02 Kasım 2009 00:00
Türkiye süt inekçilerini uyarıyorum;Kabak yine size patlayacak!
Eylül 2009 sonlarında TV haberlerinde, özellikle ilk aşamada çiftçilerimizi ilgilendiren ilginç bir haber vardı.
Eylül 2009 sonlarında TV haberlerinde, özellikle ilk aşamada çiftçilerimizi ilgilendiren ilginç bir haber vardı. Almanya ve Fransadan gelen çiftçiler, Belçikada 3 milyon ton sütü tarlalarına döküyorlardı. Nedeni; Düşürülen çiğ inek sütü fiyatlarının süt inekçilerini iflasa sürüklemesiydi.
Haberin arkasına bakmak gerekiyor. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Avrupalı insanlar, açlıktan da çok kayıp verdi. Bu nedenle, özellikle Avrupa Birliği (AB) ile birlikte, Avrupalı gıda egemenliğini öne çıkardı. Bunun sonucu olarak, tarımda serbest piyasa koşulları uygulanmıyor. Gerek örgütlenme, gerekse ürün fiyatlarının desteklenmesi için ortak AB bütçesinde en fazla pay tarıma ayrılıyor. Tarımın ayrıcalıklı sektör olmasının ardındaki birinci neden bu. İkinci neden ise şu; Avrupalılar, çevre ülkelerini toplumsal ve ekonomik yönden denetim altına almak için onların pazarlarına girmek istiyorlar. Bu amaçla, kendi tarımlarını desteklerken, çevre ülkelerin tarımsal gücünü zayıflatmak için her türlü zorlamayı yapıyorlar. Kısaca, üretimlerini, sadece kendilerine yeter duruma getirmeleri için değil, çevre ülkelerine de tarım ürünleri ve girdilerini satmak amacıyla yapıyorlar. Ancak bunun arkasında da tarımda yapılanmış, kapitalist şirketlerin ve işletmelerin iflah olmaz kâr güdüsünün olduğu söylenmelidir. Bununla birlikte, kimi zamanlar bir yandan çevre ülkelerin alım gücünün sınırlılığı, bir ölçüde gümrük fonları, Avrupalıların ellerindeki tarım ürünlerinin ve bu bağlamda süt tozu, tereyağı ve sığır eti dış satımını zor duruma getiriyor ve stoklar yeniden oluşmaya başlıyor. Avrupada çiğ süt fiyatlarının düşmesinin ardındaki gerçeği buralarda aramak gerekiyor.
Türkiye süt inekçileri, Avrupalı süt inekçisinin zor duruma düşmesinden etkileniyor, etkilenecek. Şimdi, Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği merkez yöneticilerini, il birlik başkanlarını uyarıyorum. Avrupalı süt inekçileri hapşırdı, siz grip hatta zatürreeye yakalanacaksınız. Yakalanacaksınız diyorum, aslında yakalandınız bile, hastalık etmeni içinizde. Aspirin ile sizi tedavi etmeye çalışıyorlar. Anlatayım; 2008de çiğ süt fiyatları düşüşe geçince, Tüsedad 2. Başkanı Deveciye göre kayıtlı 180 bin ineği kasaba gönderdiniz. Benim hesaplarıma göre kesilen hayvan sayısı bunun iki katı. Nedeni, Türkiyede çiğ süt fiyatlarının düşürülmesiydi. Çünkü Avrupadan Türkiyeye bol miktarda çiğ süt tozu, tereyağı ve buzağı maması (aslında süt tozu), yasal ya da yasal olmayan yollardan geldi, getirildi. 2008de bu yolla, Avrupalı çiftçi, fakir Türk çiftçisi tarafından desteklendi.
Önümüzdeki günlerde neler olacak? Birincisi, bildiğimiz gibi, Türkiyede kırmızı et fiyatları yükseldi. Bunun üzerine geçenlerde Bakanlar Kurulundan kırmızı et dışalımı için karar çıktı. Gerekçesi de piyasayı terbiye etmek.
Biz bu filmi, 1980li yılların başında da görmüştük. Bir yandan sığır eti dışalımı yapılırken, bunu da gebe düve dışalımı izlemişti. İzlenen bu politikayı da Kurulması özendirilen dev sığırcılık işletmelerinin damızlık gebe düve gereksinmesinin karşılanması için yapıyoruz, başka çaremiz yok şeklinde açıklamışlardı.
Özetlersek, bir yandan süt ve ürünleri, diğer yandan sığır eti dışalımı yapılarak iç fiyatlar düşürülecek, hayvanlar kasaba gidecek, arz düşünce fiyatlar tekrar yükseltilecek, bunun üzerine inekçilik özendirilecek, gebe düve gereksinimi yaratılacak, ancak gereksinim iç piyasadan sağlanamadığı için, dış pazara yönlendirilecek. Buna bir ekleme daha yapalım; gebe düve dışalımıyla birlikte çiğ süt alımı da gündeme gelebilir. Anılan doğrultuda bir açıklamayı, bugün Ulusal Süt Konseyi Başkanı olan Ethem Sancak yaptı. Sancak; Önümüzdeki dönemde ABye kabul edilirsek, bizim de standartlara göre 24 milyon lt süt tüketmemiz gerekiyor. Bu da 19 milyon lt süt ithal etmemiz gerekeceği anlamına geliyor, dedi (Hürriyet gazetesi, 13 Ekim 2009). Sancak, daha önce de Türkiyede 12 milyon ton süt üretiliyor, bunun 10 milyon tonu lağıma dökülecek süttür demişti.
Evet, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Yöneticileri, çiftçilerimize ve ineklerimize nasıl sahip çıkacaksınız? Ses veriniz, kamuoyu ve çiftçilerimiz sizden cevap bekliyor!
MUSTAFA KAYMAKÇI Prof. Dr. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi