12 Ekim 2009 00:00

RENTA’da tek kriter ‘köle’ olmak

Eskişehir Organize Sanayi’de 140 kişinin çalıştığı bir fabrika kuran Renta’nın hedefleri büyük. Renta, Türkiye çapında tanınan Süsler markasını da satın alan Candy Grubu’na bağlı bir fabrika...

Paylaş

Eskişehir Organize Sanayi’de 140 kişinin çalıştığı bir fabrika kuran Renta’nın hedefleri büyük. Renta, Türkiye çapında tanınan Süsler markasını da satın alan Candy Grubu’na bağlı bir fabrika... Şu anda kurutmalı çamaşır makinesi üretiyor, ileride buzdolabı ve diğer beyaz eşya üretimine geçmeyi hedefliyor. Sürekli ilerleyerek pazar payını artırmayı düşünen Renta’da işçilere yönelik tek koşul ‘köle’ olmayı baştan kabul etmeleri...
Renta’da sendikalaşma süreciyle birlikte yaşananlar bunu açıkça gösteriyor. Patronun ilk tavrı ‘Yeni fabrikada sendika olmaz’ oldu. 140 işçinin 107’sinin sendikalı olması üzerine 19 işçi işten atıldı. İşten atılan 19 işçinin direnişi 21. gününe girdi. Fabrika önünde bekleyen, kamuoyu oluşturmak için şehirde ve Organize Sanayi içinde eylemeler düzenleyen Renta işçileri, sendikalaşma mücadelelerinin meşru olduğunu ve bunu sürdüreceklerini söylüyorlar.
‘PERFORMANS’ İDDİASI ASILSIZ
İşçilerin örgütlendiği Birleşik Metal-İş Eskişehir Şube Başkanı Bayram Kavak, 19 işçinin ‘performans ve deneme süresi’ bahane edilerek işten atıldığını, fakat bunun gerçeği yansıtmadığı söylüyor: “Sebep kesinlikle sendikalaşma... İşten atılan 19 işçi, ilk işe alınan işçilerden ve performansı en yüksek kalifiye elemanlardır. Türkiye çapında işten atmalar en yüksek dönemini yaşamakta. İşçiler, işveren için kağıt üzerinde sayılardan başka bir şey ifade etmiyor. Çıkan bütün yasalar da işverenler lehine düzenlenmekte, işçi hakları için atılan hiçbir adım bulunmamakta.”
İşveren tarafından önde gelen 19 işçi arkadaşlarının kapı önüne konulmasının ardından işverenle yapılan görüşmelerin sonuç vermemesi üzerine direnişe geçtiklerini belirten Kavak, Eskişehir Organize Sanayi’de Candy Grubu’na bağlı fabrikalarda sendikalarının örgütlü olduğu bilgisini de veriyor.
ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI
Kavak, öncelikle ‘teğet geçecek’ denilen krizin emekçilerin hayatlarını mahvettiğini, Eskişehir Organize’de işçilerin, işten atılmayla ölmeyi bir tuttuklarını belirterek, alınması gereken tutuma ilişkin şunları söyledi: “400 civarında orta ve büyük çaplı işletmede çalışan 65-70 bin işçi var Eskişehir’de... Bunlardan sadece 10 bini sendikalı. Bu durumu değiştirmek için herkese görev düşüyor. Öncelikle işçi sınıfı; taşeron, kadrolu, sözleşmeli, sendikalı sendikasız olarak bölünmüş durumda. Birçok fabrikada kademelendirme yasaları ile ayrıca da bölünmüşler. Öncelikle bu ayrıma son vermeliyiz. Sendikalar da bölünmüş durumda, bizim işkolumuzda 3 konfederasyona bağlı 3 ayrı sendika bulunmakta. DİSK Birleşik Metal-İş işçi hakları için mücadele ederek adını duyurmuş durumda. Tüm sendikaları mücadele etmeye, birlikte hareket etmeye davet ediyoruz.”
Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ünal Akkaya, işten atılan arkadaşları işe geri alınıncaya kadar mücadele edeceklerini ifade ederek şunları belirtiyor: “Kamuoyu desteği çok önemli, desteğin artarak devam etmesini istiyoruz. Deneme süresi iş yasalarından kesinlikle çıkartılmalı, sendikalaşma güvence altına alınmalıdır. Bizi kapı önlerinde bekletmeyi hak gören patronlara karşı, üretimi ve hakkımızı istiyoruz. Amacımız kesinlikle bağcıyı dövmek değil, üzüm yemektir.”


