20 Ekim 2009 00:00
Barış eli havada kalmasın
Türkiye dün, tarihi günlerinden birini daha yaşadı. Kandil ve Maxmurdan gelen barış grupları, Habur sınır kapısından Türkiyeye girdi.
Gözler dün tüm gün Habur Sınır kapısındaydı. Herkes Abdullah Öcalanın çağrısıyla barışa katkıda bulunmak için Türkiyeye giriş yapacak 34 kişiyi bekledi. Yüzlerce gazeteci sınıra kamp kurarken on binlerce kişi de barış taleplerinin dile getirmek ve 10 yıl önce yaşananların tekrarlanmaması için sınır kapısına akın etti.
Sabahın erken saatlerinde başlayan bekleyiş 8 saat sürdü ve Maxmur Kampından yola çıkanlara Kandilden gelen 8 kişilik gerilla grubunun da katılmasıyla birlikte 34 kişiyi bulan Barış Grubu sınırdan geçişini tamamladı. Sabahın erken saatlerinde yola çıkan grup Haburdan geçiş yaptığında saatler 15.50yi gösteriyordu. Avrupadan gelecek olan grubun ise yarın İstanbula ulaşması bekleniyor. Dün Barış Ggrubunu karşılamak için Habur Sınır Kapısına akın eden on binlerce kişi uzatılan barış elinin tutulmasını istedi. Bbir çok ilde de binlerce kişi sokaklara çıkarak barış talebini dile getirdi.
ÖCALANIN ÇAĞRISIYLA GELDİLER
Abdullah Öcalanın çağrısı üzerine Barış Grubu olarak Türkiyeye Kuzey Iraktaki Kandil Dağından 4ü kadın 8 gerillayla, Türkiyeden yıllar önce Iraka göç eden ve Musul yakınlarındaki Mahmur Kampında kalan 4ü çocuk 26 kişi yola çıktı. Maxmur Kampında sabahın ilk ışıklarıyla birlikte aralarında 16 yıl önce Türkiyeden göç edenlerinde bulunduğu 4ü çocuk 9u kadın toplam 26 kişi için uğurlama töreni düzenlendi.
KAZADA 1 KİŞİ ÖLDÜ
Törenin ardından peşmergelerin içinde bulunduğu polis aracının eşliğinde oluşturulan uzun araç konvoylarıyla yola çıkan grubun yer aldığı konvoyda kaza meydana geldi. Maxmur çıkışında konvoyda bulunan 1 aracın şarampole yuvarlanması sonucu Ahmet Çetin öldü, 3 kişi ise yaralandı. Kazaya karışanların Türkiyeye gelecek grubu uğurlamaya gelen ve Maxmur Kampında kalanlar olduğu belirtildi. Kaza ardından konvoy yoluna devam etti.
İKİ GRUP BULUŞTU
Kandil Dağından gelen gerilla grubuyla, Maxmurdan yola çıkan grup Musul ile Erbil arasındaki Kelek Kasabası yakınlarında buluştu. Silahsız olan 8 PKKli gerilla Mahmur Kampıdan gelen grubun konvoyuna katılarak saat 10.00 sıralarında Habur Sınır Kapısına doğru hareket etti.
MEKTUPLARLA GELDİLER
Gelen grup beraberinde Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve TBMM Başkanlığına hitaben yazılan ve örgütün Kürt sorununun çözümü için isteklerinin yer aldığı mektuplarla geldi. Maxmurdan gelen gruptakilerin serbest bırakılmaları halinde Ankaraya giderek TBMMde görüşmeler yapmak istediği belirtildi.
HABUR KAPATILDI
Habur Sınır Kapısı, Kuzey Iraktan gelmeleri beklenen Barış Grupları için sabah saatlerinden itibaren giriş ve çıkışlara kapatıldı. Gümrük sahasının dış kapısında askerler ve çevik kuvvet ekipleri, önlem alırken, gümrük sahası ile DTPlilerin beklediği TIR Parkının arasına bariyer yerleştirildi.
ÜYELİKTEN İŞLEM YAPILACAK
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Genel Başkan Yardımcısı Emine Aynanın aralarında bulunduğu 15 DTPli milletvekili grubu karşılamak için Şırnakın Silopi İlçesine geldi.
Bu arada 34 kişilik grubun soruşturması için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Şırnakın Silopi İlçesine özel yetkili 4 Cumhuriyet Savcısı gönderildi. Barış Grubuna ilk önce örgüt üyeliğinden işlem yapılacağı, ifadelerine göre suç vasfının değişebileceği belirtildi. Örgüt üyeliği işleminin Kandilden gelenlerin yanı sıra Maxmur Kampından gelenlere de uygulanacağı bildirildi. Gruptakiler kolluk kuvvetlerine değil, doğrudan Cumhuriyet savcılarına Şırnak ve Diyarbakır Barolarından hazır bulunacak olan avukatların gözetiminde ifade verdiler.
ŞİMDİ NE OLACAK?
Şimdi gözler gelenlerin akıbetinin ne olacağında. Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, Maxmurdan gelenlerin çoğunu kadın ve çocuklar oluşturduğu için tutuklama beklemediğini dile getirerek onlar için en fazla pasaport yasasına muhalefetten soruşturma yapılabileceğini belirtti. DTPli vekiller de barış sürecinin tıkanmaması için gelen gruplarda yer alanların tutuklanmaması gerektiğini belirttiler. Pişman değiliz Öcalanın çağrısı üzerine geldik diyecekleri belirtiliyor. Bu açıklamanın ardından gruptakilerin pişmanlık yasasından yararlanmaması bekleniyor.
