12 Ekim 2009 00:00
EVRİM/DEVRİM
Ece Hanım demek olmazdı! En iyisi Ece Ece, Milliyetteki köşesinde, IMF karşıtı gösterilerin ardından Hem nalına hem mıhına başlığıyla yazdı.
Ece Hanım demek olmazdı! En iyisi Ece
Ece, Milliyetteki köşesinde, IMF karşıtı gösterilerin ardından Hem nalına hem mıhına başlığıyla yazdı. Ama doğrusu pek mıha vurduğu yoktu, hep nala sallamıştı. Biber gazına verip veriştirmesi sayılmazsa
En kolayı göstericileri eleştirmek, hatta suçlamaktı. Kimi Vandallar diye yırtınmıştı, kimi polisi haklı göstermeye girişmişti; ballandıra ballandıra, yoldan geçenlerin ya da esnafın gördüğü zararları anlatarak... Ece incelikli kuşkusuz, ama onun da hedefinde göstericiler var. Hep mıhına!.. Yarın mı devrim hocam? diye alayla teşhirde. Dönüp onları anlayayım demiyor. Kurmak istediğimiz, mümkün olduğuna inandığımız yeni dünya derken içine kendisini de koyuyor isteyen ve inananların, tamam. Ama o dünyayı kimlerle kuracağını şöyle bir düşünüp, o birlikte kuracaklarının gözünden, o gözü oluşturan koşullardan hareketle bakmıyor olan bitene. O öfkeyi anlamıyor. Ele taşı aldıran, fırlattıran Nereye gittiğine bile pek bakmayan... Fazla düşünmeyen... Hatta düşünmeye bile gerek duymayan... İşsizi, babası işsizi, ekmeği zor bulanı, geleceğini kapkara göreni, umudu olmayanı; varsa, başını sokacak yerin yakınından Ecenin geçmeyeceği, o sadece gazın değil silahın da üzerine yürümenin hazırlıklarını yapanı var eden koşulları görmek yerine, ne kadar kolaydır Tebrik ederim cam çerçeve inmiş yine tepkisini vermek!
IMFyse konu, ona yönelik tepki ve koşullandırıcılarından yana mı bakılacak nereye bakılacaksa; IMF, DB gibi emperyalist düzenleyicileri olan bugünkü dünyanın camından çerçevesinden yana mı? Hangisi?.. Tepkiden yana olmak, IMF ile hiçbir şekilde yanaşık durmamak, onu var eden sistemin hiçbir şeyiyle anlaşıp uzlaşmamak başka, cam çerçeve başka mı? Alakalı yanları yok değil. Evet, esnaf ve IMF önlemlerinden gördükleri zararlar önemli, bunun görülmemesi önemli. Psikolojik savaş yürütüleceğinin görülmemesi de... Birkaç bin kişiyle IMF ile savaşılabileceğini sanmak ve kazanılması gerekenlerin kazanılmasını zorlaştırmak -evet, bunlar da önemli. Ama Ece ablaları ya da başkaları böyle yapıyor da göstericiler mi peşlerinden gelmiyor? Bildiklerini mi okuyorlar? Ya da soruyu gerçek boyutuna taşıyalım: İşçiler, önde örgütlü kesimleri, sendikaları, başta fabrikalarına dayalı yaptırımlı protestolarını, grevleri, direnişleriyle ortaya koydular da, göstericiler cam mı kırdı? Sorun burada. DİSKin, KESKin elinden bir alt perdeden göstericilerin yaptığını yapmaya soyunmaktan gayrısı gelmemişse, nasıl göstericiye atılıp tutulur? Göstericilerin ardındaki, yanlışlığına inanılan örgütler mi? Hep olacaktır. Onu var eden koşullarla birlikte ortalama göstericiden, duygularından, ruh halinden, içini kavuran yangıdan, belli belirsiz de olsa özlemlerinden hareket edilecektir ama.
Ecenin asıl yanılgısıysa, göstericiye zenginler için de devrim deyip ideoloji dersi vermeye giriştiğinde beliriyor. Kurmak istediğimiz dünyada yalnız yoksullar değil, zenginler de olacak, Biz bu dünyayı onlar için de, onlarla da birlikte kurmaya çalışıyoruz diyor. Ama bu nasıl başka bir dünya olabilir? Bugünkü nasıl bir dünya ki? Bugünkü zaten zenginiyle yoksulun birlikte olduğu bir dünya. Aynısı olacaksa, neden yenisini isteyelim?
Bizimkinin farkı adil olması mı olacak? Yoksa sadece bizim dememiz mi?
Yoksul-zengin karşıtlığı değil mesele Ece. Öyle davranmalıyız ki, hem kendimizin efendisi olabilelim, hem hepimiz zenginleşebilelim. Ama işte bugünkü zenginle kuralım dersek, kuramayız; bu bir yana, zenginleşemeyeceğimiz de kesin. Mesele, işçi sınıfı ile burjuvazinin karşıtlığında. İşte burjuvaziyle birlikte değil ama işçiler, esnaf da içinde memurla, köylüyle, tüm emeğiyle geçinenlerle birlikte yürümeyi başardıklarında ve burjuvanın iktidarını devirdiklerinde, başka dünya olanaklıdır. Paranın efendilerine yakın ahbaplarla yollarımızı ayırmalıyız yani!
MUSTAFA YALÇINER