26 Ekim 2009 00:00
Altıncı acele etmemiş!
İzmirin Menderes ilçesine bağlı Efemçukuru köyünde altın madeni işletmek için hazırlıklarını tüm hızıyla sürdüren Kanadalı TÜPRAG Altın Şirketi...
İzmirin Menderes ilçesine bağlı Efemçukuru köyünde altın madeni işletmek için hazırlıklarını tüm hızıyla sürdüren Kanadalı TÜPRAG Altın Şirketi, arazilerini satmamakta direnen Efemçukuru köylülerinin taşınmazlarının acele kamulaştırılması için gerekli hamleyi yaptı.
Bakanlar Kurulu tarafından 3 Ocak 2008 yılında alınan Acele Kamulaştırma Kararına rağmen, arazilerin kamulaştırılması için acele etmeyen şirket, dava için gerekli harç ve masrafları ilgili kuruma yatırarak süreci başlattı.
Şirketin 2008 yılının başından bu yana acele kamulaştırma kararını köylülerin topraklarını mahkemeye gitmeden alabilmek için Demoklesin kılıcı gibi kullandığına dikkat çeken köylülerin avukatı Arif Ali Cangı, bunda belli ölçüde başarı da kazandığını söyledi. Cangı, Şirket Bakanlar Kurulunun bu kararını bir tehdit gibi kullanarak, köylülerin satmadığı 35 parselden 25ini satın aldı. Geriye direnen 7 köylüye ait 10 parsel kaldı. Acele kamulaştırma kararı 3 Ocak 2008de alınmıştı. Köylülerin topraklarının şirkete verilmesi savaş durumunda uygulanan acele kamulaştırma kararının alınmasını gerektirecek kadar aceleydi de, neden 1 yıl 8 ay beklendi o zaman sorusunu yöneltti. Cangının önemle üzerinde durduğu bir diğer konu ise Bakanlar Kurulu Acele Kamulaştırma Kararının yargı aşamasının henüz tamamlanmaması.
KANADALI ŞİRKETE BAKANLIK KOZU
Topraklarını satmak istemeyen Efemçukuru köylüleri, Kanada sermayeli TÜPRAG şirketinin işletmek istediği madenin önündeki en ciddi engellerden biriydi. Bakanlar Kurulu şirketin bu engeli aşabilmesi için ancak savaş, seferberlik ve afet durumunda işletilmesi gereken acele kamulaştırma kararını devreye soktu. 3 Ocak 2008 tarihinde yayınlanan Resmi Gazetede çıkan bu karara karşı köylüler Danıştaya iptal davası açtılar. Şirket ise Bakanlar Kurulu tarafından ellerine verilen bu kozu kullanmak için hiç acele etmedi. Bakanlar Kurulunun kararını köylülere karşı koz olarak kullanarak 1 yıl 8 ay boyunca kararın uygulanması doğrultusunda bir adım atmadı. Bu arada köylülerin Bakanlar Kurulu kararı ile ilgili açtığı davada, Danıştay 6. Dairesi, köylülerin istediği yürütmeyi durdurma talebini reddetse de bir üst mahkeme olan Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu (DİDK), köylüleri haklı buldu ve işlemin yürütmesini durdurdu. DİDKnın bu kararından sonra dosyayı tekrar önünde bulan Danıştay Dairesi, Danıştay İdari Dava Dairelerinin yürütmeyi durdurma kararına rağmen, davanın reddine karar verdi. Bu karar da köylülerin avukatı tarafından temyiz edildi.
DANIŞTAYIN KARARI BEKLENMELİ
Bakanlar Kurulu Acele Kamulaştırma Kararının hukuki süreci bu gelgitler arasında sürerken, Efemçukuru köylüleri aynı konu ile ilgili yeni bir mahkeme süreci ile karşı karşıya kaldı. TÜPRAG 1.5 yıl aradan sonra Bakanlar Kurulunun acele kamulaştırma kararının uygulanması için gerekli olan yasal prosedürü tamamlayarak, dava için gerekli masrafları Muhakemat Müdürlüğüne yatırdı. Böylece arazilerin acele kamulaştırılması için süreç başladı. Şirket tarafından açılan dava ile ilgili Menderes Asliye Hukuk Mahkemesine bugün (26 Ekim Pazartesi) itiraz dilekçesi vereceklerini belirten köylülerin avukatı Arif Ali Cangı, kamulaştırmanın iptaline ilişkin davanın temyiz aşamasının beklenmesi gerektiği görüşünde. Bu davanın temyiz aşamasında verilecek olan yürütmeyi durdurmanın kabulü ya da reddi kararının sürecin geleceğini belirleyeceğinin altını çizen Cangı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun daha önce verdiği yürütmeyi durdurma kararı göz önüne alındığında, temyiz incelemesi sonunda davanın reddine dair kararın bozulması olasılığı çok yüksek. Dava konusu işlemin dayanağını oluşturan acele kamulaştırma işleminin yürütmesinin durdurulması ve iptali halinde, Menderes Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davalarda yapılan işlemlerin hiçbir geçerliliği kalmayacaktır dedi. (İzmir/EVRENSEL)
İZMİRLİNİN SUYU MADENE FEDA EDİLDİ
İzmirin damı denilen ve kente kuş uçuşu 20 kilometre uzaklıkta bulunan Efemçukuru köyü, yıllardır dünyaca ünlü üzümleri ile değil altın madenciliği tartışmalarıyla gündemde. Türkiyenin üçüncü büyük ilinin içme ve kullanma suyunun sağlandığı havzada bulunan köyde yapılmak istenen altın madenciliği, İzmirlilerle AKP Hükümetini karşı karşıya getiren sorunlardan birisi durumuna geldi. DSİ tarafından kentin güney bölgesinde yaşayan 300 bin kişinin içme suyunun karşılanması için yapımı planlanan Çamlı Barajından, tam bölgede altın madeni işletileceğinin ortaya çıktığı günlerde vazgeçildi. İzmir Büyükşehir DSİnin Çamlı Barajı projesinden vazgeçmesi üzerine, barajın kent için yaşamsal önemde olduğunu belirterek, tüm masraflarını belediyenin öz kaynaklarından karşılamak üzere projeyi üstlendiklerini duyurdu. İşte tam bu aşamada ülkemizde belki binde bir olan bir şey gerçekleşerek bakanlıktan neredeyse ilk kez bir ÇED raporuna izin çıkmadı. İzin çıkmayan ÇED raporu, Çamlı Barajının yapımı için istenmekteydi! Yüz binlerce insanın içme suyunu sağlayacak, kentin tek yüzey su toplama alanı olarak tanımlanan, çam ormanları içindeki alana baraj için izin vermeyen hükümet, bölgede yapılacak altın madenciliği için ise tereddüt göstermeden gerekli izinleri verdi. Hükümet kurumları, altın madenine izin vermekle kalmayıp, madenin önüne dikilen tüm engelleri aşacak düzenlemeleri de bir bir yaşama geçirdiler.
Özer Akdemir