05 Ekim 2009 00:00
TZD: Program revize edilmelidir
Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin, hükümetin krize karşı açıkladığı Orta Vadeli Programın (OVP), tarımsal hedefler açısından yenilenmesini istedi.
Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin, hükümetin krize karşı açıkladığı Orta Vadeli Programın (OVP), tarımsal hedefler açısından yenilenmesini istedi.
Yetkin, yaptığı yazılı açıklamada, OVPde tarımla ilgili bölümlerin, tarımsal politikaların geleceği açısından önemli mesajlar verdiğini ancak amaçlarla çeliştiğini düşündükleri bazı görüşlerin de yer aldığını ifade etti.
Programda, tarımsal destekleme konusundaki bölüme değinen Yetkin, alan bazlı desteğin üretimden çok toprak sahipliğini destekleme gibi mahzurlar taşıdığına dikkat çekti. Yetkin Bu durumda, alan bazlı desteklemelerden çok, girdi desteği sürdürülürken belirli havzalarda seçilmiş ürünlerin ek prim ödemesiyle desteklenmesi uygun bir yöntem olarak görülmektedir. Bu uygulama ürün çeşitliliğinin korunmasının yanı sıra verimli ürünlerin teşvik edilmesini sağlarken, bazı çiftçilerin tamamen destek dışı kalmasını da engelleyecektir dedi.
ÖZELLEŞTİRME ZARARLI
Programın, bir bölümünde, Kamunun şeker üretimi alanlarından tamamen çekilmesinin hedeflendiğinin belirtildiğini hatırlatan Yetkin, bu pasajdan hemen önceki bölümde ise, Kırsal alanda tarım dışı istihdamı artırmak amacıyla tarıma dayalı sanayi ve kırsal kalkınma politikalarını uygulamaya koymak esastır denildiğini aktardı.
Yetkin, şöyle devam etti: Bilindiği gibi şeker fabrikaları şeker pancarı gibi önemli bir ürünün ülke dahilinde işlenmesi, tarıma dayalı sanayinin geliştirilmesi, tarımsal nüfusun sanayiye aktarılması ve bölgesel istihdam yaratılması açısından çok önemli bir işleve sahiptir. Bu nedenle söz konusu fabrikalar salt karlılık amacına göre kurulmamıştır.
Verimlilik ve karlılık oranı yüksek Bor, Ereğli ve Ilgın şeker fabrikalarının özelleştirme programına alındığını belirten Yetkin, bu fabrikalarda örgütlü Şeker-İş Sendikasının hazırladığı raporda, bu şeker fabrikalarının özelleştirilmesi halinde 15 ila 18 fabrikanın kapanacağına, pancar ve şeker üretiminin yüzde 40-50, sektörel istihdamın yüzde 50-60 oranında daralacağına, yan sektörlerin olumsuz etkilenmesi sonucu yöresel ekonomik gelişmelerin ve bölgesel kalkınmanın sekteye uğrayacağına, en az 6 milyon kişinin bundan doğrudan etkilenmesi sonucu köyden kente göç olgusunun artacağına, mevcut şeker sanayisinin çökmesi ve Türkiyenin pazar haline gelmesinin kaçınılmaz olacağına dikkat çekildiğini ifade etti.
ZİRAAT BANKASI
KORUNMALI
Ziraat Bankasının, Türkiyede bankaların tarım kesimine sağladığı 13 milyar liralık tarımsal kredi hacminin yüzde 60-70ini tek başına karşıladığını, bankanın bu yıl kullandırdığı tarımsal kredinin 9 milyar liraya ulaştığını ve tarım bankacılığı alanında kredi piyasasını düzenleyen bir kurum niteliği taşıdığını kaydeden Yetkin, Bankanın hisselerinin bir bölümünün halka arzı günümüz koşulları içinde bankanın özelleştirilmesinin başlangıcı olarak görülmektedir. Oysa ürün piyasalarında TMOnun işlevi ne kadar önemliyse, kredi piyasalarında Ziraat Bankasının düzenleyici işlevi de o kadar önemlidirdedi.
Pogramda ayrıca, kamunun elektrik dağıtımı alanından tamamen çekileceğinin belirtildiğini, özellikle tarımsal sanayi ürünlerinde elektrik ve sulama giderlerinin, çiftçinin en önemli giderlerinden birini oluşturduğunu bildiren Yetkin, elektrik ve sulama giderlerinin yüksekliğinden kaynaklanan çiftçi borçları sorununun süreklilik halini aldığını, bu koşullarda, elektrik dağıtımının ve sulama sistemlerinin özelleştirilmesinin, bu konuda yapılan bir çok araştırmanın da gösterdiği gibi, söz konusu giderleri bugünkünün birkaç katına varan ölçülerde yükseltebileceğini, bunun da tarımsal üretim üzerinde olumsuz bir etki yapacağını vurguladı.
KAYNAK ARTIRILMALI
OVPnin genel amacının desteklemeye ayrılan kamu kaynaklarının azaltılması olarak göründüğünü ifade eden Yetkin, sözlerini şöyle tamamladı: Oysa Türkiyede temel sorun destekleme fonlarının fazlalığı değil azlığıdır. Program ABye uyumun bir gereği olarak savunulmaktadır. Oysa AB bütçesinin yüzde 40ını tarımsal destekleme harcamaları oluşturmaktadır. Bu oran Türkiyede yüzde 2.5 düzeyindedir. (ANKARA)