09 Ekim 2009 00:00

KRİZ VE ÇORLU 2

Kapitalizmin kalbinde, Amerika’da başlayarak bütün dünya ülkelerine yayılan kriz, bütün sektörlerde etkisini göstermeye başladığı sıralarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan...

Paylaş

İşçi işsizlikle sindiriliyor
Kapitalizmin kalbinde, Amerika’da başlayarak bütün dünya ülkelerine yayılan kriz, bütün sektörlerde etkisini göstermeye başladığı sıralarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Kriz bizi teğet geçecek” açıklamasını yapmıştı. Aynı günlerde Çorlu’da binlerce işçi “kriz” gerekçesiyle işten atılmıştı bile. Ülkeyi yönetenler “Bankacılık sistemi sağlam temeller üzerinde, sanayi üretimindeki durum ise psikolojik” değerlendirmeleri yapıyorlar, ekonomi ise tarihin en büyük daralmasını yaşıyordu. Bu durumdan Çorlu gibi sanayi kentinin etkilenmemesi düşünülemezdi.
20 BİNDEN FAZLA İŞÇİ İŞTEN ATILDI
Geçen yılın eylül ayından sonra Çorlu’da birkaç ay içinde işten atılanların sayısı 20 bini geçti. 2009 yılına girildiğinde 27 fabrika kapanmış, birçok fabrikada işçilerin tamamı veya bir kısmı ücretsiz izne çıkarılmıştı. Daha ne olduğunu anlamadan kendilerini sokakta bulan işçiler, içerideki ücretlerini bile alamadan işsiz kaldılar. Çorlu’da neredeyse işçi atmayan fabrika kalmadı.
Sadece Trakya’nın değil ülkenin de önde gelen şirketleri, yüzlerle ifade edilen sayıda işçiyi bir çırpıda kapı önüne koyarken, en köklü firmalar iflas kararı aldı.
Trakya’da tekstil sektörünün öncülerinden, dünyanın 18. büyük tekstil üreticisi, Avrupa Serbest Bölgesi’nin kurucu şirketi Şahinler Holding, 27 şirketi için iflas kararı aldı.
Bilkont dışındaki fabrikaların iflas kararı mahkeme tarafından iptal edilirken, 2 binden fazla işçisi işsiz kaldı. Kriz gerekçesiyle Cross Kot fabrikasından iki ay içinde 900 işçi atıldı. Tekstil sektöründe işten atmayan fabrika neredeyse yok gibi. Yine ülkenin en tanınmış kot markaları Colins, Mavi Jeans yüzlerce işçi atarken, üretimini fasona kaydıran Levis’ta işçilerin tamamına yakını işsiz kaldı.
Özşah, Key Tekstil, Sun Tekstil, Astim, Zehra Tekstil, Apre Boya gibi fabrikalar kapandı. Buralarda çalışan işçilerin tazminatlarının yanı sıra 2-3 aylık ücret ve fazla mesai alacakları verilmedi.
HAKLARIN KIRINTISI KALMADI
Binlerce işçi sokağa atılırken, “Her an işten atılabilirim” kaygısıyla çalışmaya devam edenler ise daha ağır koşullara mahkum edildiler. Krizi fırsat bilen patronlar, işçilerin ikramiye, mesai gibi sosyal haklarını gasp etti, çalışma sürelerini daha da uzattı. Çorlu’da hemen bütün fabrikalar 12 saat üzerinden iki vardiya halinde çalışmaya başladı.
Sadece örgütsüz fabrikalarda değil sendikalı işyerlerinde de benzer uygulamalar devreye sokuldu.
Özellikle Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu fabrikalarda bu yılın başında imzalanan sözleşmelerle, ikramiyeler 2.5’ten 1’e indirildi, fazla mesai ödeme oranı yüzde 75’ten yüzde 50’ye düşürüldü. Sendikanın iş birlikçi tutumundan cesaret alan patronlar, Cross’ta bütün esnek çalışma kurallarını hayata geçirdiler, Aka Tekstil’de günlük çalışma süresi 12 saate çıkarıldı.
DAHA ÇOK ÇALIŞ DAHA AZ ÜCRET AL
Patronlara, daha az işçi ile daha fazla üretim yapmak da yetmedi; işçilerin ücretleri de düşürüldü. Deri fabrikalarında çalışanlar daha düşük ücretle işe başlarken, boya fabrikalarında ücretler yüz lira kadar indirildi.
Has Örme fabrikasından bir işçi patronların niyetini şöyle açıklıyor: “Biz fabrika yönetiminin ikramiyeleri kaldırma niyeti olduğunu anlayınca sesimizi yükseltmeye başladık.
Fabrika müdürü de bize ‘Başka fabrikalar 3-4 yılda bir fabrika kuruyor, biz hâlâ olduğumuz yerde sayıyoruz’ dedi.”
Fabrikalarda artık yevmiye sisteminin başladığını belirten işçiler, iş olmadığında eve gönderildiklerini ve çalışmadıkları günlerin parasının kesildiğini anlatıyorlar.
Krizden sonra daha fazla makineye bakmaya zorlanan işçiler, makinelerinde iş olmadığında ise başka bölümlere gönderiliyorlar. Sun Tekstil işçileri, cumartesi günleri iş olmazsa her işçiden elli lira kesildiğini söylüyorlar. Çalıştıkları halde ücretlerini çok geç alan, hatta alamayan Sun Tekstil işçileri, bundan şikayet ettiklerinde fabrika yöneticileri tarafından “Hangi fabrika düzenli maaş veriyor ki?” sözleriyle azarlanmışlar. Bütün bu keyfi uygulamalara karşı çıkan işçileri bekleyen son ise işten atılmak!


