosyaya gelen beyanlarını eklemek suretiyle Jandarma Genel Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığına yazı yazılarak kısa adıyla JİTEM olarak bilinen birimin olup olmadığını, varsa hangi tarihlerde kurulduğunu ve adı geçen kişilerin bu kuruluşa üye olup olmadıklarına ilişkin yazı yazılmasına karar verdi.
BODROLAR SORULACAK
JİTEM İtirafçısı Abdulkadir Ayganın (Aziz Turan) JİTEM isimli kuruluşta çalıştığı yönünde hakkında maaş bordrosu düzenlendiği için Maliye Bakanlığı ve Diyarbakır Defterdarlığına yazı yazılarak sorulmasını isteyen mahkeme heyeti, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılarak, Arif Doğanın evinde yapılan aramada hem Doğan ile hem de diğer sanıklar ve JİTEM ile ilgili belgelerin olup olmadığı bilgisinin kendilerine bildirilmesini istedi.
MÜEBBET HAPİS İSTENİYOR
İddianamede, çeşitli tarihlerde Diyarbakır, Mardin ve Batmanda adam öldürme, kundaklama, bombalama eylemlerini gerçekleştiren JİTEM Elemanları Adil Timurtaş, Ali Ozansoy, Hüseyin Tilki, Abdülkadir Aygan, Hayreddin Toka, Fethi Çetin, Faysal Şanlı, Mehmet Zahir Karadeniz, Lokman Gündüz, Recep Tirilin içinde yer aldığı 11 sanık hakkında TCKnın 313. maddesi uyarınca, Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve 450. maddesi uyarınca Birden fazla kişiyi öldürmek suçlarından 9u hakkında müebbet, 2si hakkında da 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
DAVANIN GEÇMİŞİ
JİTEMin yaptığı infaz ve kayıplarla ilgili 1999 yılında dönemin Şırnakın İdil İlçesi Başsavcısı İlhan Cihaner fezleke hazırlayarak, dönemin Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesine (DGM) gönderdi. Diyarbakır DGM, Jandarma Genel Komutanlığının bilgi vermemesi nedeniyle Veli Küçük, Arif Doğan, Cem Ersever gibi subaylar hakkında dava açamadı. Savcı, İlhan Cihaner, 1999 da görev yaptığı sırada, 16 Eylül 1989da kaçırılarak öldürülen köylüler Tahsin Sevim, Hasan Utanç ve Hasan Canerin davasını yeniden açtı. Fezlekede Cihaner, bugün Ergenekon sanığı olan Emekli Albay Arif Doğan o tarihte ölen Binbaşı Cem Ersever, Yüzbaşı Sinan Yaşar, Astsubay Başçavuş Şaban Bayram, İtirafçı İbrahim Babat ve Korucu Faysal Şanlının silahlı çete oluşturduğunu ve birden fazla kimseyi öldürdüğü bilgilerine yer verdi. Diyarbakır DGM, Genelkurmaydan bu kişilerin 1984ten bu yana hangi tarihler arasında nerede görevli olduklarının ve kimlik bilgilerinin gönderilmesi istedi. Ancak gelen yanıtta bu konuda Genelkurmayca gerekli incelemenin başlatıldığı belirtildi. DGMden gelen ikinci talep ise Bu nedenle aynı konuda tekrar talepte bulunulmasının sebebi anlaşılmamıştır denildi.
(DİYARBAKIR)
İDDİANAME YARGITAYA GÖNDERİLDİ
Murat Kuseyri
İsveç Savcılığı JİTEMCİ Abdülkadir Ayganın Türkiyeye gönderilmesini isteyen iddianameyi Yargıtaya gönderdi. İddianamede Türkiyenin Aygan ile ilgili iddiaları kanıtlayamadığı vurgulanmasına rağmen Türkiyeye iade edilmesinde İsveç yasaları ve Avrupa Sözleşmesi açısından bir engel bulunmadığı belirtildi.
Konu ile ilgili düşüncelerini sorduğumuz Abdulkadir Aygan, Ayganın Avukatı Gunnar Larsson ile Musa Anterin İsveçte yaşayan kızı Rahşan Anter İsveçin tutumuna tepki gösterdi.
İddianamede Diyarbakır Savcılığının 21 Ağustos 2008de İsveçe başvurarak Musa Anterin öldürülmesi ve Orhan Miroğlunun yaralanmasından sorumlu olduğunu gerekçesi ile Abdulkadir Ayganın ,(Aziz Turan) iadesi istendi. Eski Bir JİTEM Elemanının İtirafları adlı kitap ile Gazeteci Ersin Kalkanın Ayganla yaptığı röportajda Aygan Anter cinayetine karıştığını söylemişti. İddianamede kitabın ve röportajın ilgili bölümlerinin İsveçceye çevrildiği ancak Ayganın cinayete karıştığına ilişkin bir ifadeye rastlandığımı belirtildi. Bunun üzerine savcılığın Türkiyeden Aygan ile ilgili iddiaları kanıtlayacak yeni belgeler sunması istendi. Türkiyenin tekrar söz konusu kitap ile İsveçin Expressen gazetesinde Eşref Okumuşun Ayganla yaptığı röpörtajı kanıt olarak gösterdi. Gazeteci Okumuşun ifadesine başvurulduğu ancak, Ayganın cinayete karıştığına dair bir bulguya rastlanmadığı dile getirildi. İsveç savcılığı tarafından hazırlanan ve çelişkiler dolu iddianamede Ayganın Anter cinayetine karışmadığına dair kanıt bulunmadığını da öne sürdü. Anter cinayetinin amacının devleti yıkmaya yönelik bir eylem olmadığı için suçun önemli oranda politik bir suç sayılamayacağı iddia edilen iddianamede Ayganın Türkiyeye iadesine bir engel olmadığı da belirtildi. Ayrıca Türkiyeden Ayganın kötü muamele ve can güvenliği de İsveç savcılığı tarafından istendi. Abdulkadir Aygan, sekiz aydır belediye sınırları dışına çıkmasının yasaklanarak özgürlüğünün kısıtlandığını ve aleyhinde kanıt olmamasına rağmen İsveçin kendisini Türkiyeye göndermek istemesinin ilticacıların haklarını düzenleyen yasalar ve uluslararası sözleşmelerle çeliştiğini söyledi. Aygan kendisinin Anter cinayetini gerçekleştirenleri kamuoyuna açıkladığını ve hiçbir biçimde Anterin öldürülmesi ve Orhan Miroğlunun yaralanmasına karışmadığını öne sürdü. Miroğlunun ifadelerinin kendisini doğruladığını belirten Aygan yaşamının tehlikeye gireceğini bildiği için Türkiyeye gitmek istemediğini ancak her zaman İsveçte yargılanmaya hazır olduğunu söyledi.
TÜRKİYEYE GÖNDERİLMESİN
Ayganın Avukatı Gunnar Larsson ise Ayganın Türkiyeye iade edilmesinin İsveç yasaları ve Avrupa İnsan Hakları sözleşmesine aykırı olduğunu kaydetti. Önümüzdeki hafta Yargıtaya itiraz dilekçesini vereceğini belirten Larsson mahkemenin hukuk kuralları çerçevesinde hareket edeceğine inandığını belirtti. Anterin kızı Rahşan Anter de Ayganın Türkiyeye gönderilmesine karşı. Türkiyeye gönderilmesi halinde Ayganın öldürülebileceğini söyleyen Anter ilk kez kendilerinin bundan üç yıl önce Ayganın yargılanması için İsveç savcılığına başvurduklarını ancak bu güne kadar olumlu veya olumsuz bir alamadıklarını söyledi. Anter, Yargıtayda yapılacak duruşmalara müdahil olmak istediklernisöyledi.
(Stockholm\EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et