16 Ekim 2009 00:00

JİTEM davasında tehdit ve baskı var

JİTEM davasındaki gelişmelere dikkat çeken Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, dava sürecinde gizli tanık, tanık ve mağdur yakınlarının tehdit ve baskılara maruz kaldıklarını söyledi.

Paylaş

JİTEM davasındaki gelişmelere dikkat çeken Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, dava sürecinde gizli tanık, tanık ve mağdur yakınlarının tehdit ve baskılara maruz kaldıklarını söyledi. Son olarak 1994 yılında öldürülen Ramazan Uykur’un oğlu ve JİTEM davasında tanık olarak dinlenen İsmet Uykur’un, Kamil Atak’ın adamları tarafından tehdit edildiğini belirten Aktar, bu koşullarda adil bir yargılama yapılamayacağını ve adalete ulaşılamayacağını belirtti. Aktar, yetkililerin gerekli önlemleri alması gerektiğini söyledi.
DELİLLER ORTADAN KALDIRILIYOR
Aralarında Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz’ün ve Korucubaşı Kamil Atak’ın da bulunduğu 7 sanıklı JİTEM davasının 4. duruşması bugün devam edecek. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edecek davaya ilişkin Diyarbakır Barosu, İHD, MAZLUMDER ve MEYA-DER, ortak bir açıklama yaparak dava sürecindeki gelişmelerden duydukları kaygıları dile getirdiler. Baro hizmet binasında yapılan açıklamayı okuyan Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, JİTEM davası olarak bilinen davanın, Türkiye’nin yakın geçmişinin en azından bir bölümünü aydınlatması açısından önemli olduğunu belirterek, dava sürecinde yaşanan olumsuzluklardan duydukları kaygıları aktardı. Sanıkların Cizre ve çevresinde meydana gelen çok sayıda adam öldürme, işkence yapma, evrakta sahtecilik gibi bir dizi suç ile suçlandığını hatırlatan Aktar, “Cinayetleri işledikleri iddia olunan kişilerin, aynı zamanda soruşturma mercii olması, cinayetlerdeki kimi ipuçlarının da ortadan kaldırılmasına neden olmuştur” dedi.
TANIK VE MAĞDURLAR TEHDİT EDİLİYOR
Davanın gizli tanıkları, tanıkları ve mağdurlarının baskılara ve tehditlere maruz kaldığını belirten Aktar, “Gizli tanıkların danışıklı olarak ifadelerinden vazgeçtiklerini büyük bir dikkatle izlemekteyiz. Davanın diğer tanığı olan Mehmet Nuri Binzet’in, sanıklar ve onlar adına hareket eden kişiler tarafından ifadesini değiştirmesi konusunda baskı altına alındığı, tehdit ve telkin edildiği, dava dosyasına yansıyan belgelerden anlaşılmaktadır” dedi. Duruşmaların başlamasıyla tanıklar ve mağdurlar üzerindeki tehdit ve baskıların had safhaya ulaştığına dikkat çeken ve mağdurların mahkeme binasında bile tehdit edildiklerini söyleyen Akatar, şunları kaydetti: “Davanın sanıklarından birinin halen görevinin başında bir albay olduğu, bizzat Genelkurmay Başkanlığı tarafından kabul edilmiştir. Diğer sanık ise kendi deyimiyle, ‘emrinde 600’ü aşkın köy korucusu’ olan bir korucubaşıdır. Cizre’de bazı sanık yakınlarının mağdurlar üzerinde baskı kurduğu ortaya çıkmıştır. Nitekim 9 Ekim tarihli duruşmada dinlenen mağdur İsmet Uykur, Cizre’ye döndükten sonra sanık Kamil Atak’ın yakınları ve onlara bağlı korucular tarafından tehdit edilmiştir. Bu tehdit, korucuların etrafında gezinmesi, bellerindeki silahları gösterilmesi şeklinde gerçekleşmiştir. Konuya ilişkin suç duyurusunda bulunduk. Güvenlik kuvvetlerinin de gerekli önlem almaması mağdurları tedirgin etmektedir.”
TEHDİT VE BASKILARA KARŞI ÖNLEM ALINMALI
Mağdurların ifadelerinin bu davada gerçeklerin açığa çıkması açısından önemli olduğuna işaret eden Aktar, “Saldırganların yaptıklarına bir önlem alınmazsa saldırıların artabileceğinden kaygı duymaktayız. Yine o karanlık dönemin aktörlerinin toplum üzerinde yaymış olduğu korkudan sıyrılan muhtemel tanıkların ortaya çıkması da bu şekilde engellenecektir. Bu dava, Türkiye’nin geçmişle yüzleşmesi açısından hayati öneme sahiptir. Bunun için adil bir yargılamaya ihtiyaç vardır. Adil yargılamayı etkilemek suretiyle geçmiş karanlık dönemin aydınlatılmasını engellemeye yönelik davranış, eylem ve tutumlara karşı kamu makamlarını gerekli etkin önlemleri almaya, demokratik kamuoyunu da duyarlılığa davet ediyoruz” dedi.


ASKERİ YETKİLİNİN ADLİYE ZİYARETİ!
Yapılan açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Aktar, 8 Ekim’de askeri yetkililerin adliye binasına gelerek görüşmelerde bulunmalarına ilişkin gelen soruyu, “Elbette bir askeri yetkili başsavcılığı nezaketen de olsa ziyaret edebilir. Bu gayet normaldir. Ama olayın zamanlaması farklı yorumlara neden oluyor ve başsavcılığının ‘Böyle bir ziyaret gerçekleşmedi’ yönündeki açıklamaları yeterli değildir. Biz bu davaya ilişkin bir görüşmenin yapılmamış olmasını diliyoruz” diyerek cevapladı. Reddi hakim taleplerinin 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmesine de değinen Aktar, davayı görmekte olan 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tarafsız davranacağını umduklarını belirtti.
İHD Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbey ise Mehmet Nuri Binzet’in, derneklerine, 2 kez ifadelerini değiştirmesi konusunda tehdit edildiği için mağdur sıfatıyla başvurduğunu söyledi.
(Diyarbakır/EVRENSEL)
Cumhur Daş
ÖNCEKİ HABER

Öcalan için oturma eylemleri

SONRAKİ HABER

Kürtçe eğitim için yürüdüler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...