05 Kasım 2009 00:00
Aleviler haklarından feragat etmeyecek
Geçen yıl 9 Kasımda Ankarada yüz binlerin katılımıyla alana çıkan Aleviler, taleplerini görmezden gelen AKP hükümetinin kendi Alevi açılımını dayatmasının karşısına aynı kitlesellikte dikilecekler.
Geçen yıl 9 Kasımda Ankarada yüz binlerin katılımıyla alana çıkan Aleviler, taleplerini görmezden gelen AKP hükümetinin kendi Alevi açılımını dayatmasının karşısına aynı kitlesellikte dikilecekler. 8 Kasım Pazar günü İstanbul Kadıköyde Alevi Bektaşi Federasyonu tarafından gerçekleştirilecek miting, ayrımcılığa karşı eşit yurttaşlık hakkı şiarıyla düzenlenecek.
Mitinge siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri de destek verecek. Sultangazide yaşayan vatandaşlar ve Alevi derneklerinin yöneticilerinin miting hakkındaki düşüncelerini aldık.
AKP hükümetinin gerçekleştirdiği açılımların kendilerini ve toplumu yakından ilgilendirdiğini söyleyen Pir Sultan Abdal Derneği Sultangazi Şube Yöneticisi Asker Akkoç, Ki bu açılmalardan biri de Alevi çalıştaydı. Biz dernek olarak merkezi düzeyde bu çalıştaylara katıldık. Şunu biliyoruz: Açılım yapmacık bir açılımdır tespitini yaptığı konuşmasını şöyle sürdürdü: Sorunun esas kaynağını belirtmek gerekiyor. Bizce bu açılımın asıl amacı, Türkiyeyi ılımlı bir İslam ülkesi haline getirebilmek. O yüzden de geçmişten bugüne ezilen bir toplum olarak biz Alevilere bu açılım inandırıcı gelmiyor. Başka bir söylemle, AKP kendi Aleviliğini yaratmaya çalışıyor. 8 Kasımda bizler miting yapıyoruz. Bunun için çalışmalar yapıyoruz. Bugün miting duyurusunu yapmak için Kadıköyde 3 arkadaşımız afiş asarken polis tarafından tartaklanarak gözaltına alınıyor. Nasıl güvenelim biz bu hükümete?..
OSMANLIDAN BU YANA ZULÜM GÖRDÜK
Biz Aleviler Osmanlıdan bu yana zulüm gördük. İnkar edildik, yok edilmeye çalışıldık. Atatürkün kurduğu cumhuriyeti davul zurnalarla karşıladık, çünkü cumhuriyetle artık tanınacağımızı düşündük. 86 yıl geçmesine rağmen bizler daha yeni yeni biz Aleviyiz diyebiliyoruz...Bu sözlerin sahibi Tunceli Ovacıka bağlı Eğripınar Bozkıra Köyü Derneği Başkan Yardımcısı Mustafa Opuz, ibadetlerini kendi anlayışlarına uygun yaşayabilmek için çektikleri sıkıntıları kendi yaşamından örneklerle aktarıyor: Tuncelide çocukluk yıllarımda, babamlar bizim inancımız olan cemi yapmak için dışarıya asker ya da polis gelme ihtimaline karşı önlem olarak nöbetçi bırakırlardı. Okuldayken Tuncelide yaşamamıza rağmen Aleviyiz diyemiyorduk...
Çocukluk yıllarında cemlerini bir suç işliyormuş gibi gizli şartlar altında gerçekleştirmenin, okulunda mezhebini söyleyememenin bir çocukta yaratabileceği tramvaya dikkat çeken Opuz, Atatürkün altı okundan birisi olan laiklik ilkesinin bu ülkede hiç var olmadığını vurguluyor: 86 yıldır bu ülkede 20 milyona yakın alevi yok sayılıyor. Ne yazık ki ülkemizde hâlâ tek bir mezhep üstünlüğü var.
Son zamanlarda AKP hükümetinin gerçekleştirdiği alevi çalıştaylarını olumlu bulmakla birlikte ciddi bulmadığını belirten Mustafa Opuz, Bir yandan alevi çalıştayını gerçekleştireceksiniz, diğer yandan çocuklarımıza Sünni mezhebini öğreteceksiniz, zorla namaz kıldırtacaksınız; böyle bir şey olmaz diyor.