VASIFSIZ İŞÇİ DEĞİLİZ
Direnişteki işçiler, hem kendi hakları için hem de tüm işten atılan işçiler için mücadele ettiklerini ve sonuna kadar direneceklerini belirtiyorlar. Direniş ve sendikalaşma süreci hakkında sohbet ettiğimiz işçilerden çoğu, patronun gerekçelerinin asılsız olduğunu vurguluyor.
Birkan Er: 5 sene Arçelik’te çalıştım. Vasıfsız işçi olarak gelmedik biz buraya. İşten çıkarılma nedenimiz performans düşüklüğü, bunun gerçek olması imkansız. İlk alınan işçilerdeniz biz. İşi birçok işçiye, kendi yerimize alınanlara da biz öğrettik. Buraya girerken birçok sınavdan geçerek girdik. Renta’da yeni olabiliriz ama birçoğumuz bu sektörün metal sektörünün içinden geliyoruz. Burada tek mesele sendikalı çalışma isteği. Biz bugün direnmesek işten atmalar meşrulaşacak, herkes bu bilinçle bize destek olmalı, çünkü bugün bize olan yarın Organize’de tüm işçilerin başına gelebilir.
Adem Tarhan: Fabrikaya ilk giren işçilerden biri benim. 21 kişi girdik, ilk önce her gelene işi bizler tanıttık. Daha baştan sendikalaşma vardı aklımızda, her yeni geleni de bu fikre kazandık. Sendika duyulunca bizi çağırıp istifa etmemiz istendi, istifa etmeyince işten çıkarıldık. Gerekçe olarak gösterilen performans düşüklüğü tamamen yalan. Performansı ölçenlerden biri zaten benim. Bu işçiler 45 saniyede çıkacak malı 35 saniyede çıkartıyorlardı. Temmuzun üretimini haziranda yaptığımız için kutlama bile yapıldı. Tek neden var, o da örgütlü insan gibi çalışmayı istememiz. Biz sonuna kadar direneceğiz, işten atmalar dursun diye direniyoruz. Tüm Organize’de yasalarla işten atmalar yasaklansa, tüm işçiler sesini çıkartır ama işsizlik korkusu sindiriyor.


NE TUVALET NE GİYSİ DOLABI VARDI
Kaan Emekli: 27 Temmuz’da işe başladık. Yeni fabrika olduğu için birçok eksiklik vardı. Tuvaletler ve giysi dolapları yoktu. Bazı insani ihtiyaçlarımız karşılanmayınca işverenlerle görüştük, ancak çözüm bulamadık. Biz de sendikalaşma ihtiyacı içine girdik ve bu sürece gelindi. Ben direnişin başında bu kadar ses getireceğini düşünmüyordum, bize destek olan herkese çok teşekkürler, haklarımız için başladık sonuna kadar gitmekte kararlıyız.
Orhan Parlak: Haklı olduğumuzu düşünüyorum. Biz hakkımızdan fazlasını istemiyoruz. Evliyim, ailem de bana destek oluyor. Şu an çalışan işçi arkadaşlarımız da bizimle beraberler. Onların da desteğiyle bir yumruk oldukça başaracağımızı düşünüyorum. Artık bu kadar kolay işten işçi atılmayalım diye direniyoruz.
Hasan Gören: İçerideki çalışan arkadaşlarımızın desteği çok önemli. Sağ olsunlar çay molaları ve iş çıkışında hep yanımızda oluyorlar. Onların da desteği ile umarım başaracağız. Sonuna kadar da haklarımız için birlikte mücadele edeceğiz.
Cenk Tuzcu: 6 sene Arçelik’te çalıştım, sonra Renta’ya geldim. İşveren ‘Siz bekleyin biz sendikayı getireceğiz’ dedi ama sonra ses gelmedi. Biz de Birleşik Metal-İş’e üye olduk. Sonra işten atmalar başladı. Organize’nin hali vahim. Sendikalaşma olsa böyle olmaz. Mücadele etmedikçe elimizden hak uçup gidiyor. 100 gün de olsa direnip işimizi geri almaya çalışacağız. İşsizlik büyük korku ama herkese zamanla sıra geliyor, biz korkmadan ileri atılmadıkça da sonuç değişmeyecek.
(Eskişehir/EVRENSEL)
Erdal Saran
ÖNCEKİ HABER

Taksicilerden ‘korsan’ mitingi

SONRAKİ HABER

Emekliler aylıklarından şikayetçi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa