27 Ekim 2009 00:00

Süreç provoke edilmek isteniyor

BARIŞ ve Demokratik Çözüm Grubu’nun Türkiye’ye gelişinde, yüz binlerin sokağa çıkmasına ilişkin Başbakan Erdoğan’ın, Baykal ve Bahçeli’nin...

Paylaş

BARIŞ ve Demokratik Çözüm Grubu’nun Türkiye’ye gelişinde, yüz binlerin sokağa çıkmasına ilişkin Başbakan Erdoğan’ın, Baykal ve Bahçeli’nin değerlendirmelerini, ‘Süreci provoke etmek’ olarak nitelendiren Demokratik Toplum Partisi (DTP) Eş Başkanı Ahmet Türk, DTP’ye yönelik kışkırtma ve saldırılara karşı “Kürtleri linç mi ettirmek istiyorsunuz” diye sordu.
DTP eş başkanları Ahmet Türk ve Emine Ayna, açılıma ilişkin son gelişmeler ve buna karşı geliştirilen provokatif söylemleri değerlendirdi. Hafta sonu toplanan PM’de yapılan değerlendirmeler ışığında, milletvekilleri ile birlikte dün kameraların karşısına çıkan eş başkanlar adına konuşan Türk, Abdullah Öcalan’ın çağrısı ile PKK’nin, “barış ve çözüme şans tanıma, demokratik siyasetin önünü açma amacıyla Türkiye’ye bir barış grubu gönderdiğini” söyledi. Atılan adımı önemsediklerini belirten Türk, bunun, yüz binlerin sevgi ve coşku selinden açıkça anlaşıldığını kaydetti. Türkiye’nin tarihi bir dönem yaşadığına dikkat çeken Türk, “Ya hep birlikte kazanacağız, ya da hep birlikte kaybedeceğiz. Üçüncü bir seçenek yoktur ve olmayacaktır” dedi.
‘BARIŞ İSTEMİNİN YANSIMASI’
Bu barışçıl adımın, demokratik Türkiye kamuoyunun, barış ve demokrasi güçlerinin barışa olan beklenti ve umutlarını artırdığına da dikkat çeken Türk, gelişi, ‘Ön açıcı ve önemli bir başlangıç adımı’ olarak değerlendirdiklerini söyledi. Coşku ve sevinç gösterilerinin, ‘bir an önce barış istemi ve talebini’ yansıttığını ve ‘bayram havasına dönüşen gelişlerin’ bu nedenle doğru okunması gerektiğini belirten Türk, tabloyu özünden saptırmaya çalışan ve bir şov olarak gören yaklaşımları, ‘Büyük bir talihsizlik’ olarak nitelendirdi. Türk, ayrıcalıklı konumlarını ve iktidarlarını, savaşçı söylemle sürdürmeye çalışan siyasetçilerin, kutuplaştırma ve kışkırtma girişimlerine dikkat çekti. Yaşanan gelişmeleri hükümet başta olmak üzere herkesin iyi okuması gerektiğini belirten Türk, Kürt halkının barışa kenetlendiğini kaydetti. Siyasi liderlerin kullandığı dilin, “barış grubunun gelişini bir gerilim kaynağı olarak göstermek isteyen, ortamı kışkırtıp süreci provoke etmeye çalışan birtakım odakları beslediğini” kaydeden Türk, hedefine daha çok CHP lideri Deniz Baykal, MHP lideri Devlet Bahçeli ve Başbakan Erdoğan’ı koydu. Bu söylem ve kışkırtmalarla sokak çatışmalarının önünün açılmak istendiğini de kaydeden Türk, toplumsal gerginlik çıkarmak isteyenlerin planlı ve organize olduklarının da altını çizdi. Türk, yaşanabilecek olumsuzlukların vebalinin MHP ve CHP’ye ait olacağına da dikkat çekti.
Başbakan Erdoğan ve hükümet üyelerinin, karşılamaları ‘Siyasi şov’ olarak değerlendirmesini, ‘Hazin bir tablo’ diye yanıtlayan Türk, milliyetçi tehditlerden korkan hükümetin, partilerini hedef aldığını ve CHP ve MHP’nin gerdiği ortamdan etkilenerek geri adım attığını söyledi. Başbakan Erdoğan’ın, ‘Eğer böyle giderse sil baştan yaparız’ söylemini de ‘açılım sürecinde kararlı olmadıklarına’ bağlayan Türk, Avrupa grubunun gelişinin engellenmesini de bu çerçevede değerlendirdi. Türk, hükümeti samimiyse, kararlı ve cesur olmaya, milliyetçi odakların tehditlerine boyut eğmemeye çağırdı. DTP’yi ve Kürtleri suçlayan dilden vazgeçilmesini isteyen ve bunun barışa hizmet etmeyeceğini belirten Türk, “Kürtlerin bir adım, bir jest, güçlü bir irade beyanı beklediğini” söyledi. DTP olarak barışçıl rolleri ve demokratik duruşlarını sürdüreceklerini söyleyen Türk, kamuoyuna provokasyonlara-kışkırtıcı tutum ve davranışlara karşı duyarlı olmaya çağırdı. Avrupa grubunun geliş tarihini, bir gün sonra 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı olması nedeniyle kendilerinin de doğru bulmadığını belirten Türk, sürecin zaten zor, inişli-çıkışlı olduğunu bildiklerini ifade etti.
(Ankara/EVRENSEL)
ÖNCEKİ HABER

BURSA’DAN BARIŞ MÜCADELESİNE ÇAĞRI

SONRAKİ HABER

EL ELE VERME ZAMANI!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...