ŞEÇMELİ DERSE KORKUDAN GİRİLDİ
15 köyü bünyesinde bulunduran Karabel Yöresi Köy Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Haydar Çamlıtepe de bölgelerindeki köylerin çoğunun Alevi köyü olduğunu hatırlatarak, mitinge ilişkin düşüncelerini belirtti: Ben lisede okuduğum zaman din dersleri seçmeliydi. Ben seçmeli din derslerine girmiyordum. Birçok Alevi arkadaşım korkudan din dersine girmek zorunda kalıyordu. Yani düşünüyorum da biz o tarihten bugüne ileri gideceğimize geriye gitmişiz... Seçmeli olan din dersi bugün zorunlu hale gelmiş ve hatta mahkeme kararları olmasına rağmen ne yazık ki bu zorbalık hâlâ sürüyor. Oraya buraya çekmeye gerek yok, ben AKPnin düzenlediği Alevi çalıştaylarını çözüm üretecek adımlar olarak değerlendirmiyorum. Çok değil, daha on beş yirmi gün önce meclise sunulan bir önergede cemevlerinin yasal statüye kavuşturulması istendi, bu önerge iktidar partisi olan ve çalıştay yapan AKP milletvekilleri tarafından reddedildi. Bu da yapılan çalıştayların biz Alevilerle dalga geçmek oluğunu bir kez daha gösterdi.
Cemevlerinin camiye alternatif olmadığını öne süren AKP hükümetinin Alevilere bakışının sadece boş bir tutum olduğunun anlaşıldığını söyleyen Çamlıtepe, Bizler ne cemevlerini camilere alternatif görüyoruz, ne de camileri cemevlerine alternatif olarak görüyoruz.
Cemevleri Alevilerin inanç merkezidir, camiler de Sünni kardeşlerimizin inanç merkezidir. o nedenle biz 8 Kasımdaki mitinge sadece Aleviler için değil, demokrasi isteyen bütün toplumumuz için katılacağız dedi.
(İstanbul/EVRENSEL)
CHPYE DE GÜVENMİYORUZ...
Asker Akkoç (Pir Sultan Abdal Derneği Sultangazi Şube Yöneticisi): Bizler şunu da çok iyi biliyoruz yıllarca Alevileri oy deposu olarak gören laiklik kandırmacısıyla bizleri peşinden sürükleyen fakat sorunlarımızı yıllardır görmeyen CHPye de inanmıyoruz. Şunu çok iyi biliyoruz ki asıl ülkemizde tek mezhepçiliği yayan ve bunu koruyan hatta bir devlet politikası olarak yaşatan parti de CHPdir. Bunu yapacağımız mitingde dile getireceğiz. Yapılan bütün alevi katliamlarının ya CHP iktidardayken ya da koalisyon ortağıyken yapıldığını da biliyoruz. Biz artık birilerinin yedek parçası olmak istemiyoruz. Bizim ülkemiz laik değil. Biz biliyoruz ki laik bir yönetimde devlet dine karışmaz. Oysaki bizim ülkemizde. Devlet bir mezhebi tutarak inançlara müdahale ediyor. Pir Sultanın savunduğu gibi helalce yaşamak istiyoruz. Ayrımcılık istemiyoruz. Eşit yurttaşlık istiyoruz. Sadece kendimiz için değil. Kürtler içinde istiyoruz. Ülkemizde yaşayan her ulus için, her inanç için istiyoruz. Sadece Alevileri değil, demokrasi isteyen eşit yurttaşlık isteyen herkesi mitingde görmek istiyoruz.
DİYANET BİZE DE SÜNNİLERE DE ENGEL
Mustafa Opuz (Bozkır Köyü Derneği Başkan Yardımcısı):
Biz aleviler Cumhuriyetten bu yana vergiler ödüyoruz, ödediğimiz vergilerden bir kısmı Diyanet İşleri Başkanlığına gidiyor. Yani bizim vergilerimizle bu ülkedeki imamlar maaş alıyorlar. Biz bunu kabul etmiyoruz. 8 Kasımda düzenlenecek olan mitinge dernek olarak kitlesel katılmayı düşünüyoruz. Türkiyenin gerçekten laik bir devlet olabilmesi için Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması gerekiyor. Bizler biliyoruz ki, Sünni kardeşlerimiz de Diyanet İşleri Başkanlığı olduğu sürece kendi inançlarını özgürce yerine getiremeyeceklerdir. Çünkü devlet, Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle insanların inançlarını kendi kontrolü altına almaktadır. Mitinge sadece alevilerin değil, Sünnilerin ve diğer inanç gruplarının da destek vermesini bekliyoruz. Çünkü bizler biliyoruz ki, ülkemizdeki Alevilerin sorunlarının da Kürtlerin sorunlarının da aza indirgenmesi, Türkiye halklarının çıkarına olacaktır. Kazanan; bağımsız, demokratik, gerçek laik Türkiye olacaktır.
BİR VALİM BİLE YOK ANLIYOR MUSUN?..
