31 Ekim 2009 00:00

Gelişmeleri iyi okumalıyız

Bu günlerde ülkemizde olup bitenler, birçok soru işareti yaratmaktadır aklımızda.

Paylaş

Bu günlerde ülkemizde olup bitenler, birçok soru işareti yaratmaktadır aklımızda. Neden mi? Şu son bir ayda ülkemizde ve siyasal iktidar cephesinde gelişen olaylara baktığımızda, neler söyleyebiliriz veya neler düşünebiliriz. Tabi ki siyasal iktidarı devletten ayrı düşünemeyiz. Her ne kadar hükümetin, devletle olan bazı çelişkileri olabilse de; bugün için yapmak istediği bazı düzenlemeleri (Kürt açılımı, demokratik açılım gibi) devlete rağmen yapması pek mümkün görülmemekte.
Peki bu iktidar nasıl oldu da birdenbire demokrat veya demokrasi yanlısı oluverdi? Hükümet cephesindeki bu ani değişiklik, dikkat çekici gelmiyor mu acaba? Demokrasi güçlerinin ve Kürt hareketinin, siyasal iktidarın bu ani değişimini iyi görmelerinin ve iyi değerlendirmelerinin, kendi gelecekleri açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Devletin veya hükümetin gündemine aldığı açılımları çok dikkatli izlemeli ve temkinli yaklaşmalıyız. Özellikle örgütlü Kürt yapılanmasının devletin bu iyimser yaklaşımına karşılık, bugünden sonraki olası gelişmeler karşısında daha uyanık ve soğukkanlı olmaya hazırlıklı olmalıdır. Aynı durum diğer muhalif güçler içinde geçerlidir. Eğer bu hükümet, (devlet demiyorum) bu söylemlerinde veya yapmak istediklerinde biraz da olsa samimiyse eğer; şu iki önemli hususu hemen gündemine almalı ve uygulamaya koymalıdır.
1: Ayırımsız bir genel af çıkarmalıdır. Yani 1980 askeri darbesinin toplumda yaratmış olduğu tahribatın sonucu olarak, dağa çıkanları, Avrupa ülkelerinde mülteci olarak yaşamak zorunda bırakılanları ve Türkiye cezaevlerinde yatan siyasi tutuklu ve hükümlüleri, tabi ki diğer genel suçluları da kapsayan şartsız bir genel af çıkarmalıdır. Türkiye’nin en önemli ihtiyaçlarından biridir bu sorun.
2: Yeni bir anayasanın hazırlanması. Bu anayasanın kapsamı ve içeriği, hem demokratikleşmeyi sağlamalı ve hem de demokrasiyi güçlendirmelidir. Yani Türkiye topraklarında yaşayan her düşünce oluşumu ve her toplumsal yapı (kimlik) kendisini her şekilde özgürce ifade edeceği, demokratik bir anayasanın hazırlanmasında yer alabilmeli ve buna uygun bir anayasa hazırlamalı ve yürürlüğe konmalıdır. Bu da Türkiye’nin en önemli bir ihtiyacıdır. Şu aşamada, hükümet bu iki önemli hususu gündemine alıp uygulamaya koyarsa, toplumsal muhalefetin desteğini ve gücünü arkasına almış olacaktır. Bu da hükümetin uygulamalarının karşısında olan statükocu güçlerin engelini aşacak, kendi manevra alanını genişletmiş olacaktır demektir.
Yok eğer hükümet, bu iki önemli husus için “Gündemimizde böyle bir şey yoktur” diyorsa, yapmak istediği açılımların, olsa olsa bugünkü devlet yapısını daha da güçlendirmeyi ve daha da gericileştirmeyi hedefliyor demektir. Bu durum hem Kürt hareketi için, hem de diğer sosyal muhalefet grupları için tehlikeli bir gelişme demektir. Onun için diyorum ki, Türkiye’deki düzen muhalifi bütün demokratik güçlerin ayrım yapmaksızın, siyasal iktidarın geliştireceği bu yeni konsepti iyi okumaları gerekiyor ve buna uygun tavır geliştirmeleri gerekmektedir.
Başta Kürt hareketi olmak üzere, diğer sosyal muhalefet güçlerini de içine alan yeni bir saldırı ve yok etme planını geliştirmiş olabilir egemen güçler.
Çünkü bu açılımların içi boş, yarınki gelişmelere uygun olarak her türlü şekilde bu açılımların içi doldurulabilinir. Onun için Türkiye demokrasi güçleri, bu açılımlar karşısında Kürt hareketini yalnız bırakmamalıdır. Birlikte hareket etmeyi sağlayarak, yukarıda belirttiğim iki önemli maddede hükümete baskı uygulayarak, demokrasinin önünü açacak bu demokratik girişimleri hükümete dayatmalıdırlar. Onun için bizlerin, hükümetin bu gelişmeler karşısındaki tutumunu iyi görmek gerekiyor ve buna uygun politikalar geliştirmek zorundayız.
Muzaffer Yallı (Eğitimci)
ÖNCEKİ HABER

İstanbul Kitap Fuarı açılıyor

SONRAKİ HABER

Hastaneler savaş uçağı, okullar bomba, yollar tank olur mu...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa