19 Ekim 2009 00:00

YAŞAMA KÜLTÜRÜ

Yapılarımız bizim konaklarımız, barınaklarımız…Bizi dış saldırılardan koruyacaklar her şeyden önce…

Paylaş

Yapılarımız bizim konaklarımız, barınaklarımız…
Bizi dış saldırılardan koruyacaklar her şeyden önce…
İlkel çağlarda yırtıcı hayvanların bize ulaşamayacakları yerlerde yaşamışız. Tepelerdeki mağaralarda, kayaları oyup yarattığımız oylumlarda yaşamışız…
Nice sonra, duvar yapmayı öğrenince, açıklık yerde de ev kurmuşuz.
Daha doğrusu zorunlu kalmışız buna…
Çünkü besinimizi kendimiz üreteceğiz ya… Bitek toprağı ekip biçip ürünümüzü alacağız ya… Tarlamızı, ekinimizi, ürünümüzü korumak için hemen oracıkta yerleşmek zorunda kalmışız ya…
Duvarlarla oluşturduğumuz kutuya, tepesinde (damında) bıraktığımız bir delikten girip çıkmışız. Böylece korunmuşuz…
Önce ağaç dallarını birbirine bir çadır gibi çatarak, bir külah gibi kurmuşuz; bu külahın üzerini, örneğin hayvan derileriyle örtmüşüz… Korunağımızı, barınağımızı oluşturmuşuz.
Kadın, ağaç dallarını örüp üzerine çamur sıvayarak kap kacak, küfe gibi şeyler yaparken, usuna duvarların da böyle yapılabileceği düşmüş olmalı. Böylece daha kalın dallardan yaptığı örgü üzerine çamur sıvayarak düz duvarı yapmış insan… Birbirine dik duvarlarla (ortogonal) yapı yapmayı öğrenmiş.
İyi de, bu duvarların insanı sıcaktan soğuktan koruması da iyi olmaz mı?
İşte bu sonucun elde edilmesi binlerce yıl sürmüş…
Ormanı, ahşabı bol olan yerde kütükleri üst üste sıralayarak yapmış duvarı…
Ya da ahşap bir çatkının üzerini gene ahşapla kaplayarak yapmış…
Taş olan yerde taşı işleyip örmeyi öğrenmiş… Onu da en iyi biçimde, depremde yıkılmayacak biçimde yapmalı değil mi? İşte bunu bile doğru dürüst yapmayı günümüzden ancak yaklaşık 2 bin 500 yıl önce becerebilmiş.
Killi toprağı bildiğimiz tuğla biçimine sokarak güneşte kurutup (kerpiç) ya da daha sonra ateşte pişirip tuğlayı yapmış. Bunlarla örmüş duvarı…
Güzel de, bu duvarın bizi sıcaktan soğuktan koruyabilmesi için kalınlığı ne olacak?
Bizim iklimimizde taş ya da kerpiç 40-45-50 cm, tuğla duvar en az 35 cm olacak. Beton duvar ise en az 70 cm olacak iyi bir yalıtım için…
Çevrenizdeki yapılara bakın… Böyle mi?
İstanbul’da dış duvarlar 20 cm yapılmıyorlar mı?
Olması gerekenden 10-15 cm ince duvar sizi soğuktan sıcaktan koruyor mu?
Üstelik şimdilerde bir işçi, bir günde daha çok duvar örsün diye tuğlanın altına üstüne harç koyuyor da yanlarına koymuyor. Tuğla araları aralık kalıyor. Duvarın bir yanından baktınız mı öteki yanı görüyorsunuz.
İki yandaki sıvaya kalıyor evi sıcaktan soğuktan koruma işi…
Evinizi yeterince soğuktan koruyamayacağınız için daha çok ısıtmak zorunda kalıyorsunuz. Ya da yazın sıcaktan koruyamıyorsunuz da “iklimlendirme” (klima) yaptırmak zorunda kalıyorsunuz paranız varsa…
Demek ki daha çok odun, kömür, gaz, akaryakıt, doğal gaz ya da elektrik harcamak zorundasınız.
Isıtma ya da soğutma için tüketilen “enerji” doğal kaynaklarımızdan elde edilmiyor mu? Hepimizin değil mi o doğal kaynaklar?
İşte size, varsılların, yoksulları sömürdükleri en büyük alan…
Yeteri yalıtkanlıkta duvar yapmamakla daha ucuza getirmiyor mu satılık katı, evi? Mimar da bu konuda onun yanında yer almıyor mu?
Hep böyle yapılmıyor mu?
Herkes katılıyor bu hırsızlığa… Tıpkı tapu işlerinde olduğu gibi…
Sonra da ısı kesicilerle kaplamaya (bohçalamaya) kalkıyorlar duvarları…
Böylece yapımızın soluk almasını önlüyoruz… Nemini atmasını önlüyoruz… Bu insan sağlığı için en kötü durum… Hem yapımızı hem de bizi çürütür nem!
Bilisizlik (cahillik) olduğunca hırsızlık da yok mu bu işin içinde?
CENGİZ BEKTAŞ
ÖNCEKİ HABER

Ayrılık bir İsrail’i, bir Hürriyet’i kızdırdı

SONRAKİ HABER

Görme engelliler sertifikalarını aldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...