SENDİKA PATRON EL ELE
Çorlu’da kriz, çalışma koşulları ve ücretler açısından en çok Cross işçilerini vurdu. Türkiye’nin en büyük denim kot üreticisi Cross Kot, iki ay içinde 900 işçiyi kapı önüne koydu. Cross patronu, Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş Sendikası’nın da yardımıyla tüm isteklerini hayata geçirdiler. İkramiyeler 1’e düşürüldü, fazla mesai oranları indirildi. Siparişler fasona gönderilirken, işçiler ücretsiz izne çıkarıldı. Üretim bölümünde kapatılan bantlarda çalışanlar diğer bölümlere gönderildiler. Tasarruf adı altında yemeklerin kalitesi düşürüldü. İşçilerin su içtiği sebillerdeki plastik bardaklar işçilere zimmetlendi. Böylece Cross patronu krizde de kârını korurken, işçiler asgari ücret karşılığında eskisinden daha ağır şartlarda çalışıyorlar. Sendikaları Öz İplik-İş’in Trakya şube başkanı ise patronlarla Çin gezilerine çıkıyor.


BU KIŞ DERİ İŞÇİSİ İÇİN DAHA KÖTÜ GEÇECEK
Yaz sezonunda 8 bin işçinin çalıştığı Çorlu Deri Organize Sanayi Bölgesi’nde kışın çalışan sayısı 1500-2 bine düşüyor. Yani deri işçileri krizi ölü sezonda karşıladı. Krizin etkileri ancak sezonun açıldığı nisan-mart aylarında hissedilmeye başlandı. Bölgedeki 127 fabrikanın 50 kadarı hiç açılmadığı, açılanlar da az işçi ile üretim yaptığı için deri işçilerinin çoğu sezon açıldığında da işe alınmadılar. Bu yıl deri işçilerinin en yoğun çalıştığı yaz aylarında dahi Deri Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışan sayısı 3 bin 500 civarındaydı. İki yıldır zaten zam alamayan deri işçilerinin ücretleri, kriz döneminde daha da düştü. Geçen yıl 800-900 lira ücret alan kuru taşçılar bu yıl 700-750 lira, diğer işçiler ise ancak 550-650 lira karşılığında iş bulabiliyorlar. İşçilerin bir çoğunun sigortasız çıktığı deride bazı fabrikalarda ücretler ödenmiyor bile. Deri işçileri şimdiden kara kışı düşünmeye başladı. Çünkü önceki yıllarda yazın sürekli fazla mesai yaparak kışın geçinecekleri parayı biriktiren deri işçileri, bırakın para biriktirmeyi, borç içinde yaşamaya çalıştılar.


