20 Eylül 2009 00:00

Bayram böyle olur

Nerede’de bayram demek şeker demekti. Şeker gibi yaşlılar, şeker gibi tatlı çocuklar, şekeri lezzeti bol tatlılar. Tatlının çeşidi, lezzeti ile sevinen biz şeker çocuklar. Arada şekeri çıkan yaşlılar. Mis gibi kokan ev ekmeği, mis gibi kokan şeker nineler. Bayram denince aklıma gelen en güzel bayram işte bu.

Paylaş
Nerede’de bayram demek şeker demekti. Şeker gibi yaşlılar, şeker gibi tatlı çocuklar, şekeri lezzeti bol tatlılar. Tatlının çeşidi, lezzeti ile sevinen biz şeker çocuklar. Arada şekeri çıkan yaşlılar. Mis gibi kokan ev ekmeği, mis gibi kokan şeker nineler. Bayram denince aklıma gelen en güzel bayram işte bu.Ama bu eski bayramları anlatmak yetmiyor. Eski bayramlar bugünün dertlerine derman olacak gibi değil. Bugün bayram daha farklı, daha eylem dolu, daha çocuksu olmalı.Toroslardan bir bayramFarklı bir bayram düşünmek hiç zor değil. Öncelikle aklınıza ilk gelen, dogmalara boğulmuş, militarizme ve törenlere batmış, çocuklardan heyecandan sevinçten uzak düşmüş bir bayram ise hemen unutun.Onun yerine şöyle bir bayram düşünün. Toroslardaki bir köyün bayramı. Köylülerin hepsi, kendilerine ne uygunsa, ne kadar alabiliyorlarsa, gönüllerinden ne kopuyorsa alıyorlar. Aldıkları şekerleme. Avuçla, torbayla, kovayla şekerlemeleri köyün meydanına getiriyorlar. Ortaya yayılmış kocaman bir bezin üzerine döküyorlar. Köyün ortası şeker gibi oluyor.Sonra sıra çocuklara geliyor. Şeker kokan meydanda bezin çevresine toplanıyorlar. Gözler şekerlemelerde. İşaret verilince şekerlemelerle çocuklar iç içe geçiyor. Şekerlemesi olmayan çocuk kalmıyor. Şekerlemesi olmayan ev kalmıyor. Şekerleme paylaşılıyor, şekerlemeye doyuluyor.Elbette “Ama bu da bayram mı?”, “Burada rekabet var”, “Ya itişme kakışma olursa” diyenler, “Ben daha iyisini yaparım” diyenler olacaktır. Amaç da zaten bu. Tıkanmış düşünme yollarını açmak. Çocuklar için kafa yormaya başlamak ve ufukları genişletmek. Çocuklar için daha güzel bayramlar düşleyebilmek…Tabela indirmeceCuma günü okumuş olabilirsiniz. İzmir’de Kenan Evren Anadolu Lisesi’nin adı değiştirilmiş. Değiştirenler İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri. Okula eski adını yeniden vermişler; Aydın Erten Anadolu Lisesi yapmışlar. Devrimci 78’liler adına konuşan İsmail Soydaş, lisenin artık 12 Eylül cellatlarından birinin adıyla değil, Gültepe halkının evladı Eski Belediye Başkanı Aydın Erten’in adıyla anılacağını duyurmuş.İstanbul’da ise Kenan Evren Anadolu Lisesi’nin adı kimseye fark ettirilmeden değiştirilivermiş. Değiştirenler kendilerine Liseli Anarşist Faaliyet adını veriyorlarmış. Okula yepyeni bir ad vermişler: Erdal Eren Anadolu Lisesi. Erdal Eren, başta Kenan Evren olmak üzere 12 Eylül düzeninin sorumlularının öldürmeyi bir başarı gördüğü gençlerden bir tanesiydi. O kadar gençti ki, daha 18 yaşında değildi. Onu asmak için önce suç uydurdular, sonra da yaşını büyüttüler. Gazetede Erdal Eren Anadolu Lisesi yazan tabelanın fotoğrafı var. Eylem de, fotoğraf da o kadar anlamlı ki.Okullarda bayramİşte okulda bayram böyle olabilir. Düşünün bir kere. Çocuklar bir araya gelseler. Okullarına doğru yürüseler. Okulun önünde toplansalar. Alkışlarla, güçlü alkışlarla okulun tabelasını indirseler. Samsun’da “Polis Abla” tabeladan silinse. Ankara Altındağ’da “Polis Amca” da silinse. Daha ne kadar kötü, yanlış, yakışıksız ad varsa hepsi silinse. Yerine çocuklara yakışan, sevgi ve heyecan dolu adlar konulsa.Gökçeada’da bayram günü, öğrenciler okullarının önünde toplansalar. “Kenan Evren İlköğretim Okulu” adının değiştirilmesini istemeyen o AKP ve MHP’li İl Genel Meclisi üyelerine inat, okulun adını bir çırpıda değiştirseler. Onlar için okulun adı nasıl olmalıysa, öyle bir ad koysalar. Gökçeada sırtına yüklenmiş nice çirkinlikten birinden arınsa. Güzel olmaz mı?Gökçeada’dan Hakkari’ye çocuklar okullarından yalnızca “Kenan Evren” vb. adları değil, çocukların dillerinin bile dönmediği tüm adları silseler. “Dilimizin bile dönmediği, söyleyemediğimiz bir ad hiç okul adı olabilir mi?” diyerek Tabiiyeci Mehmet Emin Ergün, Gökçeali Sevgi Altan Şanda ve daha nice adı silseler. “Parayı veren düdüğü çalar” mantığıyla konan adları, Korkmaz Yiğit, Aydın Doğan, Sabancı ve benzerlerini silip, yerine çocuklara yakışan adları koysalar. Hem de rengarenk, cıvıl cıvıl tabelalar yapsalar.Okulun adını görenlerin geçmişi değil geleceği, savaşı değil barışı, ölümü değil yaşamı düşünmesi için çocuklara yakışan adları koysalar. Ülkeyi baştan başa kaplaması istenen “şehit” adı taşıyan okullardan kendilerini kurtarsalar. Her okulun adının yaşam sevinci vermesini sağlasalar.Mahallede bayramÖğrenciler tabelalarla, boyalarla, afişlerle işleri bitince mahallede bir şenlik yapılsa. Çocuk oyunları oynansa. Kukla, pandomim, çocuklar için bol bol gösteriler yapılsa. Türküler söylense, halaylar çekilse. Bir de közde mısır yapılsa, mısırın kokusu tüm mahalleyi sarsa.İşte bayram böyle olur!
Doç. Dr. Serdar M. Değirmencioğlu
ÖNCEKİ HABER

3G, 1B, 1H!...

SONRAKİ HABER

Sakızını pat diye patlatıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...