18 Ekim 2009 00:00
Fatih Terim, Messi, Jupp Derwall
Milli Takım, Dünya Kupası elemelerinde, grubunda 3. olarak 2010a gitme şansını yitirdi. Haydi hep beraber milli yas ilan edelim(!) Sanki Dünya Kupası organizasyonlarının daimi katılımcısıymışız gibi...
Milli Takım, Dünya Kupası elemelerinde, grubunda 3. olarak 2010a gitme şansını yitirdi. Haydi hep beraber milli yas ilan edelim(!) Sanki Dünya Kupası organizasyonlarının daimi katılımcısıymışız gibi... Tarihinde sadece 1950, 1954 ve 2002 yılları olmak üzere sadece 3 kez gidebildiğimiz Dünya Kupasında elde ettiğimiz en büyük başarı, 2002deki üçüncülük. O başarıya da talihli sayılabilecek bir fikstürle bize rakip olan Kosta Rika, Çin, Japonya, Senegal ve G.Koreyi yenerek ulaştık. Karşılaştığımız en ciddi rakip Brezilyaya ise hem grupta hem de yarı finalde yenildik. O nedenledir ki önümüzdeki yaz Güney Afrikada düzenlenecek olan Dünya Kupasına gidememek pek de şaşırtıcı değil. Yani Tarih tekerrür etti demek mümkün. Tarih tekerrür etti etmesine de, bu tekerrürü biraz da Fatih Terime borçluyuz. Oynattığı futboldan çok futbol dışı olaylarla adından söz ettiren imparatora... Kısa süren İtalya macerasının ardından Fatih Terim, gerek Galatasarayda, gerekse de yeniden tutunmaya çalıştığı A Milli Takımda hep futbol dışı olaylarla gündemdeydi. İsviçre maçındaki olaylar, Belçika maçında rakip takım teknik direktörü Vandereycken ile yaşadıkları, Bosna maçında oyundan atılması gibi
Medya ile yaşadığı diyaloglar da onun aslında eleştiriye tahammülsüz kişiliğinin göstergesiydi. Yazdıklarını beğenmediği spor yazarına telefonda küfrederek bir skandala imza atan da oydu
Rusyada sayısız başarılara imza atan Fatih Tekke, senelerdir milli takım yüzü görmedi mesela. Örneğin kendi takımında zor oynayan bazı futbolcular, hep Terimin gözdesiydi. Bazı futbolcular bir vardı bir yoktu masal misali onun döneminde. Belki de 2008 Avrupa Şampiyonasında meleklerin yardımıyla son dakikalarda gelen başarıların ardından bırakmalıydı Fatih Terim. Aldığı maaş da hep çok konuşuldu, çok tartışıldı. PEKİ YA BİZ?2010 hüsranında Fatih Terim kadar başka sorumlular da var elbette. Bizler mesela
Arda Turanı şimdiden Messi yapan bizler... Sercan Yıldırımı dünya yıldızı yapan zihniyet, onun Bosna Hersek maçında kaçırdığı gol için ne diyebildi? Daha ortada bir sistem yokken, biz, yıldızlardan, mega starlardan söz ediyorduk. Olsa bile ne fayda ki?.. A Milli Takım grupta, ciddi bir rakip sayılamayacak Bosna Hersekin bile 4 puan gerisinde kaldıysa, aslında çok da konuşulacak bir şey yok demektir. Estonyayı yenemiyorsak Güney Afrika için hayıflanmanın anlamı yok. Beğenmediğimiz Slovenyadan, Slovakyadan, Danimarkadan, Finlandiyadan, Ukraynadan daha az puanla kapatıyorsak elemeleri, ya biz pek övünülecek bir futbol düzeyine sahip değiliz, ya da onlar o kadar başarısız değiller. Evet, A Milli Takım önümüzdeki yaz Güney Afrikada düzenlenecek Dünya Kupasında olmayacak. Bu defa ne melekler yardım etti ne imparatorun gücü yetti, ne de diğer mega star(!) isimlerin... Büyük ihtimalle A Milli Takımın yeni teknik direktörü yabancı bir hoca olacak. Herkesçe kabul edilen biri olmalı bu isim. Mahalle baskısına, bizim çok bilmiş yorumcularımıza dayanabilecek biri. Düşünsenize, ne Guus Hiddink beğenildi bu ülkede, ne Joachim Löw... Ne Vicente del Bosqueyi sevdik ne de Sepp Pionteki
Dünyanın en saygın teknik adamlarına 1 sene bile zor katlandık.Galatasarayı çalıştırdığı dönemde, bir yenilgi sonrasında Jupp Derwallin kafasına taş atmışlardı. Futbol kültürümüz, sevinirken de üzülürken de öldürür cinsten. Buraya gelirken havaalanında omuzlardan indirme, yenilgi sonrasında ise saldırıya geç
Jupp Derwalli taşlayan, şimdilerde Frank Rijkaarda Evine git diyebilen bir futbol kültürünün, Güney Afrikayı hak ettiği söylenebilir mi?..
Refik Sıla Güvenç
Refik Sıla Güvenç