07 Kasım 2009 00:00
114 ülke, İsrail savaş suçu işledi dedi
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İsrail ve Haması Gazzede Aralık 2008-Ocak 2009 tarihleri arasındaki İsrailin saldırıları sırasında savaş suçu da dahil ...
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İsrail ve Haması Gazzede Aralık 2008-Ocak 2009 tarihleri arasındaki İsrailin saldırıları sırasında savaş suçu da dahil uluslararası insani hukuk kurallarını çiğnemekle suçlayan ve iki taraftan da soruşturma açmalarını isteyen Goldstone raporunu destekleyen karar tasarısını kabul etti.
192 üyeli Genel Kurulda ülke temsilcilerinin konuşmalarının tamamlanmasının ardından Filistin ve Arap ülkeleri tarafından Genel Kurula sunulan karar tasarısı, aralarında Türkiyenin de bulunduğu 114 ülkenin oylarıyla kabul edildi. Oylamada, aralarında ABD ve İsrailin bulunduğu 18 ülke hayır oyu kullanırken, 44 ülke çekimser kaldı. Oylamada Avrupa Birliğinden Fransa, İngiltere, İspanya, Danimarka, Avusturya, Bulgaristan, Yunanistan, Norveç, Romanya, Hollanda, Lüksemburg gibi ülkeler çekimser oy kullanırken Birlik üyesi devletlerden yalnızca Portekiz ile Kıbrıs evet oyu kullandı.
Rusya tasarının kabulünde çekimser kalırken, Çin raporun Genel Kuruldan geçmesi için Evet dedi. Kararda BM Genel Sekreteri Ban Ki-moondan, Goldstone Raporunu BM Güvenlik Konseyine sunması, İsrail ile Hamastan ise raporda da istendiği biçimde savaş suçu işlediklerine dair iddialarla ilgili kendi iç soruşturmalarını 3 ay içinde açmaları isteniyor.
FİLİSTİN MEMNUN
Filistinin BM Temsilcisi Riyad Mansur, oylamadan sonra yaptığı açıklamada, tasarının kabulünü Genel Kurulun tarihindeki en önemli kararlarından biri olarak değerlendirdi. Mansur, İsrailin Gazzede yaptıklarının cezasız kalmaması ve hesap vermesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu: Biz, Filistinliler olarak 3 ay sonra BM Genel Sekreteri Ban Ki-moonun Kurulun bugün aldığı kararın uygulamaya konulmasıyla ilgili raporunu dinlemek için yine buraya geleceğiz. Bugün bu yolculuğa başladık. Bu bir süreç ve biz, Filistinli sivillere karşı savaş suçu işleyen İsrailliler hak ettikleri cezayı alana dek bu süreci devam ettireceğiz.
ABD VE İSRAİLHAYIR DEDİ
Karar tasarısına hayır oyu veren ABDnin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Alejandro D. Wolff da yaptığı açıklamada, ABDnin insan hakları ve insani hukuk ihlallerine karşı hesap verebilme ilkesini desteklediğini, bu bakımdan iki tarafın ihlal iddialarıyla ilgili olarak kendi iç soruşturmalarını açmaları ilkesini benimsediklerini ifade etti. Ancak raporun dengesiz bir biçimde İsraili hedef aldığını, İsraile karşı önyargılı olduğunu iddia eden Wolff, konuyu BM Güvenlik Konseyinin önüne getirme yönündeki baskıların da Ortadoğu barış süreci açısından hiç yapıcı olmadığını, raporun tartışma yerinin BM İnsan Hakları Konseyi olduğunu söyledi.
İsrailin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Daniel Carmon ise, raporun tek taraflı, çarpıtılmış ve önyargılı olduğunu iddia etti.
Filistin tarafında soruşturmayı kimin açacağı sorusunu yönelten Carmon, Bu soruşturmayı İsraili yok sayan Hamas mı, yoksa Gazzeden atılan Filistinli yetkililer mi yürütecek? dedi. (DIŞ HABERLER)
BUNDAN SONRA NE OLACAK
Goldstone raporunun Genel Kurulda kabul edilmesinin ardından, rapora destek verdiğini açıklayan BM Genel Sekreteri Ban Ki-moonun tasarıyı vakit geçirmeden BM Güvenlik Konseyine götürmesi, tasarının bir an önce hayata geçirilmesi için çaba göstermesi bekleniliyor.
