Bu mudur?

“Popun Kralı” Michael Jackson’ın haziran ayındaki ani ölümü, bütün dünyada şaşkınlık yaratmıştı. 50 yaşındaydı, birçok skandalla gündeme gelmişti, uzun süredir ortalarda görünmüyordu ama belli ki seveni çoktu.
Michael Jackson’ın ölümünün ardından çok tartışma çıktı, çok spekülasyon yapıldı. Çocuk tacizi davaları, borçları, sağlık durumu, beyazlayan cildi, zaten onlarca milyon satan albümleri kadar dikkat çekiciydi. İlaçlara bağlı ölümünün cinayet olduğu bile iddia edildi.
VEREMEDİĞİ KONSERLERİN HAZIRLIĞI
Bu hafta bütün dünyayla birlikte bizde de gösterime giren This Is It, Michael Jackson’ın son konser dizisinin hikayesi. Londra’da başlayacak 50 konserlik dizinin adı da This Is It olarak belirlenmişti. This Is It, yani "Budur" gibi bir anlamı var. Konserlerin biletlerinin kısa sürede tükenmesi, izleyicide ne kadar büyük bir beklenti olduğunu da gösteriyordu, bu işte ne kadar büyük paralar döndüğünü de...
İşte bu belgesel, konserlerin bütün hazırlık sürecinde yapılan çekimlerin kurgulanmış halinden oluşuyor. Dansçıların seçmelerinden başlayarak, her şarkı için ayrı film çekimleri, koreografinin figür figür belirlenmesi, şarkıların yeniden düzenlenmesi, alevlerin uçuşması, vinçlerin şarkıcıyı kaldırıp indirmesi, asansörlerden zıplayan dansçıların girişi çıkışı derken, yoğun bir hazırlık süreci seyircinin karşısına çıkıyor. Bu yoğun hazırlık sürecinin başrolü tabii ki Michael Jackson ve bütün titizliğiyle her ayrıntıya kafa yormaya çalışan, sürekli sevgi mesajları veren bir “kral” olarak portresini izliyoruz.
SON GÜNLERİNİ YAŞIYOR
Sadece bundan ibaret olsa, üstüne, Jackson’ın klasikleşmiş şarkılarını, etkileyici gösteriler eşliğinde dinlemek, ortaya konser tadında bir film çıkarabilirdi.
Ama ondan çok, acıklı bir tarafı da var This Is It’in. Çünkü Michael Jackson, sadece sahnelerden yıllardır uzak kalan biri gibi değil, bayağı hasta bir adam görüntüsü çiziyor. Bir tek şarkı söylediği zaman bile, “Aman Michael, otur dinlen, su iç” diye peşinden koşuyorlar. Çok çabuk yoruluyor, ilaçlarla ayakta durduğu çok belli. Bu haliyle, adam koca konseri nasıl verecek, art arda sahneye nasıl çıkacak diye düşünmeden edemiyor insan.
Dahası, kafası bile yavaş çalışıyor. Dünyaya sahip çıkmak lazım, sevgiyle her şey çözülür, hepinizi seviyorum türünden mesajları da, “Nasıl bir gönül adamıymış” demenize pek olanak vermiyor. Basbayağı gözlerimizin önünde ölmek üzere olan biri var çünkü.
YOKSA ‘BU DEĞİL’ Mİ?
Michael Jackson’ın bir grup hayranı tarafından, bu filmde gösterilenlere itiraz eden “This Is Not It” adında bir internet sitesi açılmış. Sitede, Michael Jackson’ın kendi başına yürüyemez, yemek yiyemez halde olduğu görüntülerin filmde yer almadığı hatırlatılıyor ve turun organizatörü olan, aynı zamanda filmin yönetmeni Kenny Ortega, Jackson’ın sırtından para kazanmakla suçlanıyor.
This Is It’te ise bir kez bile paranın lafı geçmiyor. Ne biletlerin kısa sürede tükenmesi, ne hazırlıklara harcanan paralar, hiçbir şekilde... Belki dünyanın en pahalı konser prodüksiyonlarından birinden, para lafı geçmeden söz etmek, biraz kuşku uyandırmıyor değil.
Filmden, kimin neden sorumlu olduğu sonucunu çıkarmak güç. Güçlükle ayakta durduğu belli olan Jackson, her ayrıntıyla o kadar ilgili, o kadar mükemmeliyetçi ki, belki de sorumlu tutulacak başka biri yoktur.
This Is It, iki tarafı olan tuhaf bir filmle karşı karşıya bırakıyor izleyiciyi. Bir yandan popun kralının şarkılarını başından sonuna eğlenerek izlemek de mümkün, diğer yandan bir yıldızın kuşkulu ölümü, şöhretin insana ettiği, devasa bütçelerle boğuşmanın sonuçları üzerine düşüncelere gömülmek de...
cagdas@evrensel.net
Çağdaş Günerbüyük