SINIF FARKI

AKP Hükümeti’nin eğitimin bütün yükünü öğrencilerin ve velilerin üzerine yıkmaya çalışmasının sonuçları görülmeye başlandı. Eğitim araç gereçlerindeki yetersizlikler, katkı payları, müfredatın gerici içeriği derken aynı okullarda bile farklı statüde sınıflar oluşturulmaya başlandı. Bahçelievler’de bir lisede derslerinde başarılı olduğu iddia edilen öğrencilere 500 TL ödemeleri karşılığında ‘Proje sınıfları’ oluşturuldu. Okulda bulunan toplam 40 sınıfın ikisinde diğer sınıflarda olmayan araç gereçlerle eğitim-öğretim yapılıyor. Eğitimi parası olanların hakkı olarak görenler para verenlerle para veremeyenleri birbirinden ayırmaya başladı. Eğitimciler, böyle bir uygulamanın eşitsizlikleri artıracağı ve eğitimin birliği açısından sakıncalı olduğunu belirtiyor. Öğrenciler ise, “Biz de onlar gibi projeksiyonlu, tekli sıralarda kara tahta yerine güzel tahtalarda eğitim görmek istiyoruz. Öyle hocalardan ders almayı biz de isteriz. Bizim onlardan hiç bir eksiğimiz yok” diyorlar.
BİR TARAFTA ÇATLAMIŞ SIRALAR...
İstanbul Bahçelievler’de bulunan Yenibosna Lisesi emekçi çocuklarının okuduğu bir lise. Bu lisede bulunan 40 sınıftan ikisinde eğitim görenler diğerlerine göre ayrıcalıklara sahip. Sıraları tek kişilik, tahtaları ‘kara’ değil, projeksiyon makineleriyle ders görüyorlar. Bunun nedeni ise 500 TL ödemiş olmaları. Bunun gerekçesini sorduğumuz okul yöneticileri ise ‘Nereden uyduruyorsunuz bu saçmalıkları’ diyerek kaçamak yanıtlar vermekle yetiniyorlar. Ancak öğrencilerin anlatımları, sınıfların fotoğrafları ve eğitimciler olan bitenin bir iddia olmanın ötesinde olduğunu gösteriyor.
Bu uygulamanın ne anlama geldiğini sorduğumuz Hasan adlı öğrenci, öğrenciler olarak karşı çıktıklarını, öğrencilerin eğitim hakkının bile ellerinden alındığını söyledi. Kendileri eski masalarda üzeri çatlamış sıralarda otururken parayı verenlerin tek kişilik sıralarda ders gördüğünü anlatan Hasan, “Biz tebeşir bulamazken onlar özel tahtalarda projeksiyonlarla ders işliyor” diye konuştu.
MEĞER HERŞEY ONLAR İÇİNMİŞ
Ders gördüğü sınıflardaki koşulları anlatan Cansu’nun söyledikleri de Hasan’ı doğruluyor. “Kendi sınıfımızda sıraların altı yerdeyken, özel sınıflarda geçelim sıraların altını herkes ayrı ayrı oturuyor. Tahta, güneşten görünmediği için sıraları birbirine yapıştırıp tahtayı güç bela görmeye çalışıyoruz fakat özel sınıflarda en iyi mekanizmalı perdeler olduğu için bu sorunlar yaşanmıyor” diyen Cansu, “Devlet okullarının içi özel kolej olmuş desem yeridir. Zaten okul kayıt zamanında bizden temizlik vs. parası olarak 100 TL’den aşağı olmamak üzere paralar aldı. Meğer bu paralar temizlik için değil özel sınıflar içinmiş” dedi.
BÜYÜK HAKSIZLIK
Böyle bir uygulamayı saçma olarak nitelendiren Hüseyin ise “Hepimiz sonuçta devlet okulunda okuyoruz. Ama böylesine sınıfların olması bize yapılmış en büyük haksızlık” diyerek sorunun başka bir boyutuna dikkat çekiyor. “Biz de onlar gibi projeksiyonlu, tekli sıralarda kara tahta yerine güzel tahtalarda eğitim görmek istiyoruz. Öyle hocalardan ders almayı biz de isteriz” diyen Hüseyin, onlardan para dışında hiç bir eksikleri olmadığını vurguladı.
Özel sınıfların adaletsizliğin göstergesi olduğunu ifade eden Ferhat da şunları söyledi: Okulda demokrasi var diyorlar ama tamamen eşitsizlik oluyor. 2000 kişilik okulda parasını verip okuyan 2 sınıf var. Sınıfın tahtasından, sırasına, hocasına kadar her şey değişik.
SİTEM BOŞA DEĞİL
Herkese eşit ve parasız bir eğitim yalanının en güzel örneklerinden birini yaşadıklarını söyleyen Serdar “Yaşıtlarımızın bir duvar yanda, sadece maddi durumu iyi olduğu için farklı sıralarda, daha özel fırsatların sunulduğu sınıflarda. Beni yanı başımdaki sınıftan ayıran şey sadece daha fazla parası olması mı? İşte sizler de gördünüz eğitim sisteminin ne hale geldiğini. Bunca öğrencinin sitemi boşa değil” diye konuştu.
(İstanbul/EVRENSEL)

---

EĞİTİMİN SORUNLARI BÖYLE ÇÖZÜLMEZ

Eğitim Sen 1 Nolu Şube Başkanı Yunus Öztürk, Yenibosna Lisesi’nin alt gelir gruplarının çocukların gittiği bir lise olduğunu, dolayısıyla okula bir katkı yapılamadığını söyledi. AKP Hükümeti’nin izlediği politikalar sonucunda okul yöneticilerini velilerden kaynak sağlamaya yöneldiğini anlatan Öztürk, “Bu nedenle notu yüksek olan öğrencilerin velilerinden kaynak sağladı. Başka okullara gidecek öğrencileri okulda tuttu” diye konuştu. Devlet okulları içinde bir ayrıcalık yaratılmasının öğrenciler üzerinde olumsuz etkileri olacağını belirten Öztürk, “Öğrencilerin gözüne batacak şekilde böyle proje sınıfı oluşturulması kabul edilemez” dedi. Bu şekilde eğitimin sorunların çözülemeyeceğine dikkat çeken Öztürk, iki sınıfı düzeltmiş olmanın okulun başarısını artırmayacağını aksine ayrımcılığa yol açacağını sözlerine ekledi. Bunun da eğitim öğretimin birliği açısından sakıncalı olduğuna vurgu yapan Öztürk, eğitime merkezi bütçeden ayrılan payın artırılması gerektiğini sözlerine ekledi. Öztürk, okul idaresiyle görüşmeler yaparak uygulamayı tasvip etmediklerini ilettiklerini de söyledi.
İsmail İlgün-Şevket Akyol