8 Ekim 2009 00:00
Burada bir çelişki var ama...
GÜNÜN YAZILARI
IMF toplantılarında yoksulların sorunları konuşuluyor gibi yapılırken dışarıda eylemcilere vahşice saldırılması, gazetelerin kafasını karıştırdı.
Söylem ve eylem, teori ile pratik arasında kimi çelişkiler fark eden gazeteler, sanki tam Eylemlere kulak verin diyen ama yapılan saldırıdan sorumlu olan Başbakana da dikkat çekmek üzereydi. Ama çekmedi.
Evrenselin dünkü İşgal gibi! manşeti şöyle diyordu: Emperyalist işgalden kurtuluşunun kutlandığı günde İstanbulda IMF ve polis işgali vardı.
KİM SÖYLEDİ,KİM ÇELİŞTİ?
Hürriyetin Söylem-eylem manşeti, salondaki konuşmacıların ve dışarıdaki eylemcilerin yoksulluk konusundaki çatışan görüşlerini kastediyordu: IMF toplantısında, liderler yoksullukla mücadele edilmesini savunan konuşmalar yaparken, dışarıdaki göstericiler ise yoksulluk adına çeşitli eylemlerle IMFye savaş açtılar. Manşetten sonra en büyük başlık, Hürriyetten beklenmeyecek kadar slogan kokuyordu: IMF defol! Başbakanın Protestocuların sesine kulak verin sözleri de spotun altında büyükçe bir şekilde yer almıştı. Bunun Söylem-eylem başlığı içinde nereye oturduğu, yoruma açık bırakıldı.
Benzer bir karşılaştırmayı Akşam gazetesi yaptı. İçeride teori, dışarıda pratik manşetini kullanan gazete, Erdoğanın konuşmasında kapitalizmin felsefesini sorguladığını, paranın devlerini uyardığını öne sürdü. Gazetenin haberine göre Başbakan Erdoğan birtakım mesajlar verdi ama sanki ne dışarıdaki saldırıyla, ne uygulanan ekonomik politikalarla ilgili herhangi bir sorumluluğu yoktu.
YOKSA BAŞBAKAN ÇELİŞMİŞ OLABİLİR Mİ?
Birgünün dikkat çektiği çelişkinin niteliği daha anlaşılırdı, çünkü aynı öznenin farklı eylemleri söz konusuydu: Salona kırmızı halı, sokağa biber gazı.
Milliyetin sürmanşetine göre Kapitalizm günah çıkardı, manşetine göre ise Sosyalistler duman oldu. Polis yolu kesti, hasta öldü diyerek gerçeklere yer vermeyi başaran gazete, gazlı saldırının Başbakanın konuşmasıyla aynı dakikalara denk gelmesine dikkat çekerek, Başbakanın sözüyle bu olay arasında bir çelişki olabileceğine işaret etme hakkaniyetini gösterdi.
Kimi gazete manşetlerinde savaş vurgusu vardı: IMF: Savaş bile çıkabilir (Radikal), Savaşlar çıkabilir (Cumhuriyet), IMF savaşı (Yeni Şafak).
Posta da faturayı eylemcilere kesti. Manşetinde İstanbulu paraladılar dedi.
Farklı çelişkilere dikkat çekseler de, gazetelerin çoğu saldırıya uğrayan eylemcilere karşı açıkça hakaret etmeye çalışmıyordu. En acımasız haber, Sözcüden geldi. Tayyip bunları destekledi manşetini atan gazete, saldırıya uğrayan göstericileri örgüt üyesi ilan edip, ortalığı savaş alanına çevirmekle, ölüme neden olmakla suçladı, hem de dönüp bunları Başbakana bağladı. Sözcü, Başbakanın desteklediğini söylediği bu göstericilere yapılan saldırılardan sorumlu olduğunu düşünmüyordu.
BAŞBAKAN GALİBA SADECE KONUŞUYOR
Yalnız Sözcü değil, AKPye en yakın olarak bilinen gazeteler de Başbakanın Kulak verin sözlerini çok anlamlı bularak manşetlerine taşıdılar. Böylece, yandaş medya olarak adlandırılan kesim, bir kez daha dünkü manşetleriyle hükümete olan bağlılıklarını belli etti. Hükümetin göstericilere saldırma uygulamasına değil, Kulak verin açıklamasına odaklandılar.
Şu manşetlerin hiçbiri, ortada bir çelişki olduğu fikrinde değildi: Sokağın sesine kulak verin (Bugün), Protestolara kulak verelim (Sabah), Dışarıya da kulak verin (Star)...
Zaman, söyleyen Başbakan da olsa, eylemcilere destek veren bir haber yapamadı. Eski düzen yıkıldı, yenisini birlikte kuralım gibi hoş bir sözü manşete çıkardı, altında da Erdoğanın sözleri bir talimat gibi yer aldı: Erdoğandan IMFye: Dışarıdaki protestoculara kulak verin. Eylemci düşmanlığıyla Sözcü ile kapışan gazete, cinayetin sorumluluğunu da göstericilere attı: Eylemciler ambulansın kilidini kırdı, esnaf kalp krizinden öldü.
İlginç bir çıkış yapan Taraf ise gün boyu gündemde olan Taksimdeki gazlı terör ortamını birinci sayfasında hiç göstermedi, sadece ne olduğu anlaşılmayan bir fotoğraf ve küçük bir spot kullandı: Sokağa kulak vermek lazım. Bu haberle ilgili olduğu tahmin edilen fotoğrafta, yüzünü siyah bir kumaşla örten bir gösterici yer alıyordu.
Çelişkilerle dolu dünkü gazeteler, böyle diyordu... (MEDYA SERVİSİ)
Evrensel'i Takip Et