10 Ekim 2009 00:00
Gelenekten kopuk bir sinema olmaz
1964 yılında başlayan Altın Portakalda bu yıldan başlamak üzere 64ten günümüze Türk Sinemasından bir panorama göstermek istediklerini söyleyen Sayar...
1964 yılında başlayan Altın Portakalda bu yıldan başlamak üzere 64ten günümüze Türk Sinemasından bir panorama göstermek istediklerini söyleyen Sayar, Bunun hepsini 1 yılda yapamazdık dolayısıyla bunu 5 yıllık programa yaydık. 5 yılın sonunda festivalin 50. yılını kutlayacağız, 50. yıla geldiğimizde elimizde, Türk Sinemasının son 50 yılına bakan beş adet kitap olacak dedi. Bu yıl 60lı yıllardaki filmleri önümüzdeki yıl 70li yıllardaki daha sonra 80li 90lı, 2000li yıllardaki filmleri gösterilecek.
Yönetmenlerin en çok bilinen filmleri değil bilinmeyen filmleri gösterilecek; Metin Erksanın Susuz Yaz ve Sevmek Zamanı değil Acı Hayatı, Halit Refiğin Gurbet Kuşları (ilk Altın Portakal alan film), Lütfü Akadın Kızılırmak, Karakoyunu değil, Vesikalı Yarimi gösterilecek. Usta yönetmenlerin yanı sıra 60lı döneminde önemli çıkış yapan yönetmenlerin filmleri de gösterilecek. Bu filmlerin birkaçı: Erdoğan Tokatlı Son Kuşlar, Duygu Sağıroğlu Bitmeyen Yollar, Yılmaz Güney Seyit Han, Feyzi Tunay Yaslı Sokak ve Ertem Göreçin Karanlıkta Uyananları.
Geçmiş dönemlerin filmlerini göstermedeki amaçlarını sorduğumuz Sayar, eskiden beri sinemacılar Yeşilçamı savunanlar ve Yenilikçiler ya da Genç Bağımsız Sinemacılar gibi iki ayrı kutupmuş gibi önümüze konulduğunu söylüyor. Oysa bunların çok kopuk olmadığını düşünen Sayar, En yeni bağımsız sinemalarda bile Yeşilçamın etkilerini görüyorum, gelenekten kopuk bir sinema olamaz diyor.