29 Ekim 2009 00:00
HAYATIN İÇİNDEN
Kafaları karışık. Bir grup milliyetçi açılımı protesto için yürüyor.
Kafaları karışık.
Bir grup milliyetçi açılımı protesto için yürüyor.
Kürt açılımı mı?
Ermeni açılımı mı?
Farketmez. Açılım kelimesi yürüme sebebi.
Yürüsünler. Ne demişti büyüğümüz?
- Yollar yürümekle aşınmaz.
Hem yürüyorlar, hem bağırıyorlar. Hedefleri AKP. Başta başbakan. Ardından bakanlar. Diğerleri. Belli ki bir yerlere gidip siyah çelenk koyacaklar. Bir iki kontrollü taşkınlık. Sonra huzur içinde eve. Hepsi Türk milliyetçisi, sloganlarının tamamı Arapça.
Ne o?
Protesto yapıldı, bitti. Mesajlar verildi. Aynı zamanda seçmen olan protestocu devletliyi ihtar etti. Artık adımlar denk atılacak.
Tamam, adamlar yanlış ya da doğru kendi dünyalarındaki fikirsizliklerinin peşinde yürüyorlar. Ama kader işte.
Diğer köşede işten atılan işçiler. Seslerini duyurmak için bir iki pankart açmışlar bir parkta sessizce oturuyorlar. Çoğu evli, çoluk çocuk sahibi. İyi eğitim, sosyal güvence, sağlıklı yaşamdan vazgeçmişler, tek davaları ekmek bekleyen çocuklarının karınlarının doyması. Tencerenin kaynaması.
Bizim açılım düşmanları için bulunmaz av.
Zibidilere göre, işini kaybettiği için parkta direnen, AKPye çatan işçi kesin düşman. Sen misin AKPye söylenen?
Hücum.
Kafaları karışık. Açılım yapan AKPye düşman, işçi kovan AKPye dostlar.
Bir genç kız.
Elinde bildiriler. Barış istiyor.
Ne demişti devletliler?
Herkes fikrini söylesin. Barışın bir ucundan tutsun. Kan akmasın.
İyi mi?
Peki üniformalı kim?
Devletli barış istiyorum diye ortada gezerken, üniformalı savaş istiyorum diye ortada gezebilir mi?
Sen misin barış isteyen, doğru merkeze.
Biri genç kız. Elinde kağıtlar. Öteki de genç kız. Üniformalı. Belli ki mutsuz. Hınçlanmış birilerine. Devletin silahını vatandaş genç kızın ağzına sokuyor, besbelli doğru olan, söylenene göre.
Boşaltırım mermileri
Devletli barış istiyor. Devletin üniformalısı kızgın.
Kafaları karışık.
ARİF NACAROĞLU