SAMİMİYET SINAVI
Günlerdir ülke gündeminin en önemli konusu olarak tartışılan Barış Gruplarının gelişine ilişkin tartışmalar, grupların gelişiyle başka bir boyuta taşındı. Yapılan açıklamalarda, hükümete, gelen gruplarla diyalog kurulması ve bir an önce çatışmaları sonlandıracak adımlar atılması çağrıları yapıldı. Hükümetin ve Cumhurbaşkanının gelen Barış Gruplarına yaklaşımı, önümüzdeki dönem devletin, sorunun çözümüne ilişkin nasıl bir yönelime girdiğinin de işareti olacak. Hükümetin atılan adıma vereceği yanıt, aylardır sürdürdüğü açılım tartışmalarına ilişkin de bir samimiyet sınavı niteliğinde olacak.
10 YIL ÖNCE NE OLMUŞTU?
Öcalanın çağrısı ile 10 yıl önce de PKKli iki grup militanını birer ay arayla Türkiyeye göndermişti. Barış grubu olarak gönderilen iki grubunda bulunanlar gözaltına alınarak tutuklanmış ve çeşitli hapis cezalarına çarptırılmıştı. Bir grup silahlarıyla birlikte, diğer grup ise Avrupadan silahsız gelmişti. Öcalan, Kenyada yakalanıp Türkiyeye getirildikten sonra Ağustos 1999da PKKye Kürt sorununa demokratik çözüme katkı için güçlerini sınırdışına çekme çağrısı yaptı. Öcalana yanıt veren PKK, Eylül 1999 tarihinden sonra güçlerini sınırdışına çekme kararı aldı. PKK önce 1 Ekim tarihinde 1. Barış ve Demokratik Çözüm Grubu denen sekiz kişilik silahlı militanını Türkiyeye gönderdi. Bunlar, Hakkârinin Şemdinli ilçesi Geli Şin köyünden Türkiyeye giriş yaptı. 29 Ekim tarihinde de ikinci grup Avusturyadan geldi.
1 Ekim 1999 tarihinde Ali Sapan, Seydi Fırat, M. Şirin Tunç, İsmet Baycan, Sohbet Şen, Yüksel Genç, Yaşar Temur ve Gülten Uçardan oluşturulan grup Türkiyeye giriş yaptıktan sonra tutuklanarak Muş E Tipi Cezaevine gönderilmişti. Öcalanın ikinci barış grubu çağrısında ise Haydar Ergül, Ali Şükran Aktaş, Aygül Bidav, İmam Canpolat, Yusuf Kıyak, Aysel Doğan, Hacı Çelik ve Dilek Kurt 29 Ekim 1999 tarihinde Viyanadan havayoluyla Türkiyeye gelmişti. Bu grubunda akıbeti farklı olmadı. Her biri 7 ile 15 yıl arasında değişen hapis cezaları aldı.
(Şırnak/EVRENSEL)
TALEPLERi
Kandil ve Maxmur Mülteci Kampından dün Türkiyeye giriş yapan Barış Grupları taleplerini içeren bir mektubu da yetkililere vermek üzere beraberlerinde getirdi. Barış ve Demokratik Çözüm Grupları imzalı mektup, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Sayın Yetkililerine, Türkiye Halklarına Ve Demokratik Komuoyuna cümleleriyle başlıyor. Grup üyeleri, çözüm ve ortak yaşam koşullarının yaratılabilmesi için taleplere yer verdikleri mektupta, Abdullah Öcalanın çağrısı üzerine Kürt sorunun çözümünde tıkanan siyasi sürecin açılması için kendi özgür iradeleriyle geldiklerini ve Ceza Yasasındaki etkin pişmanlık maddesinden (221. madde) yararlanmak için gelmediklerini belirttiler.
Sürece dair gelişmelerin de değerlendirildiği mektupta şu taleplere yer verildi:
*Abdullah Öcalanın hazırladığı Kürt sorununun barışçıl ve demokratik siyasi çözümü için Yol Haritasının ilgili muhataplarına verilmesini ve tüm kamuoyuna açıklanmasını,
*Askeri ve siyasi alana dönük operasyonların durdurulmasını ve Kürt sorununun barışçıl ve demokratik siyasi çözümünün önünün açılmasını ve bu çözümün Türkiyenin gerçek anlamda demokratikleşmesine bağlı olarak Kürt halkının özgür iradesini esas alma temelinde diyalog ve müzakere yöntemiyle gerçekleştirilmesini,
*Türkiye demokratik ulusunun bir parçası olarak Kürt halk kimliğimiz temelinde ve anayasal güvenceye sahip olarak özgür, eşit ve birlikte yaşamak,
*Anadilimiz olan Kürtçeyi her yerde özgürce konuşmak, öğrenmek, geliştirmek ve tarihi değerlerimizi, kültürümüzü ve coğrafyamızı anadilimizde yaşamak,
*Çocuklarımızı Kürtçe adlandırmak, Kürtçe eğitmek ve büyütmek,
*Kürt halkı olarak tarihimizi, kültürümüzü, sanat ve edebiyatımızı özgürce yaşamak, geliştirmek ve korumak,
*Kendi kimliğimizle demokratik toplumsal örgütlenmemizi geliştirmek, demokratik siyaset yapmak ve kendimizi özgürce ifade etmek,
*Türkiyenin demokratikleşmesini ve bunun için sivil-demokratik bir anayasanın hazırlanmasını istiyoruz.
Mektupta, bölgenin köy, kasaba ve şehirlerinde özel harekatçı, korucu ve polisin baskı ve zulmünden uzak, yeterli imkanlara kavuşmuş ve güvenlik içinde yaşama talebi de dile getiriliyor. (HABER MERKEZİ)