02 Kasım 2009 00:00
ROJEV
Cumhuriyetin 86. yılı kutlandı. Cumhuriyet gazetesi, geçen hafta boyunca dönen Neyi kutluyoruz?
Cumhuriyetin 86. yılı kutlandı. Cumhuriyet gazetesi, geçen hafta boyunca dönen Neyi kutluyoruz? reklamlarının ardından 29 Ekimde manşetten yayımladığı bulmacasıyla Cumhuriyete sahip çıkma çağrısı yaptı. Gazete, aynı gün yayımladığı Neyi kutluyoruz? başlıklı başyazısında, Cumhuriyet rejiminin büyük bir tehlikede olduğuna dair mesajlar verdi. Bu başyazıda, 1923 Cumhuriyetinin temeli olan laikliğin ve bölünmez bütünlüğün dış güçlerle iş birliği içindeki mihraklar tarafından tehdit edildiği savunuluyor. Cumhuriyet gazetesi, 20. yüzyılın sonlarında iktidardan uzaklaştırılan İslamcıların dış güçler tarafından sandık desteğiyle iktidara getirildiğini ve yine bu dış güçlerin, ülkenin güneydoğusunda terörü kışkırtarak ülkeyi bölünme noktasına getirdiğini söylüyor. Bunun için Cumhuru, bayramını kutlamaya değil Cumhuriyete sahip çıkmaya çağırıyor!
Cumhuriyetin başyazısına baktığınızda, bugün tehlikede olan Cumhuriyet rejimini korumak için neler yapılması gerektiğini de anlıyorsunuz. Öncelikle 28 Şubat sürecinde olduğu gibi seçimle iktidara gelen İslamcılar yine iktidardan uzaklaştırılmalıdır. Özcesi, bugünlerde çokça tartışılan İrtica ile Mücadele Eylem Planı başarılı olsaydı, rejim önemli tehditlerden birini bertaraf etmiş olacaktı. Cumhuriyet rejimini tehdit eden diğer meseleye gelince; Ergenekon Operasyonu ile teşhir olup sistem için ayak bağı oluşturmaya başladıkları için tasfiye edilen Veli Küçükler, Levent Ersözler işbaşında olmayı sürdürseydi, ülkenin bölünmez bütünlüğü de korunmuş olacaktı. İşte o zaman Cumhuriyet gazetesi, Neyi kutluyoruz? manşetleri yerine Yaşasın Cumhuriyet manşetlerini atıp, herkesi gönül rahatlığı içinde bayramını kutlamaya çağırırdı!
Oysa Cumhuriyet gazetesi, başyazısında ne güzel söylüyor; Cumhuriyet sözcüğü tek başına bir şey ifade etmez diye! Soruyoruz; Cumhuriyet rejimi, ülkenin farklı inanç gruplarından emekçileri ve Kurtuluş Savaşı sürecinde eşit haklar vaat edilen Kürt halkı için ne ifade ediyor? Sünniliği bir devlet dini haline getirip, başta Aleviler olmak üzere diğer inanç gruplarına dayatarak laik olunabilir mi? Türklüğü, nüfusu on milyonlarla ifade edilen Kürt halkına ve diğer milliyetlerden ülke halkına dayatarak; birlik, bütünlük sağlanabilir mi? Cumhuriyet gazetesi, gerçek bir laiklik ve demokrasi için mücadele eden Alevilerin, Kürtlerin, aslında bir hak sorunları bulunmadığına; bu güçlerin, laikliğe ve ülkenin bütünlüğüne karşı dış güçler tarafından kışkırtıldıklarına inanmamızı istiyor.
Merak ediyoruz: Cumhuriyet, acaba 28 Şubatta anti laikleri iktidardan uzaklaştıran laik generallerin, Bölgede Kürtlerin eşit hak talepli mücadelesine karşı Hizbullahla iş birliğini nasıl izah ediyor? Yine laikliğin ve ülkenin bütünlüğünün kuruyucusu ordunun başındaki isim olan Org. Başbuğ, sınır ötesi hava ve kara operasyonlarına olur veren ABD ile ilişkilerini mükemmel olarak nitelerken, ülkeyi bölmek isteyen güçlerle iş birliği yapmış olmuyor mu?
Cumhuriyet gazetesi, Neyi kutluyoruz sorusuna cevap verirken, gerçeği tersyüz etmektedir.
Cumhuriyet rejimi, sadece AKP eliyle değil; siyasetçileri ve ordusu on yıllardır emperyalizmin güdümünde olduğu için bağımsızlığını çoktan yitirmiştir.
Laiklik, sadece İslamcılar iktidarda olduğu için elden gitmemektedir; en başından beri Sünnilik bir devlet dini olarak dayatıldığı, devlet bütün inançlara aynı mesafede durmadığı için Cumhuriyet rejimi hiçbir zaman gerçek anlamda laik olamamıştır.
Cumhuriyet rejimi, Kürt halkı ve ülkenin her milliyetten emekçileri için hiçbir zaman demokratik olmadığı için artık varlık yokluk sorunu yaşamaktadır. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren Kürtlerin demokratik hakları için kalkıştığı isyanlar, ağaların, aşiretlerin genç Cumhuriyete karşı başkaldırısı olarak gösterilmiş; öte yandan, Kürtlerin ulusal uyanışına karşı ağlarla, aşiret reisleriyle iş birliği yapılmıştır. Üstelik koruculuk uygulamasıyla bu güçler devlet eliyle silahlandırılmıştır.
Bugün ülkeyi bölünme tehdidiyle karşı karşıya getiren, Kürtlerin eşit haklar temelinde birlikte yaşamak istemesi değil; Kürtlere karşı baskı ve inkar politikalarının sürdürülmesindeki ısrardır.
Sahi, Cumhurla adının ötesinde bir bağı kalmamış olan Cumhuriyet rejiminin neyini kutluyorsunuz?..
ÇETİN DİYAR