Tasarı, Güvenlik Konseyinde ele alındıktan sonra, Gazze saldırıları sırasında yaşanan insan hakları ihlallerinin araştırılması için hem Hamas hem de İsraile kendi iç soruşturmalarını gerçekleştirmeleri için üç aylık bir süre tanınacak. Tasarı, ayrıca Ki-moondan tasarıda tavsiyelerinin uygulanıp uygulanmadığı yönünde Genel Kurula üç ay içinde bir rapor sunmasını da istiyor.
Güvenlik Konseyinde veto yetkisi bulunan ABD başta olmak üzere İngiltere, Fransa gibi ülkelerin sıcak bakmamalarına rağmen, BMnin 60 yıllık tarihinde Genel Kurulun Genel Sekretere yönelttiği isteklerin hepsi yerine getirilmiş durumda. Bu da Ban Ki-moonun Goldstone raporunu en kısa zamanda Güvenlik Konseyine getireceği anlamına geliyor.
Abbas çekildi
FİLİSTİN Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail ile barış görüşmelerindeki çıkmaz ve ABDden Yahudi yerleşimlerinin dondurulması konusunda yeterli destek bulamaması sonrasında, önümüzdeki ocak ayında yapılacak Filistin devlet başkanlığı seçimlerinde aday olmayacağını açıkladı.
İSRAİL: HAMAS GÜÇLENEBİLİR
İsrailde yayınlanan Haaretz gazetesi, Abbasın kararının açıklanmasının ardından İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peresin, Abbası telefonla arayarak kendisini kararından vazgeçirmeye çalıştığını bildirdi. Haaretze göre Peres, Abbasa kararının Filistin yönetiminde siyasi krizi tetikleyebileceği ve Hamasın, Batı Şeriayı da ele geçirmesine yol açabileceği endişesini dile getirdi. Gazeteye göre Peres, Abbasa, Filistinlileri bırakırsanız, bağımsız bir devlet olma fırsatını da yitirirler. Bölgede durum giderek kötüleşir. Filistin halkının hatırı için yerinde kal dedi.
Haaretz, adının açıklanmasını istemeyen bir ABDli yetkilinin, Filistinde gerçek bir kriz durumu var sözlerini de aktardı. Filistin resmi haber ajansı Wafa ise Abbasın kararını açıklamasından sonra dünya liderlerinden de telefonlar aldığını bildirdi. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahudan ise Abbasın kararıyla ilgili henüz bir açıklama gelmedi. Ancak Netanyahunun geçtiğimiz günlerde özel bir toplantıda, barış sürecini ilerletebilecek güçlü bir Abbasın, İsrailin de çıkarına olduğunu söylediği, Eğer Filistinliler ile barış yapmak istiyorsak, mevcut alternatifler içinde Abbas en iyi ortaktır dediği belirtildi.
Filistinli Başmüzakereci Saib Erekat ise Abbasın kararının bir manevra ya da taktik olmadığını söyledi. Abbasın bir yardımcısı da Abbasın önceki günkü basın toplantısında, Sorun İsrail ve takındığı tavır demesine karşın, konuşmasında asıl hedefin, İsrail değil ABD Başkanı Barack Obama olduğunu ifade etti. Abbasın yardımcısı, Dışişleri Bakanı Hillary Clintonın İsrail yerleşimler konusunda görülmemiş tavizler verdi sözlerine atıfta bulanarak, Obama yönetiminin, Yahudi yerleşimlerinde ve özellikle Doğu Kudüsteki inşaatlarla ilgili İsrailin yanında yer almasının, Abbası şaşırttığını ve hayal kırıklığına uğrattığını söyledi. Yardımcılarına göre daha önce yerleşimlerle ilgili ABDnin tam desteğini alan Abbas, ihanete uğradığına inanıyor.
AÇIK KAPI VAR
Filistinli gözlemciler ise Abbasın konuşmasındaki çok dikkatli seçilmiş kelimelerin, kararından dönmeye ikna edilebileceğine ilişkin kapıyı açık bıraktığını ifade ediyor. Bunun, ABDden gelecek ve Filistinin yerleşimlerdeki inşaatlarla ilgili talebine destekle mümkün olabileceğini belirtiyorlar. (DIŞ HABERLER)