İŞÇİLER ANLATIYOR
Adem Keleş (Örkum işçisi): Bu fabrikada 9 yıldır Ram operatörü olarak çalışıyorum. Önceden fabrikanın durumu iyiydi, 8 sekiz saat çalışıyorduk. Krizle birlikte 12 saate dönünce 60 kadar arkadaşımız işten ayrıldı. Ben günde 12 saate 1500 lira ücret alıyordum. Benim çalıştığım ram, boyahaneden sökülüp baskı bölümüne kuruldu. Baskının şefi ‘Ben o maaşa adam çalıştırmam, ya ücretin düşmesini kabul edecek ya da işten çıkacak’ dedi. Kabul etmeyince işten çıkardılar.
Aka Tekstil’den bir işçi: Geçen yılbaşında ikramiyelerimiz kaldırıldığı gibi 3 vardiyadan 2 vardiyaya dönüp 12 saat çalışmaya başladık. Patron bu uygulamayı daha önce de istedi, ama biz kabul etmeyince uygulanamamıştı. Şimdi krizde ‘İşsiz kalırız’ diye kabul ettik. Ama birçok arkadaşımız işten ayrıldı. Fabrikada ortalama ücret 12 saate 850-1000 lira arası, ama ben hiç ay tam ücret alamadım. Çünkü cumartesi günleri, bazen de cuma günleri çalışmadığımızdan dolayı ücretlerimiz kesiliyor.
Ali Aykut (Deri işçisi): Geçen yıl sezon bittiği için ekim ayında işsiz kaldım. Yeni bir işe girdim, burada da kaç gün çalışacağız belli değil. Sağlık Mahallesi’nde binlerce deri işçisi işsiz bekliyor. Geçen yıl 970 lira ücret alırken şimdi 800 liraya çalışıyorum. Başka çarem kalmadığı için kabul etmek zorunda kaldım. Deri fabrikaları atölye tarzı yönetilmeye başladı. Bütün keyfi uygulamalar mevcut. Neredeyse yevmiye ile çalışıyoruz. İşin olmadığı günler çalışmayınca maaşımızdan kesiyorlar. İş olduğu zaman çağırıyorlar, çalışıyoruz.
Üniversal Tekstil’den bir işçi: Geçici işçi almaya başladılar. Kriz ortasında paramızı düzenli alırken şimdi paralar gecikmeye başladı. Önceden iş olmadığı zaman eve giderdik maaşımızdan kesilmezdi, ama şimdi kesiliyor.
Sun Tekstil’den bir işçi: Sun Tekstil aralık ayında kapandığında üç aylık ücret alacağım vardı. Fabrika açıldı ama yarısını hâlâ alamadım. Kapanmadan önce 900 lira ücret alıyordum, şimdi 800 lira ile aynı yere başladım. Bunu dahi düzenli alamıyorum.
Has Örme’den bir işçi: İki yıldır zam almıyoruz. Kriz döneminde 65 arkadaş işten atıldı. Şimdi 12 saat çalışıyoruz. Ama 12 saat çalışmaktan başka şansımız yok. Çünkü aldığımız para yetmiyor.
Kenan (İşsiz): Kriz geçti diyorlar ama PTT önündeki işsizlik maaşı kuyruğunda azalma yok. Ben yedi aydır alıyorum. Hatta kuyruğa yeni yüzler katılmaya başladı. Bir ay daha işsizlik maaşı alacağım, sonra ne yapacağımı ben de bilmiyorum.
YARIN: Krize karşı işçilerin mücadelesi
Tuncay Sağıroğlu
ÖNCEKİ HABER

ÖZGÜRCE

SONRAKİ HABER

Sanayi üretimi diplerde dolaşıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...