04 Ekim 2009 00:00

Filmatik

Rambo'nun silahını getirebilir misin?- Rambo 1 mi, Rambo 2 mi, Rambo 3 mü?- Ben sadece Rambo 1'i gördüm."

Paylaş

SAVAŞ TANRISI RAMBO’NUN AĞABABASI
Rambo'nun silahını getirebilir misin?
- Rambo 1 mi, Rambo 2 mi, Rambo 3 mü?
- Ben sadece Rambo 1'i gördüm."
Sadece Rambo 1'i izlemiş birinin silah tüccarı ile diyaloğundan kısa bir alıntı. Bugünlerde Körfez Savaşı'nı "bir koyup iki alamadıkları" için, sadece CNN canlı yayınlarından izleyen zihniyet de aynı şeyi yapıyor. Bugünün diyaloğu şöyle:
- Bana Irak'ın işgalinde kullanılan füzelerden getirebilir misin?
- Birinci Körfez Savaşı mı, İkinci Körfez Savaşı mı?
-????
Birileri bizim adımıza pazarlık yapıyor; Patriot füzeleri için milyar dolarlar dökmeye hazırlanıyor. CNN'de izlemişler ya zamanında... Nicolas Cage'in başrolünde olduğu, Andrew Niccol'un yönettiği "Lord of War" (Savaş Tanrısı) tam da böyle bir hikaye anlatıyor.
"Dünyada 550 milyon ateşli silah bulunmaktadır. Bu da her 12 kişiden birinin silahlı olduğunu gösterir. Tek soru: Geri kalan 11 kişiyi nasıl silahlandırabiliriz?" diyen Ukraynalı bir silah tüccarını canlandırıyor Nicholas Cage. Bu "kutsal" amacında en büyük yardımcılarının kim olduğunu da filmden ayrıntılarıyla öğrenmek mümkün. "Spoiler" saymazsanız, filmin sonunda çıkan 5 ülke adıyla gerçek açığa çıkıyor: Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin...
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi... Ya da, belki de aynı anlama gelmek üzere, en çok silah satan ülkeler listesinin ilk beşi.
Bir karakter düşünün; Sovyetler Birliği'nin dağılma haberini izlediğinde "yeni ve ucuz silah kaynakları" bulma sevinciyle televizyonu öpsün. Lenin heykeli üzerinde kalaşnikofları ucuza kapatsın... Yönetmen de bu karakteri bize anlatırken, Rusya'da kutulanan bir keleş mermisinin Afrika'da bir çocuğun beynini nasıl dağıttığını, aşama aşama birkaç saniye içinde göstermeyi başarsın. İşte, böyle bir film "Savaş Tanrısı". Dünya silah piyasasının gerçek yüzünü, tüm ayrıntılarıyla deşifre ediyor, etkili diyaloglar ve çarpıcı sahnelerle izleyeni sarsıyor.
AF ÖRGÜTܒNÜN DESTEĞİ HOLLYWOOD’UN KÖSTEĞİ
Uluslararası Af Örgütü'nün desteğiyle ve Hollywood'un anlı şanlı şirketlerinin kösteğiyle çekilen bir Amerikan filmi. Para bulunamamış, salon bulunamamış, ama büyük bir inatla ve elbette oyuncuların da özverisiyle çekilebilmiş.
Tabii, bunca engelin ardından gişede de ne yazık güdük kalmış. Ama olsun, gişenin telafisi DVD’de... 2005 yapımı “Savaş Tanrısı” filmini kaçırmamak için bir neden daha...
Neyse, biz filme dönelim filmin başkarakteri ve anlatıcısı Yuri Orlov, "Otomobiller ve sigaralar da her gün insan öldürüyor, hiç olmazsa benim silahlarımın emniyeti var" diyor.
Nefret ile karışık duygular hissediyorsunuz bu adama karşı. Ama, bu lanet ticaret ne bu adamla başlamış, ne bu adamla bitiyor. "Savaş Tanrısı"nın göstermeye çalıştığı da bu. Gösterirken en sert şiddet sahnelerinden de, sarsan repliklerden de kaçınmıyor.
Bir Afrika ülkesinin dikkatörüne yaşları küçük çocuk askerler gösterilerek "İyi ama bunlar daha yetişkin değil" denildiğinde, "Kırk yaşında bir adamın attığı mermi ile, 14 yaşında bir çocuğun attı mermi aynı etkiyi yaratır" diyebiliyor.
3.000 KALAŞNİKOF NASIL BULUNDU?
Her şey bir tarafa, filme ilişkin bir anektod aslında tüm bu gerçeği gözler önüne sermeye yetiyor. Film çekimleri için gereken 3 bin adet kalaşnikof silah, nasıl bulunmuş dersiniz? Yapımcılar, oyuncak kalaşnikof aramış önce, ancak gerçeklerinden daha pahalı olduğundan, 3.000 gerçek keleş almak zorunda kalmışlar. İşte böyle bir dünyadır yaşadığımız... Yuri Orlov'ların bir yılda sattığını, bir günde satıyor koca koca devletler.
KEŞKE BİZİM DE GERÇEK PATRİOT’LARIMIZ OLSA...
Bizim devletimizin nesi eksik?
Kriz de olsa, açlıktan ölsek de o "patriot"ları almaya niyetli... Niye mi? "Savaş Tanrı"ları öyle istiyor çünkü. Rambo'ların ağababaları, ölsek de kazanıyor, öldürsek de... Gerisi laf-ı güzaf..
Ve elbette, bu kararı verenlerin "patriot"un sözcük anlamından bihaber olmalarından. İngilizce "yurtsever" anlamına gelen "patriot"ların bir yurdu sevdiği muhakkak, ama oranın bizim yurdumuz olmadığı da...
Keşke, biraz daha fazla "patriot"umuz olsaydı da, bunları hiç yaşamasaydık!..
Mustafa Kara
ÖNCEKİ HABER

Futbol taraftarını sömürme savaşı: Bilet fiyatları!

SONRAKİ HABER

Patlamamış mısır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...