3 Ekim 2009 00:00

HAYAT YAZILARI


10-11 Ekim 2009 tarihinde Ankara’da yapılacak olan konferans, demokratik anayasa talebi olan güçler arasında işbirliği ve dayanışma arayışları için yeni bir platform olacak. Konferansın birinci gününde daha çok konunun teorik boyutu panellerle ele alınacak. İkinci gün ise siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının bu yöndeki iradeleri paylaşmalarına zemin oluşturulacak.
Şüphesiz bu güne kadar demokratik anayasa konulu onlarca etkinlik yapıldı. Yapılacak olan konferansın amacı ise bu yöndeki arayışlar ve çalışmalar arasında ortaklaşma imkanlarını yoklamak.
Herkesin kendi platformunda yürüttüğü demokratik anayasa çabaları şüphesiz çok değerlidir. Ancak bu gün zorunlu olan bu çalışmaların buluşturulmasıdır. Bu sadece güç birliği için değil, tutarlı ve kuşatıcı bir özgürlük talebi için de gereklidir. Herkesin demokrasiyi sadece kendisi için istediği bir durumdan çıkmak ve hepimiz için hak ve özgürlükleri eksen alan bir değişim projesi ortaya koymak zorundayız.
Değişim talebinin toplumsal dinamikler üzerinden şekillenebilmesi için örgütlü çevreler arası buluşma önemli bir adım olabilir. Değişimi sadece sermaye ile bürokrasinin iktidar mücadelesinin tartışma konusu olmaktan çıkarmak, toplumsal dinamiklerin göstereceği özveriye dayanmaktadır. Farklı siyasal eğilimlerin talepleri üzerinden bir öncelik sıralaması yapması ve bir araya gelme olgunluğu sergilemesi demokrasi mücadelesi açısından hafife alınmayacak bir olgunlaşma göstergesidir.
Bir araya gelmenin önündeki engelleri, riskleri, imkanları, avantajları bütün açıklığı ile masaya yatırmak ve buradan bir yol haritası ve irade çıkarmak Türkiye’de sahici bir toplumsal değişim dinamiği inşa etmenin olmazsa olmazıdır.
Tarafların biraya geldiklerinde neden birlikte olamayacaklarını konuşmaları elbette bir tercihtir ve sonuçlarına da herkes, hepimiz katlanırız. Nasıl bir arada olabiliriz üzerine konuşmak ise bir özgüven göstergesidir.
Demokratikleşme talebini seçim sıkışmışlığı içerisinde ele almanın toplumsal inandırıcılığı büyük oranda tükenmiştir. Bu talep ve çalışmaları zamana yaymak, toplumsal ilişkilere taşımak için son kavşağa giriyoruz. Yol ayrımını kaçırdıktan sonra şikayetçi olmanın, birbirimizi suçlamanın çok bir anlamı olmayacak.
Herkes önce üzerine düşeni sonuna kadar yapmak, sonra bu konuda karşısındakileri halka hesap vermeye çağırmak durumundadır. Aksi taktirde göstermelik bir demokrasi ve sözde anayasal değişikliklere hepimiz razı olacağız.
AYHAN BİLGEN

Evrensel'i Takip Et