08 Kasım 2009 00:00

ÖZGÜRLÜK

Bireysel ya da toplumsal davranış biçimlerini hassasiyetlerin belirlediği bir toplumsal yapılanmanın cenderesinde yaşıyoruz.

Paylaş

Bireysel ya da toplumsal davranış biçimlerini hassasiyetlerin belirlediği bir toplumsal yapılanmanın cenderesinde yaşıyoruz.
Demokrasi, barış, farklılıklarla birlikte yaşamak üzerine oluşturulacak bir toplumsal yapılanmaya doğru adım atmaya başladığımızda, önümüze ‘hassasiyetler’ engeli dikiliveriyor.
Kimin hassasiyetleri?.. Toplumun bir kesiminin dokunulmaz ilan edilmiş hassasiyetleri… Ve toplumun hassasiyetleri tabulaştırılan kesimleri, rastlantıya bakın, toplumun ezilmiş, hak arayan diğer kesimlerini kendi değer yargılarıyla kuşatmış oluyor.
Toplum hassasiyetler hiyerarşisi üretmiş: Dokunulamaz, ihlal edilemez egemen temel hassasiyetler ve dokunulabilir, ihlal edilebilir tali hassasiyetler...
Egemen ilan edilmiş hassasiyetlerle çelişen, çatışan tali ilan edilmiş hassasiyetlerin üzerine bir anda çarpı işareti konuluyor.
Düşüncelerinin, inançlarının, yaşam biçimlerinin; toplumsal, siyasal seçimlerinin biçimlendirdiği duygularına ve davranış tercihlerine dokunulmazlık zırhı giydirip tabulaştırarak kurumsallaştırmış toplum kesimleri, egemen hassasiyetlerin bekçiliğine soyunuyorlar.
Bu kesimler, hassasiyetlerinin bekçiliğini diğer toplum kesimlerini duygularını, tercihlerini kendilerininkine uygun olarak belirlemeye, açığa vurmaya, yaşamaya zorlayarak yapıyorlar.
Ve bu hassasiyetler hiyerarşisi, daha doğru ifadeyle hassasiyetlerde ayrımcılık, belli siyasi çizgilerin mücadele aracı oluyor; hukuk, hassasiyetlerde ayırımcılığı egemen hassasiyetlere aykırı davranışları suç sayıp cezalandırarak ya da suç oluşturan bir eylemin cezasını hassasiyetler gerekçesiyle hafifleterek ve bazı durumlarda cezalandırmama gerekçesi sayarak meşrulaştırıyor.
Hassasiyetlerde ayırımcılık tali hassasiyetlerin egemen hassasiyetlerin gölgesinde nasıl, ne zaman, hangi yollarla açığa vurulması gerektiğini ya da açığa vurulup vurulmayacağını belirleme, bunun koşullarını saptama cüretini, sanki bu bir hakmışçasına dayatma olanağı sağlıyor.
Hassasiyetlerde ayırımcılığın toplumsal yapılanmanın meşru zemini olarak kabullenilmesi; demokrasiye, barışa, farklılıklarla birlikte yaşamaya doğru atılan adımların, ‘açılımların’ önünü tıkıyor.
Kürtlerin tali sayılan hassasiyetlerini kendi duygu ve coşkularıyla dile getirmeleri, Kürt olmayanların egemen sayılan hassasiyetlerini umursamıyor diye dehşete düşülürse, toplumsal barış sağlanabilir mi? Çocukları ölen ‘şehit anaları’nın hassasiyetleri, çocukları ölen Kürt analarının hassasiyetlerine nefret uyandırırsa, toplumsal kaynaşma yaratılabilir mi? Dindarların hassasiyetleri, dini irdeleyen hassasiyetlerin; laiklerin hassasiyetleri laikliği irdeleyen, dini inançlarına göre yaşamak isteyen hassasiyetlerin; cinsel tercihlerin kadın-erkek ilişkisi temelinden ayrılmasını sapıklık olarak görenlerin hassasiyetleri farklı tercihte bulunan hassasiyetlerin; kadına evlilik birliği içinde ev işlerini görme rolü biçen erkeklerin hassasiyetleri, bu rolü reddeden hassasiyetlerin egemeni olursa, demokrasi kurulabilir mi? Belli kişi, kurum ve kültürler tabulaştırılarak yaratılan hassasiyetler bu tabulara karşı ilan edilen hassasiyetleri hassasiyet kabul etmezse, bilim gelişebilir mi?
Yüzlerce örneği sıralanabilir: Toplumda hassasiyetler ayırımcılığı yaratılmış ve bu ayırımcılık günümüzde barışın, demokrasinin, farklılıklarla birlikte yaşamanın önünü tıkamaya çalışan otoriter ve despotik siyasi anlayışların toplumu kamplaştırmada kullandıkları siyasi araçlar olarak kullanılıyor.
Dünya değişiyor, her şey değişiyor, kuşaklardır egemen sayılan hassasiyetler oldukları gibi duruyorlar. Tali sayılan hassasiyetleri egemen sayılan hassasiyetlerin boyunduruğundan kurtarmanın yolunu bulmalıyız.
Hassasiyetler ayırımcılığının üstesinden gelebilmenin fikriyatını geliştirmedikçe, despotizmin ve otoritarizmin belkemiğini kırabilmek zor görünüyor.
YÜCEL SAYMAN
ÖNCEKİ HABER

ABAKÜS

SONRAKİ HABER

YÖK’süz bir üniversite istediler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...