Dursun Çelik (Yozgat İli Çekerek İlçesi Kamışçık Köyü Derneği Başkanı) : Düşünebiliyor musunuz, laik bir ülkede 81 ilin içinde alevi vali bile yok. ne yazık ki 86 yıldır cumhuriyet hükümetlerinin bize bakış açısı bu. Aynı şekilde, yıllardır oy verdiğimiz CHPnin bize bakış açısı da budur. Biz mitinge, alevi halkının taleplerinin kabul edilmesi için dernek olarak canla başla çalışıyoruz. O gün çoluğumuzla çocuğumuzla, komşumuzla Kadıköyde olacağız ve laik bir ülke yönetimi için adımımızı atacağız. Atacağımız bu adımlarda, ülkede demokrasi isteyen, insan hakları isteyen bütün herkesi yanımızda görmek istiyoruz.
Tek Gıda-İş miting alanında olacak
8 KASIM Pazar günü Ayrımcılığa Karşı Eşit Yurttaşlık Hakkı adıyla alevi örgütlerinin düzenlediği mitinge, Tek Gıda-İş sendikası da katılacak. Alevilerin düzenlediği bu mitingi demokrasi mücadelesinin gereği olarak gördüklerini belirten 10 Nolu şube başkanı Muzaffer Dilek, bir yıl aradan sonra yapılan mitingi rutine bağlanmış, tarihlere hapsedilmiş bir eylem olarak görmediğini vurguluyor.
Aleviliği satanizmle yan yana koyan bakanlar varken böyle bir anlayışa talep ulaştırmayı da doğru bulmuyorum diyen Dilek, ABnin Türkiyeye üyelik için uyguladığı taktiği AKPnin de kendi vatandaşına reva gördüğü görüşünde.
AKP hükümetinin vermeyen ama küstürmeyen bir tutumla kitleleri kapısında bekletmeyi amaçladığını ifade eden Dilek, bu Kürt açılımı için de böyle, alevi açılımı için de böyle diyor.
Eşit Yurttaşlık Hakkı İçin yasaların yeterli olmadığını söyleyen Dilek, mevcut hakları hem kullanabilmek hem de genişletebilmek için Taksim sevdalarından da kurtulup, en kitlesel katılımlarla harekete geçmekten başka çare kalmıyor. demokrasi için de mücadele için de tek yol budur diyor.
1950lerle birlikte artan Amerikancı politikaların Türk-Kürt, Alevi-Sünni gibi ayrımcılıkları körüklediğini, Demirel ve Özal ile başlayan her alevi köyüne bir cami şiarının bugün yerini alevi çalıştayına, açılımına bıraktığını belirten Muzaffer Dilek, okullardaki din eğitimini de eleştiriyor: Çocuklara anlayabilir yaşa gelmeden din dersi vermek doğru değil. Hele tarikatlarda olan neredeyse her şeyi müfredata koyarak din dersi vermek kabul edilir bir şey değil. Tarih boyunca dinlerin gelişimi bir kültür ve genel bir bilgi olarak işlenmesi gerekirken, bir mezhebin bilgileri ve inançlarının gereğini işlemek, din kültürü ve ahlak bilgisi olmaz. Bu çok ahlaklı bir iş de olmaz açıkçası...
Biz ne zaman ki demokrasiyi mücadele ederek kazanacağız, o zaman bu sorunlar sorun olmaktan çıkmaya başlayacaktır diyen Dilek, gerçek ayrımın emek ile sermaye arasında olduğunu belirtiyor ve ekliyor: Biz genel başkanımızla birlikte çok kitlesel olmasa da bu mitinge katılıp destek vereceğiz.
Aleviler somut taleplerini ayrımcılığa karşı haykıracak
KARABEL Yöresi Köy Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Haydar Çamlıtepe, hafta sonu Kadıköyde yapılacak mitingde ayrımcılığa karşı çıkışın yanında şu somut talepleri dillendireceklerini belirtti: Cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi, zorunlu din derslerinin kaldırılması, Madımakın müze olması, Diyanet İşleri Bakanlığının lağvedilmesi, Alevi inançlarının merkezi olan Hacı Bektaşın Alevilere verilmesi...
Müze taleplerinin dünyada örneklerinin olduğunu belirten Haydar Çamlıtepe, Solingen bu örneklerden bir tanesidir. Orada yapılıyorsa Türkiyede neden yapılmasın? dedi.
Bundan sonra da demokratik kitle örgütleriyle birlikte demokrasi çıtasını yükseltmek için mücadele edeceklerini belirten Çamlıtepe, Kürtlerin haklarının tanınmasını da demokrasinin bir parçası olarak gördüklerini vurgulayarak şu çağrıyı yaptı: 8 Kasımda yapılacak olan Ayrımcılığa Karşı Eşit Yurttaşlık Hakkı mitinginde gerçek laiklik, gerçek demokrasi isteyen ve İnsan ancak haklarıyla insandır düşüncesini savunan dostlarımızı görmek istiyoruz.
Rıza Çiçek